Düşlerim recim edildi ansızın

Sonbaharın tuzağına düşmekse aşkla ilintili

Bir sözcükten medet ummanın temennisi

Ve tesiri yalnızlığın gıyabında tutuklandığım

Bir şiir sabahı, eşlik eden rüzgârın peşinde…

 

Sürüklendiğim kadar da süregelen bir hayal

Mademki kalemle kazmıştım mezarını imgelerin

Ve işte o düş bataklığı

Oysaki çıkarım bilmiştim ben yalnızlığı

Muhatap olduğum kadar kendimle

Bir nebze de olsa hak etmedim mi sevilmeyi…

 

Diri bir yenilgisin, sen ey sefil kalbim:

Bil bunu.

Bir bulut gibi konduğum

Bir ruh gibi firar ettiğim

Hayatın cebinde saklı kirli bir mendil gibi

Hicranın nasıl da dibindeyim

 

Dip dibe yaşadığım hüzün denen saltanatı

Sanma ki sürmektir varım yoğumla

Yoklarken Azrail mekânımı

Azat edilmeyi bekledim bedenimden

Ve kurtulamadığım kadar kendimden

Kuyruğuna geldim sandım oysaki acıların.

 

Hazzı yok artık yaşam denen maceranın

Tüten dumana da bakma sen:

Daha yakacak ne çok şiirim ne çok mektubum var

Azgın dalgalara teslim olduğum günden beri

Yağan yaftalar mezarlığında

Yaşadığım kabir azabı hayatın sahanlığında

Sadece bir ölçüt değildir yazdıklarım

Bir b/ölü iki gibi tam ortamdan ayrıldığım…

 

Ayrı kaldığım çocuk yanım

Bir yanım şiir

Bir yanım umut

Bir yanım hikâye

Derlediğim kadar

İçimde vuku bulan iklimde

Sekerken bir iklimden diğerine

Aşka namzet bir fıtrat

Delik deşik yüreğimden sökün eden haraç mezat

Gömüldüğüm yerin dibine.

 

Tutuklusu kaldığım şu sefil hayat

Uyruğu olmayan bir arayış bir bilmece

Hükümlerin boyunduruğunda

Mealimdir elbet boyun eğdiğim kadar hayata

Mizacımla yenik düştüğüm felek.