Yalnızlığımı paylaşıyorum ve her
halükarda: paye verdiğim kadar da yalnızlığa ben yalnızlıktan ve acılardan
besleniyorum.
Yorgun nutuklar atıyor yüreğim.
Yâd ediyorum dünü elbet güme
gidiyorum ve küme düşüyorum.
Harcı âlem dünya.
Sevgiler hercai menekşe tadında.
Sözcüklerse enflasyonla beraber prim
yapmış ve nerede gizli saklı ise peşindeyim sözcüklerin aslında tek bir
sözcüğün ki…
Az sonra teşrif edecek o tek sözcükle
yazıp tamamlayacağım yazımı belki de son nefesimi verip yazgım noktalanacak.
Ebegümeci duygular.
Bazen ekşi limon tadında.
Bazen acı çok acı bazense gözlerimi
yalan.
Yarenim sözcükler belki de albastı
imgeleri ve ben başımı yastığa koymadan sözcüklerimi çıkarmalıyım görücüye.
Huyum kurusun, mizacımsa terk etsin
beni.
İçine düştüğüm her boşluğu hoşluk
bilmek adına benim ruhani yolculuğum.
Dilbaz yürek şakıyan.
Kader hükmeden bazen kanatan.
Kandığım kadar insanlara aslında
benim kendimi kandıran.
Nüktedan olmalı oysa insan ve neşeli
ki insanlar çevrelesin onu: azıcık asık suratlı ve de sitemkârsanız kaçıyor
işte sizden insanlar.
Bu günlere gelmek elbet kolay olmadı
ve ben en mutlu zamanlarımı dünde yaşayıp bitirdim.
Afaki bir mutluluk beni.
Yoksa ben miyim muğlak olan?
Ya da mutlak sayı gibi bir eksi
hanede dönendiğim bir de artı kutba yöneldiğim.
Resmigeçit yapan duygular alı al moru
mor ve nazenin.
İkbalimi örüyorum aslında iç sesim
sayesinde önümü görüyorum.
Rotadan çıkmamak adına direksiyonu
asla kırmıyorum yine de insanların huyuna suyuna gitmeye mecburum.
Yalanım yok ve doğrular illa ki benim
tekelimde ama mademki doksa köyden kovuldum doğruyu söyleyip ve hala muhtar
olarak atanmayı bekliyorum o köylere.
İhtiyar meclisi ise sızlanıyor ve
huzurevine gitmek istiyorum onları yatıştırmak adına.
Bir güzelliği paylaşmak bahşedilen
elbet tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır:
Ama ben ne yılanım ne de durduk yere
tatlı sözler söylüyorum içimdeki çocuğa alabildiğine hırpalanmış ve yorgunluğun
da tavan yaptığı kadar cüretkârım işte en çok da kendime yüklendiğimde.
Mademki bir hayalim var.
Mademki tüm hayallerimi gerçek kıldım
ama artık emin değilim son hayalimin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden ama
gerçek olduğumdan eminim ve hiç olmadığım kadar küskün insanlara.
Göçen bir ev gibi.
Göçük altında kalan duygularım ve de.
Göç mevsimine ise daha çok var ve ben
illa ki erteliyorum bir şeyleri.
Dünyanın malından mülkünden çoktan
geçmişken kimliğimi irdeliyorum:
Evet, ben sahici bir insanım ve
doğrularım benim vazgeçilmezim ve eğri oturup doğru konuşuyorum dayandığım
kadar zorluklara asla yanlış yola sapmayacağıma söz verdim kendime.
Bir yalnızlığın nidalarıdır sökün
eden bu bağlamda yazarak dindiriyorum yalnızlığımı ama dinmek bilmeyen de bir rüzgâr
var içimi üşüten oysaki bu yaz sıcağında asla mümkün değil üşümek ve üşenmeden
yazıyorum İlahi Esinti beni yanına çağıran ki zaten O, hep yanımda ve
kimsesizliğimi sahiplenen yine de yine de umut ediyorum ki…
Neyin hayalidir bilmem içimi
titreten.
Neyin nesidir bunca hüzün onu da
çözememişken ve işte sağaltıyorum hüzünlü ve kırık kalbimi ant içtiğim kadar
doğruya ve sevgiye kıblemde saklıyım ben ve de dualarım.