Tanrısal bir boşluk adeta var olmanın temaşasında saklı sırlar ve ıstırap yüklü yerküre…

 

 

 

 

Aşkın da otağında yerleşik binlerce dize vecize

Hatırına yaşamın

Kaygılar batağında saklı sağdıcı yalnızlığın.

 

Ah, bakir sözcükler

Hüzne şerit sunan bir yol gibi

Kıvrımlarında yüreğin

Umuda susayan gündüzün lehçesi

Saklı gecenin indinde

Yitik selamın güncesi

Şiar edinilesi bir iklimde

Seken kurşun gibi ölümün her hecesi.

 

Hizaladığımız bir sıra düzeninde mevcut kıblesi

Mevsimin

Biçimsiz bir şemail iken yalnızlık kitlesi

Ve işte hasat zamanı yakın ruha

Yâd edilesi dünün uğruna

Kayıp bir masal kahramanı belki de uğurladığımız

Kimse ardından kovalarca ağladığımız

Kadar ağırladığımız…

 

Ne dün ne gün ayrık otu

Yarınlar, varlığın iz düşümü bazense hüzün dolu

Nice çekince suskun

Beklerken şafağı

Saydığımız şafaklarsa nakaratı

Yaşamın izinde saklı nüvesi sevginin

Meylettiğimiz yeni gün yeniden doğmanın müjdesini verdiğimiz

Yeminli adeta tercümanı bilinmezin

Tanıdık bir sima görmenin verdiği mutlulukla

Deştiğimiz dehliz

Yoldan savrulan bir taş misali.

 

İkbali ömrün

Yana yakıla yaşamak ne ki?

Umudun firkateyni her şiir her gün bir ömür

Kolaçan ettiğimiz kadar arkamızı

Deşmekse önde savrulan bir taş daha yağarken

Nuru hayallerin

Mutu yitik değil de sözcüklerin

Kanaviçeler misali şairin sökük yüreği

Elzem olansa umudun ve yaşamanın iman gücünde saklı niyeti.

 

Arz edilesi ufuk

Hasat zamanı gelmeden yola koyulup

Noksan kılındığımız ne ise

Şeceresi ömrün kayıt açtığımız

Nice zaman nice saat nice gün

Kefil olduğumuz kadar sevgiye

Kabaran yüreğin tasası devinir içten içe

 

Ve işte şerh düşülesi yaşam

Bir nebze de olsa faydası dokunuyorsa insanın

Bir diğerine

Bir olmanın birlik olmanın meali

Körü körüne yaşamaktan çok öte

Kayıp minvali yakalamak tek hamlede

Ve çıkmaz düze

Alnının akıyla yaşayıp şerh düşülesi her kelime

Aslında bir parçası şairin

Debdebeli duyguları ile de kanat açmışken güzelliklere…