Bir yitimdin sen en başta yetindiğim.
Yatık bir düş gibi yüreğin cephesinde
saklı sözcüklerim.
Yastaydım belki de bilmediğim bir
yaşta ve manevrası sözcüklerin elbet aşk idi kıblemde saklı ve aşikâr gözyaşım:
yaşların muadili sekmeler solan çiçekler mazimse latif bir esinti günden firar
eden güneş geceyi delip geçen bir na’ş.
Boyutsuzdu ne olsa yaşamak yaşardığım
kadar yeşeren gözlerimde yüzen nilüferle misali katık ettiğim rahmeti evrenin.
Evreleri kayıptı çoğu şeyin bir
yitimdi yaşamak yadsıyamadığım kadar sevgiyi ve eşelediğim toprak.
Çağıran kabrin sesi.
Yaşarken yaşadığım kabir azabı ne
zamanki yeltensem göçe gücüm tükendikçe büyüyen maneviyatım ve iç sesim.
Kalantor gölgeler hicap yüklü.
Hayat dert yüklü.
Günyüzü görmenin meali belki de
aydınlık gecede ta içimde saklı.
Melun bir zaman dilimi: belirsiz bir
belirteç şapka çıkardığım hayaller dağılan kalbim kırıldığım yerden
filizlendiğim ansızın.
Arsız bir esinti idi aşk.
Abonesi olduğum bir duygu fırtınası.
Köküm sağlam gövdem dik gel gör ki
hüzün yüklü bir yürek boyumu aşan dalgalarda değil yüzmek ayağımın da yerden
kesildiği.
Hicreti zamanın.
Zamansız bir gidiş miydi yoksa
kaderin tasarladığı?
Hızması yoktu zamanın ve kırıktı
kanatları kimi zaman devinen kimi zaman devrilen elbet aşkın hicabı, katıksız
bir arayış solan zemheride bazen tevafuk eseri bir karşılaşma sözcükler ki
recim edilen bazen derdest olmuş bazen yeniden doğmuş olmanın mucizevi
farkındalığı.
Kayıp zaman.
Mekansız bir hacim.
Müridi evrenin bazense muğlak
düşlerin semirdiği gerçeğe dönüştüğü.
Yanılgıların gölgesinde bir kurşun
gibi seken.
Yenilgilerin ötesinde yeniden
başlamanın ta kendisi ansızın doğan ışık ansızın sezen ruhum ansızın sazan
misali her söze her insana inandığım.
Kesif bir sessizlik boydan boya.
Kısır döngü rütbesi hayal kırıklığı
olan.
Hüzün ötesi belki de resmedemediğim
yalnızlığın güftesi elbet bir şiir elbet bir hikâye ve daha nicesi.
Buydu işte baş veren.
Böylesi bir uyruk yalnızlığın menşei.
Dökümlü etekleri rüzgârın kordan
heceler yüreği deşen közü aşkın sözün de özü ve harabeye dönüşen ömrün ta
kendisi kalemden dökülen binlerce sözcük, cebelleştiğim bir hayat ki rotası
kayıp arayışın da ötesi bir hicap ki tek dileğim dokunmak sonsuzluğa elbet
İlahi Ateş yanarken ve yakarken için için hudutsuz bir sevgiyle baş koymuştum
madem bu yola dönüşüm yoktu işte yolumdan ara sıra yoldan çıksa da duygularım
son sözü söyleyendi kader her defasında.
Başım gözüm üstüne.
Seferisi sözcüklerin aslında evrenin
özet geçtiği:
Elbet aşkın kıblesinde saklı
maneviyatın ne bir adım sonrası ne bir adım öncesi, beklenenin vuku bulduğu en
başta yazılmışken alnıma…
teşekkür ederim