Tanrısız bir yolculuk iç bükey aynalarda görünmeyen aksi nefret dolu iblisin, kâhinin düşlerine girdiği gece bekçisi belki de mezarlığın ıssızlığıdır yüreği sürgüleyen ölümü öpen kelebek gibi bir dürtü mü yoksa ölüm korkusu ve işte iflah olmaz zalimin eteğinden dökülen taşlar ve mazlumun gözlerinden s/üzülen yaşlar imha etmekse cenneti kâfirin gücü asla yetmeyecek işte ıslıklanan fani rotam idam sehpasında son bulan zulüm en çok adaletsizliği savunan hicabın yükü omzunda köle kuşun ama bir de Rabbim ol, dedi mi kim tutar bu rüzgârı ihanet etmekse ekmeğini yediğin tekneye hadi kolaysa daim kıl estirdiğin nefreti korkun yoksa Allah’tan cehennem zaten içinde sonsuzluğa dek yanan cahil kefeninle ısrarla af dileyeceksin günü geldiğinde.

 

 

 

Bir düşün mavisinde terk edildim

Sözcüklere cümleten cepken giydirdiğim

Bir şiirin arifesinde s/üzüldüm de usul usul

Mesken tuttuğum dünya değildi üstelik

Varlığıma binaen içine sızdığım beden

Fazlaydı hayallerime

T/aşkın nehirlerine daldım sonra

Ansızın uyandım sözcükler yüreğimi kırbaçlarken

Ömürdü yitip giden

Ne gam oysa!

Mevsim ısrarla yalarken ruhumu

İçine saklandığım o dehliz

Belki de metruk gecenin sevici öfkesiydi

Ve uzağa kaçtım zalimden

Adım adım.

Adımı sayıklayan gölgelere itibar dahi etmedim

Lakin tutuşan yüreğimle

Ateş alan mabedim

Ket vurulmuş neşeme

Aşkın hicabı belki de zalimi tetikleyen…

 

Sevmekse doğaüstü bir rahmet

Aşkı k/atık ettiğim her zerremde

Yuhalanan bakir düşler ve masumiyet

İyi de ben kaybolmamış mıydım bir düşün mavisinde?

Bir şiire denk düştüm yetmedi lakin

Bir şiir içtim ve uyudum sonsuzluğa

Her kucak açtığımda

Kilit vurulan özgürlüğümle

Tüttüm usul usul gecenin gözlerini yakan

O dumanda savruldum hece hece

En sevdiğimse o sıcaklıktı Rabbimin sunumu…

 

Hele ki bir şiirin arifesinde

S/üzgün yüreğimin okunan martavallara

Vermediği cevaptı

Ve ıssızlık

Ve şaibeler tokat gibi çarpan yüzüme

İndinde aşkın tapındığım illa ki

İlahi Adalet

Üstelik kim çok gördüyse huzuru ve mutluluğu bana

Bense ben olmaktan çıkıp

Sızdığım şiirlerde

Tütsü yakan ruhların sefil zulmüne

Tek karşı çıkan elbet içimdeki yetim çocuğun

Yaşlarını silen sözcüklerim…

 

Ölüm dilerken dirildiğim her hayal

Sığındığım kadar Rabbime

Başımı okşayan melekler

En sevdiğim en sevdiğim bir şiirin arifesinde

Gök ile buluştuğum o şafak vakti

Çoktan şafağı atmış gecenin

Bir hazan ki rüzgârı ta uzaklardan duyulan

O bakir hecelerle buluştuğum Rabbimle

Bir şiirin arifesinde

Şirin bir gülümsemeye meylettiğim.

 

Her gecede sinen rüzgâr

Sinemde saklı İlahi dalgalar

Bulmaksa fersah fersah arşınladığım kâinatta

Ulaşmak illa ki o İlahi Aşkın mertebesine

Üstelik töhmet altında kaldığım bir ömür

Sınandığıma ve korunduğuma delalet

Serildiğim o boşluk ki

Savsaklansam da bir ömür kindar gölgelerce

S/avunduğum en muteber duygu

Saklı sadece en yüksek mertebede.