İhbar etmem gereken renkler var ve uzvu yalnızlığın en çok da martaval okuyanların hatırına sıkı sıkı giyindiğim yalnızlığım, söyle ne uğruna kat ettim ben bunca yolu?

Hüzün bir redifti.

Aşk ise bir kehanet.

İmha etmem gereken bu ruhu öylesine yere göğe sığdıramadım ki ve işte defansı olmayan bir bünye derdest olmuş benliğin sözcüklere teslimiyeti.

Şakağıma dayalı kalem sancılı bir oluşum sanırım yokluğa ve sensizliğe kanat açtığımın ertesi düştüm yeniden olmaması gereken bir tuzağa.

Rengim siyah rengim sevda.

Rengim yok belki de ve ırkı olmayan acılardan bir buket derledim sana.

Sözcüklerim, ah sözcüklerim.

Kınımda saklı imgeleri. Kalbimin de tam üstünde kalemin sivri ucu ve senin kibirli isyanların.

Ziyan ettiğimsin ve zehir bildiğim zanların tutuştuğu bir iskelesin sen İstanbul’a ihanet eden bir dumansın belki de asla olmaması gereken üçüncü yakasısın şehrin.

Delişmen rüzgâr.

Fıtratım ve duygu familyam.

Sancılı mevsim ve eğrelti otum ve güzergâhım ve sana tutsaklığım.

Hicviyim ben aşkın ve hicabıyım yalnızlığın.

Mevsim şerit değiştirdi nasıl da üşüyorum.

Handikapsa istiflendiğim.

Hangi rengin ulemasısın yabancı ve hangi uyakta saklı bir hecesin?

Sessizliğin iz düşümünde gecenin kapısının önünü süpürüyorum ve göz gözü görmüyor bense g/özlem yeteneğimle kendime talibim.

Bir geçitse aşk.

Şık bir hece ise gün.

Gel geç duygulara takılı bir çiçek ise gül…

Hecelediğim sözcüklerden inşa ettiğim bir cennet içimde saklı ve mübalağa etmeden seviyorum sevmeleri.

Bir denklem ile pazarlığa oturuyor kalem ve önceki hayatımda sayılarla ve mali tablolarla flört ettiğimden fazlası sözcüklerin bana uzaklardan göz kırpışı.

Bir iskele misali yaklaştığım belki de iskeleti olmayan bir canlı gibi yoğun kıvamda buharlaştığım.

Mevsimlerden yazı da getirdim işte yaza yaza ve yazın muadili iken sıcaklı ben sadece yas tutuyorum yaz gecelerinde belli ki yaza uzak bir dünya saklı iken içimde şimdilerde yaz yağmurlarının yolunu gözlüyorum.

Denklemlerin bilinmezleri ve sürekli aynı sabit kat sayı olma isteğim ve dimdik duruyorum işte hayat denen denklemin ortasında yine de sabit kalmayı ve olduğum yerde saymayı sevmediğimden midir ne aralıksız bilinmeze yanaşıyorum ve beni çözmelerini istirham ediyorum matematikçilerden.

İçimdeki trafik hayli yoğun ve sürekli ters yola girip patlayan lastiğimle trafiği birbirine katıyorum.

Mevsimsiz bir özlemle sırıtıyorum belli belirsiz ve pişekar sözcükler aralıksız göz kırpıyor.

Sayılar bana yoldaş sözcükler ise tercüman.