Düşkün bir renk değildi pembe bilakis
umut dolu ve vakur ve kendinden emin.
İnsan gibi insanımız gibi: aşk ile
çağlayan bir nehir misali.
Özgün ve özel bir ırkız biz Türk’ün
ve Türkiye olmanın tarihini yazmaz mı kitaplar…
Yazgımız.
Nazımız niyazımız ve hep ayakta kalan
yıkılmayan bir milletiz ve de devler.
Yüreği ihya eder Türk olmanın sesi.
Ruhlara huzur salar Mümin olmanın
güncesi.
Dinmeyen bir şarkıdır bir ezgi bir
melodi.
Dünde kalmadık günde yitmedik
yarınlara dokunmak adına çabamız ve çaresizliğimi sonlandıracak olandır Tanrı.
Düşler ve hayaller ne için?
Hele ki Türkiye Cumhuriyetinin
yüzüncü yıl coşkusunda yenik filan da düşmedik hani ve İnşallah yüzümüzün
akıyla bu deprem felaketinden sıyrılıp güzel yarınlara baş koyacağız bir
olmanın birlik olmanın gayreti ve umuduyla.
Nerede yeşeren bir çiçek görsem
aklıma umut gelir ve nerede bir çocuk görsem o çocuğu kendi çocuğum gibi
kolaylıkla severim.
Bir öğretmen bin öğreti binlerce
denklem ve çözümü hayatın ve işte bizlere sunulmuşken şifresi yaşamın.
Kaygı doluyuz ve inanılmaz hüzünlü.
Gayret ediyoruz ve illa ki aşacağız
bu yıkık yolu.
Viraneye döndü nice şehir ve binlerle
telaffuz ediliyor yiten canlar ve canımızdan can gidiyor nerede bir depremzede
görüp de acısını paylaşırken hem içimize akıyor yaşımız hem de ıslanıyoruz esen
rüzgârın da üşüttüğü kadar soğuk havaya çok da aldırış etmiyoruz hani mademki
üşüyen acı çeken yaralı insanlarımız var yurdun bu yaralı bölgesinde değil
ısınmak düşüncesi bile gelmiyor insanın aklına.
Yüzümüzün akıyla yaşayan biz Türkler
ve şanlı tarihimiz ve biricik ülkemiz ve ülkümüz.
Doğu ya da batı fark etmez: kuzey
güney hiç fark etmez.
Bizler öylesine asil bir toplum ve
devletiz ki fark etmez ülkenin hatta dünyanın neresinde yaşadığımız ve yüce
Rabbimiz bize öylesine asil bir hediye bahşetti ki:
Aç yatarız ama pay ederiz.
Üşürüz ama üşütmeyiz.
Ne zaferler saklı dünümüzde ve ne
acılar pay ettik ülke tarihinde.
Asla inmez yüzümüz yere.
Ve evet, bayrağımız yarıya indi
inecek de bir süreliğine ama yeniden nazlı nazlı dalgalanacak göklerde.
Enkaz altında kalan bunca insan ve
işte hâsıl olan mucizeler birer birer.
Bir bebek.
Bir aile.
Bir yaşlı.
Bir çocuk.
Kim olursa olsun bizi biz yapan
duyguların eşliğinde canla başla da çalışırken kurtarma ekipleri ve işte tek
yürek olduğumuzun göstergesi bunca çaba bunca öz veri ve telaş.
Adımız insan.
Adımımız iyilik.
Ant içtiğimiz üstüne kutsal kitabın:
Türkiye olmanın güzelliği ve
birlikteliğin asaleti.
Aradan üç beş çatlak ses duyulsa da
dert değil çünkü bizler her zorluğu bir arada olma kaydıyla aştık ve geldik bu
günlere.
İman gücünde saklı vatan aşkı ve önce
Allah sonra vatan demeyi şerh düştük evrene.
Bizden öğrenir nice insan bir olmanın
ne demek olduğunu ve bizleriz biz olmanın coşkusuyla arşı alaya çıkarken
coşkumuz.
Hüzün.
Acı.
Elem.
Ölüm.
Felaket.
Rabbim sen güç ver bize ve güldür
yüzümüzü ve İnşallah hâsıl olacak yeni mucizelerle nice insan nice can
çıkacaktır sağ salim enkazın altından.
Binalar enkaza dönen ama bizler
asılız ve asılı imana ve asla yitmedik yitmeyeceğiz de ve asla enkaza
dönüşmeyecek varlıklarımız.
Yaralar sarılmakta.
Yara çok büyük olsa da yüce Yaratan
verecektir ilacını ve dermanı yine O’nda bulacağız.
Günler ve geceler geçmek bilmiyor ve
acılar da ve işte yavaş yavaş dinecek bu hüzün dalgası.
Annesiz babasız kalan çocuklar ve
bebekler ve işte Devlet Baba onlara sahip çıkan ve Devlet Ana:
Onlar bizim istikbalimiz ve yavrumuz
v neferiyiz bizler yarınların ve umudun.
Hazin görünen manzara yürekleri yakan
ve İman Gücü ve Allah Aşkı umudu sabrı katık ettiğimiz kadar inançla umutla
elbet aşacağız zorlukları.
Yeniden inşa edilecek yeni binalar ve
İnşallah eskisinden sağlam ve dayanıklı ve yeniden inşa edilecek yürekler ve
aileler yeniden bir olmak beraber olmak kaydıyla tarihe şerh düşeceğiz.
Yangın büyük.
Adı deprem adı felaket.
Ama çareler tükenmez insan hayatında
ve kimsesizliğimizi o çocukların yetim öksüz varlıklarını sonlandıracak olan
Allah’ın izniyle yine bizleriz.
Evimiz ruhumuz ve gönlümüz ardına
kadar açık depremzede kardeşlerimize ve vatandaşlarımıza.
Pay ediyoruz her şeyi.
Payidar kılıyoruz günü ve umudu.
Asılı kaldığımız gök kubbe ve bir
olmanın dirayeti ile yeniden nice temel atacağız ki bu ülkenin temeli zaten çok
sağlam.
Umuda dair.
Nice mucize hâsıl oldu ve olacak da
ve işte coğrafyamızda her ne kadar deprem ülkesi olsak da biz başka sıfatlarla
anıldık:
Asil Türk Milleti…
Ve de yıkılan bunca binada çalınan
malzeme ve alınmaması gereken bina ruhsatları alınmışken devletimiz illa ki
çözüm bulacak bu yıkıma bu düzenbazlığa ve İlahi Adalet illa ki zuhur edecek.
Bu yangın sönecek.
Bu acı dinecek ama unutulmayacak da.
Yeni depremlere hazırlıklı olmamız
kaydıyla Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.
Mehmetçiğim yine nöbette ve deprem
bölgesinde ve işte yardımlaşmanın güzelliği ve güncesi bizlerin biz
vatandaşların birlikte olmasıdır bu asaleti yürekte yaşamak yaşatmak kaydıyla
hep de örnek olmadık mı tüm dünyaya…
Asla yitmedik yitmeyeceğiz de çünkü…
Çünkü biz Türkiye’yiz Türkiye
Cumhuriyetiyiz ilelebet payidar kalmaksa elbet Allah’ın izniyle payımıza düşen
ve de bir olmanın güzelliği ve şartıyla yarınlara ve sonsuzluğa kanat ve de
bayrak açmışken…