Duygularımın metruk çekinceleri var ve serkeş bir tınısı hüzne serili yüreğin kırgın mihrabında saklı kırık mizacı ölü şiirlerin…

 

 

 

 

Demlendiğim ömrün reçetesi, reçinesi

İçime serili örtünün arka bahçesi

Hızması günün, kayıp

Miladı dünün adeta dibi su alan bir kayık

 

İhbar ediyorum çekincelerimi

İltifat ettiği kaderin

İnkâr edemediğim kadar batık bir gemiyim

Yüreğin itikadı sonsuz

Aşkın infilak ettiği içinde yaşadığım o kovuk…

 

Müzmin duygularım var sırdaş

Hazan dolu ruhum var hali hazırda umutla sırdaş

Gökteki perde değil

Yüreğin umresi itibar görmenin de temennisi

Savruk bir gün ve na’şı

Kayıp bir döngü ve sıra dışı bir ukde

İçimde seyreden batık geminin sustu susacak motoru

Bense beyhude bir kaptan

Benlik değil sıra dışı bir nizam

Kölesi olmadığım kadar döngünün

Kulluğuma biat iman gücü ile örtündüğüm

 

Reşit dahi değil ruhum

Hali hazırda on beş yaşında seyreden ufkum

Oysaki bin yıl geçmişçesine sökün eden

Bir asrı değil bir an’ ı tevafuk bilen

Ve işte o mucizevi tınısı yalnızlığın

Beratı ömrün beyanı hüznün

Künyem kayıp sefil bir dürtünün

Değilim asla esiri

 

Ölgün açlık

Suskun nutuk

İçtimada yürekte yanıp sönen ışık

İhlas yüklüyüm

İman gücü ile doluyum

Bir renkten ziyade siyahta asılı gök kuşağı m/eziyetinde ruhum

Kardığım önüm

Kandığım döngünün

Kaydığım zeminin üstüne serili kilimin

Mealinin ne olduğunu da bilmediğim hüznümün

Bir adım sonrası…

 

Azat edilesi ruhum, fıtratım

Sancılı aşkın fırtınası

İçime çektiğim her şiir

İçerlediğim koca ömür

İsyanını bastırdım da öfkenin

Melun mahzun

Makul olan ne varsa uzağında olsam da dünün

Artık reşit bir acı belledim hayatı

Acının gazabında savrulduğum kadar savurduğum

Nazı niyazı

Eksik etmeyen yüce Rabbime dönük yüzüm

Yüz göz olduğum nice arbede ve hüzün

Yaşlı göğün d/okunaklı ç/ağrısında

Bilip bilmeden gidip geldiğim yolun yolcusu…

 

Harcı âlem duygular

Hercai değil de artık matem

Hangi ansa saklı içimde

Anı dolu yüreğin geçmişine

Savurgan sevgimle

Sıvıştırdığım koyu gölgenin nezdinde

Aslı astarı olmayan ne varsa

Asası umudun telaşlı yolculuğumun ikazında

Kadere baş koyduğum kabullendiğim kadar kavrulduğum

Kapıp da koyuvermeyeceğim hani kendimi

 

Yalnızlık da sevgi de inanç da boynumun borcu

Yolunu beklediğim annemin

Gölgesi ve varlığında dahi saklı iken yürek iklimim

Elbet ucu yanık şiirlerimin:

Bir dua bir ses bir söz

Cebelleştiğim kader ve kedere özdeş

Hali hazırda beklemede

Yansız ve yassız bir hayat bellemişken günümü

Sırra kadem basan mutluluğun iz düşümü

Annemi resmettiğim her günüm her döngüm

Her dürtüm değil de ölümcül bir hüzün

Serpiştirdiğim önüm

Sayılı mı yoksa saatleri?

 

Emre amade bir kazazede misali

Nefesine dahi muhtacım annemin

Canı yanarken canımdan da can giderken

Cananım ve sevdam ve tek dostum

Şiar edindiğim hüzün heybem

Kayıtsız koşulsuz baş veren…

 

Renklere tutsak

Bazen şen bazen bitik

Solmasın da artık ne gün ne yürek

Sonlanır mı sahiden acılar, kavruk

Bir hitapta askıya aldığım nice dilek

Bilene muhtaç bildirine sadık

Neşriyim ve de nesriyim de afaki bir saltanat

Bellediğim hicranın aralıksız iken ç/ağrısı…