Çelebi’siyim yalnızlığın, kor gülüşlerinde şehrin ışıyan varlığım bazense işitme engelli bir sevince denk düşüyorum hırpalandığım kadar hamt ediyorum: birbirine kavuşmayan o iki yakasında saklıyım şehrin belki de şehirdir düşmeyen yakamdan, namelerin fısıltısında bir çığlığa dönüşen sessizliğin meşalesini yakan kalemimle dirlik birlik peşinde firar ediyorum içimdeki ülkeden içlendiğim şiirlere yanaşıp da son gayretle ve biliyorum ki: şiirler benim limanımdır…

 

 

Kaskatı kesilmiş gün ışığı

Kasıtsız sevdam

Kayıtlara geçen tüm duam

İzindeyim mevsimin

Azadesi ömrün, tüketildiğim

Akabinde türettiğim sözcükler

Hüzünle yıkanmış her biri

Üstüm başım şiir kokar, anne

Okumadığını bile bile zikrederim fikrimi

Her zihniyet bazen bir güneş tutulması

Doğan yeni günse olmaz mı insanın miladı?

 

Hüzün dilekçem onaydan geçti geçeli

Yolunu gözlüyorum

Hazan muhtırasını verdiği ilk günden beri

Azat edilmeyi bekliyorum.

 

Hem yangınım hem şiir

Hem tutukluyum hem hâkim

Kardığım mısralar

Köpük köpük denizin mavisi

Gözlerini gördüğüm her dalga

Rabbime sadık olduğum kadar

Memnuniyetin ifadesi

Şerh düştüğüm illa ki ömür

Şiarım umut şivem kayıp

Ayıp addedilmesin bu derin kuyu

Her uykuda serildiğim sensizliğin ruhu

 

Sökükleri var yasın

Solmayan bir gülüşü var yalnızlığın

Kıblemde saklı bir iklimsin sen

Kahır dolu çekmecem

Açmadığım bir kitabın ç/ağrısı

Okumaya muktedir bir gün belli belirsiz çağıran beni

Yazmaya dair binlerce kelime

Yazgıma alt yazı geçtiğim ilk günden beri

 

Takık kelimeler var kuyruğuma dolanan

Kaygan bir zeminden yükselip konduğum

Bir bulutun seyri

Yıldız kimliğimden firar edip uçuşa geçtiğim olmasın hani

Bir yenilgi

Ve işte düştüm düşeli yeryüzüne

Danıştım danışalı ilham perime

Kanatlarımda çıkan yangın

Yâdım, yârim ve yalnızlığım

Pul pul dökülen günahlarım…

 

İzafi bir eksende nöbete kaldığım

Günden de geceden de firarım

Bir masal gibi içime dolan

Bir şiir gibi benliğimden arda kalan

Bir şiar ise özlem

Hüznümü katık ettiğim günüm gecem

Araf’ta yasım ve yaşım

Bir yasa mahiyetinde üstümde taşıdığım

 

Mintanım sökük

Sevincimse yarım kaldı

Seyyah mizacım ve firar ettiğim coğrafyalar

Sensizliğin gülücüğünde nasıl da soluverdi ansızın

Bir firar ki kaynayan içim

Bir fidan misali ellerimle diktiğim her şiir her resim

Çelimsiz bedenin hüzne dolanmış iken

Ellerinde saklı izim

Bense peşine takıldığım kadar bunca gizin

Endamlı bir hüzün daha çevreledi benliğimi

Fıtratımda çözülmeler ve eridiği kadar içimdeki

Buz dağı görkemli bir sanata dönüştü

Belirsizliğin muğlak yollarında

Verdiğim onca kaybın uğruna

Beklediğimsin ve belirtecim

Bir şiir bir öykü bir nükte ne ki?

 

Üstümü örttüğüm atlas yorganında yalnızlığın

Şerh düştüğü duygularımda

Ant içtiğim uğruna

Şevkim kırılsa da

Şavkımsın ve şiarım ve diğer yarım

Bir teselli babında yazdığım her şiir anne t/adında…