Hangi düştün, hangi düş’ ün muadili bir yemindin ve de bir gerçek: ifa ettiğim bir görevden fazla sevmiştim seni şakıyan sözcüklerim huzura delalet bazense isyankâr ve işte şerh düştüm ayrılığa: mıntıkamda saklı yalnızlığımla şiar edindiğim yas nasıl ki bir yasa ve yaslandığım o devasa çınarın yıkıldığı sabitlendi işte gözümde de özümde de.

 

 

Havsalamdan taşan sözcüklerin muadili

Eskiyen ama esnemeyen bir sevdanın müdavimi

Harlanmış heceler

Kutup Yıldızının da göz kırptığı

Bir hale ki ya da hare aşkın derdest varlığına sarılı

Sonra da gözden ve dalından düşen bir yaprak gibi

Sırtını sıvazladığım hüzne muktedir ve kadir bir ağıt ki

Anıt bildiğim gecenin mimarisi

Soldan sağa saydığım bir törende vazgeçtiklerim

İman gücüme sadık neferi olduğum sevginin

Kök hücresi ile iyileşen bir cihan gibi

Beklemeye aldığım iç sesim ve sevgi

Gel gör ki sevmeden de geçmezken hayatın her saniyesi.

 

Ücra idi yüreğim

Ufukta saklı bir ışık bir hadis

Surelere serili bilinmezin hikmeti

Kaybolan bir resim misal

Kaybettiğime de kani dünya

Dünyanın malından mülkünden çoktan geçtiğim

Hazan benzeri bir mevsimse dikili başucumda

 

Mezar sessizliğinde gecenin kayıp giden düşleri

Adeta tırmandığım gök kubbe

Esen rüzgâra anlamlar yüklediğim

Bazen dünü bazen günü kürediğim

Ve küstüğüm dünyada saklı ahvali

Peşinen sevmiştim de girizgâhında yaşamın

İlk ve son vazifem elbet dilimde Besmele

Yürekten ırak binlerce sözcük

Gel gör ki:

Kalemi her elime aldığımda saydığım şafakların da

Yoktu haddi hesabı

 

Günü kovup kapından geceye askıntı bir hüzün

Belki de hüzne ve aşka dönük yüzüm

İlla ki üzülecektim her sevdiğimde

Hazanın muhteris kopan yaprakları

Aşkın süremediğim saltanatı

Bir koşu sevdiğim

Bir gözün üstündeki kaşın dahi suç olduğu

Ve işte tüm suç unsurları ile infaz edildim

Yargısız infaz bense pervazındaydım gecenin.

Hem sevdiğim kadar pervasız

Aşktı bu aşk: özlem olmadan imkânsız

Yine de addedildiği kadar mutluluğun ve aşkın uzağında

Bakaya kalan gülücüklerim haddi hesabı da yoktu işte yalnızlığın

 

Bir kuytu

Belki de içine düşülesi bir kuyu

Hem sarmalında hayatın

Hem de diğer cihanı şimdiden yaşadığım

Araf’ta saklı varlığım ve s/onsuzluk

Akışına bıraktığım kadar da huzurluydum

Lakin emsalsiz ve pervasız bir sevdanın da kursağında takılı iken özlem

 

Yâd edilesi mazim ve bilinmez güftem

Bilindik olansa sadece Yaratan

Aşina olduğum kadar yalnızlığıma

Kimsesizliğimi sonlandırana teslimiyetim

Vuku bulan yeni bir gün daha geçip gitti işte

Geceye şerh düşülesi bir yıldız olsam ne ki?

 

Kayıp giden nice umut nice insan ellerimden

Hayallerimin dahi üstünü örterken

Bir şiirden fazlasıydım

Bir hikâye ne ki?

Yazdığım yüzlercesi

Niyazım nazım kabul buldu madem Allah katında

Ve hep de sevdiğim gibi sonsuzluğa müptela

Haiz olduğum o tek zerremle

D/okunmak varsa yoksa sonsuzluğa…