Bıçkın bir rüzgar olmamı küçümsedim sanrı yüklü varlığım her sancılandığında yufka yüreğimin hamurunu yoğurmaktan nasıl da nasıl da geç kaldım hayata ve kendime ama buyuran biri vardı sevmemi ve tökezlediğim kadar güçlenmeme sebebiyet veren bense varlığımla hiçliğim kurbanı oldum ve tüm çekincelerimi çıkmışken en alt çekmeceye sanırım kendimi fazlasıyla küçümsedim alaşağı olmuş ruhumdaki fırtınayı süpürge misali kullandım ne de olsa sürmanşetti acılar ve işte yutkundum ve…

 

 

 

 

 

5N1K içimdeki sözlük

Hani, hani, üreyen sessizlikten ve o devasa rahmet

Yok mu yok mu?

Yokluğumun sınırlarını ihlal eden derdest

Düşlerle hemhal

Parmak izimle iştigal

Bir yürek benimki:

Aralıksız hamt ettiğim

Göğe kurban verdim mealim

Özneme sahip çıkan özgün muhabbetim

İçerlediğim değil artık içtiğim

Şerbetin tadı nasıl ki aşk ve hasretini çektiğim…

 

Bir bilinmezdir tevafuk olan

Bilindik tek duygumdan

Çıktığım yoldan da dönüşüm yok madem

Mehter Marşı imgelerin

Rüzgârında salınan nazenin varlığım

Göğe kamp kurduğum

Oysaki ben yerlisiyim acıların yerlisiyim yerkürenin

 

İçtiğim suda bile boğulmadan yaşadığım mı mıdır?

Rengi uçuk atlas yüreğimin sembolü

Kasıtsız sevebildiğim

Kayıt açtığım her yeni günün her şiirin

Ah, medarı iftarı olduğum mazinin

Babamdan öğrendiğim

Kutsalı yaşamın annemin öğütlediği:

Ar, namus, ahlak ve sevgi uğruna

Küçülüp de cebime giren yaşça büyük nice insan

Hürmetimi esirgemediğim

Yaldızlı yolunda yaşadığım kadar evrenin

Kınalı yapıncak addedilen saçımdaki esintinin

Elbet vardı bir hikmeti

 

Günün de ömrün de

Öykündüğümse sadece kendim: kendimden kendime ulaşmak adına

Ulaşılası bir varlık mıyım yoksa

Kul köle olduğum sevginin, evrenin

Rahmine düşen bir hayal misali

İçliğim şiir

İçtiğim ömür

İçtimada geçen her gün yeniden doğmamın müjdecisi

 

Pekişen iç sesim

Yıldızlarla dolu geçmişim

Yarenim varsa yoksa sevgi ve Huda

Aşkın kıyısına vuran yaşlarımı adadığım kadar Hakka

Hakkıyla yaşayabildiğim kadar kıvancı

En dipte saklı

Ve işte dip notu günün…

 

Derlediğim nice öykünün

Hem kahramanı hem anlatıcısı

Benlik ve de beylik olmayan bir hüzün

Semada raks eden sonsuzluğun olmaz mı da dikeni?

Mademki bir gül olarak sunuldum

Günbegün büyüyen o anlaşılmazlığa kayıt açtığım

Ne örgün ne ölgün bir sima

Kandığım yüreğimin nazına

Örtündüğüm binlerce şiir ve uçuşan tülü benliğimin

Matemimle mabedimle hazır ola durduğum

 

İçtimada bazense bakaya kalan

Bir hızla hazzına vakıf olduğum kadar bilinmezin

En çok da acılarımla beslendiğim

Beslediğim içimdeki çocuğu ve ruhumun döküntüleri

Hali hazırda arkamı toplayan bir aşktır benimki

Öykündüğüm bir minvalde

Öldürdüğüm nefsimde

Ölümsüzlüğe sığındığım inancın indinde

Yazılası bir şiir daha düştü payıma işte

Nefesim yettiğince

Yatıya kalan kalemimle hemhal

Varlığıma ve yalnızlığıma vakıf sadece Huda

Bir bindim ki alamete

 

Giderayak kıyamete

Elbet kıyama durduğum sevgimin ve rahmetin diyeti

Varsın olsun ödeyim bilfiil

Tutuklandığımdır sirayet eden kaleme

Tutuklu bir hicran ve aşkın da vebali varsa yoksa boynuma

Geçirdiğim ipin ucunda salınan aslında

Sevdamın nişanesi ve na’şı

Bil mukabil, sevgili dünya

Bil mukabil, beni kapıda karşılayan yalnızlık dolu ne varsa

Saklı ikbalimde

Elbet yarına Allah kerim…