Düşler topla mevsimin b/ağrından öte
yol iken yaşamın da hulasası işte hayallerin gerçekleri görmezden geldiği bir o
kadar kimse görmezden gelen sözcüklerin de dokunulmazlığına yol almakta şair.
Öznesi bir yitim bazen.
Sözcüklerse birer ritim.
Bir yeti iken yazmak yetim de
kalmamalı cümleler nasıl ki sökün ediyorlar pür-ü pak, şairin yüreğinden
damlayan.
Bir sızı içliğe denk düşen bir de
sızıntı kalemin dengi iken yürekte muştalanmış hangi duygu ise açık veren.
Ölgün bir gün ve tabiatın çehresinde
çizikler var ve mevsimlerden kış lakin evren bahar tadında bir yaşama sevinci
ile esir almış insanları ötesinde yürekler birleşmiş olsa olsa yaşamın defteri
kebiri: ne kibirli ne kindar varsa yoksa dokunulmazlığı var ömrün.
Bakiyesi dünün ve işte öğretiler
süzülüyor bir bir göğün teninde dans eden mısralar fısıldıyor ve şair
sessizliğini bozup tepesine çıkıyor aşk denen yüksek dağın.
D/ağlanmış kimi acı.
Sızlansa da ruh beden pes etmiyor
lakin ansızın da dizlerinin üstüne çöküyor insan ve ruhun da aldatısı iken mutluluk,
şair çalıyor sazını ve azığa aldığı hangi duygu ise yolunun kesiştiği bin bir
umutla kanat açıyor yarınlara…
Hele ki insan büyüklerinden tembihli
ise ve işte doğurgan sevgi çoğalıyor çoğaltıyor da gaipten gelen coşkuyu ve
tınısında saklı o huzur ile bilinmezliğin her zerresine sahip çıkıyor yüce
Yaratan ve tapınılası bir duygu iken İlahi Aşkın sesi nasıl da keskin esen rüzgâr
nasıl da bıçkın ve sonsuzluğun rahmetine sığınan insanoğlu rüştünü ispatlıyor
yaşama sevincinin ve delişmen kimliğini yok sayıyor hayatın sadece dualarda
saklı olduğunu da bilirken yaşamın mealinin bir dokunup bin ah işitmek yerine…
Şair d/okuyor da d/okuyor ruhunu
ilmek ilmek ve d/okunan neyse ruhuna en şatafatlı duygu ile varlığını
müjdeliyor umudun sevginin emsalsiz zenginliğinde saklı iken mubah duygular
elbet iman gücünün anbean büyüdüğü hayatın da tek gerçeği iken ve de insanı
ayakta tutan…