Uleması olduğum göğün yaşı bense bir
ömür aralıksız öğün atlamışken saygıda kusur etmiyorum yürek iklimimde seken
her duygu da kalemin önderliğinde ve önceliğinde sığındığım bir liman adeta
yaşın ve yasın hatırına kürekleri boşa çekiyor addedilsem de kayığıma dolan
suyu bilfiil ellerimle boşaltıyorum.
Nazenin bir hazne yüreğim.
Nadide bir elmas içimden geçenler…
Peri Padişahının kızıymışçasına
sessizce konuyor gök kubbeye ve ilham perimle tokalaşıp yasa belliyorum iç
sesimin sür git heyecanın ve neşesini.
Mutsuz addedilse de ruhum ben aslında
çok mutluyum ve şeceremde saklı olan çizikler ve kader onay verdikçe seviyorum
kederim baskın çıksa bile mutlu olacağım detaylardan nemalanıp mutlu olmayı
başarıyorum.
Bazı insanlar var ki kerpetenle
çıkıyor ağızlarından sözcükler:
Basit bir günaydın bile onlara ters
geliyor.
Ters yüz ediyorum yüreğimi ve
sözcüklerimi ve içimi dışıma seriyorum ve içim dışım bir olduğu sürece huzurlu
ve mutluyum.
Bazen kaygan bir zeminde yürüdüğümü
hissetsem bile üstüne üstük kaysam da ansızın kanatlanıp gök kubbeye konuyorum
artık adıma ne derseniz:
Bir yıldız gibi kaydığım ve en
sevdiğim: Şimal Yıldızı.
Bazense rüzgâr olup estiğim ve refaha
ulaştığım.
Hazana şerh düşsem de ve dalımdan
kopsam da…
Köküm öylesine sağlam ve kudretli ki…
Kimse beni kökümden koparmak isteyen
ve işte sıkı sıkıya bağlı olduğum yaşama sevinci ve koruduğum değerlerim.
Hüznüme muhalif iken cihan.
Mutlu olmayı bahşeden Rabbim iken…
Ve diken diken olan tüylerim ve
maneviyatın verdiği huzurla ve hazla coşuyorum adeta kanatlanıyorum.
Gün devindi madem ve mademki gece
indi şehre ve yüreğime ama deliyorum ışıldayan gözlerimle karanlığın peçesini
ve dokusunu ve tünüyorum bir kuş gibi ay-dedeye tıpkı çocukluğumda yazdığım o
şiir gibi:
Ay-dede ay-dede bulutların içinde.
Okumayı yeni söktüğüm ve yazdığım ilk
şiirin ilk dizesi.
Gözüm o günden beri gök kubbede ve
ruhum salınırken gökte takılı o kancanın ucunda bense uçsuz bucaksız
hayallerimle ve ruhumdaki coşku ile evreni sarıp sarmalıyorum.
Sözcüklerim esiyor vakitli vakitsiz.
Yalnızlığım nüksediyor ansızın.
Yaşım da yasım da diniyor ve dualarım
beni huzura erdiren ve içimden geçenler tüm iyi niyetimle kabul bulmuşken Allah
katında.
Yorgun güncem ve yorgun yüreğim ama
çarpan son hızla ve de seven aralıksız ve sayacı kırık olsa da zamanın jet
hızıyla geçiyor ömür ve de aklımdan düşünceler.
Basmakalıp sevmedim kadar da sıra
dışı olduğum ve Allah’tan sırasız ölümler dilediğim yeter ki sevdiklerim benden
evvel ölmesin ve yeter ki ben onların değil bilakis onlar benim yasımı tutsun.
Güzün ilk belirtileri bu gün gösterdi
kendini.
Güneş otağına çekildi. Hava karardı
ve bulutlar boşalttı yükünü.
Sevecen bir ritim iken mutluluk ve
açan güneşte bulurken insanlar mutluluğu ben karanlıkta ve kapalı havada bile
mutluyum ve güz mevsiminde daha net düşünüp daha bir coşkuyla seviyorum hayatı
çünkü ben yağmurun kızıyım.
Her kızdığımda içime estiğim.
Her hüzünde yaş olduğum rahmet
olduğum aktığım ve toprak kokusuna doyamadığım ne de olsa topraktan geldiğimiz
gibi toprak olacağız ölüp gittiğimizde.
Ve uzun süredir üzerimde olan ölü
toprağını silkelediğim ve kendime geldiğim ve işte atıyorum kendimi sokaklara.
İnsanlar yağmurdan kaçışırken ben doya doya sevmenin ve doya doya rahmeti içime
çekmenin verdiği huzurla ve şükürle yürüyorum kaygan yolları…
Tanıdığım tanımadığım herkese selam
veriyorum ve her birini içime sokmak istiyorum.
Hatta ve hatta canımı yakanları da af
edip ermek nihayete ve de hidayete.
Afalladığım zamanları geride
bıraktığım.
Arşı alaya çıkan hüznümün yerini
huzura ve mutluluğa bıraktığı.
Aşiyan yollarına gidiyorum sonra
Moda’ya derken iskeleye derken biniyorum Paşabahçe vapuruna ve İstanbul’un
tadını çıkarıyorum doya doya.
Ben şiirim.
Ben İstanbul’um.
Ben yağmurun kızıyım ve rahmetin
ivedilikle ruhumu teskin ettiği ve de telkin ettiği.
Saçlarım ve üstüm başım sırılsıklam
ve aşkın coşkusunu iliklerime kadar yaşıyorum.
Ben aşka aşığım çünkü ben umudun
adıyım çünkü ben huzura adayım ve adadığım ne varsa kabul gören ve hamt ettiğim
Rabbime bazen beni ikaz eden evrene olumlu mesajlar gönderiyorum çünkü sevgi
ekip huzur ve umut biçiyorum.
Yağmur hızını arttırıyor ben hızla
yaşıyor ve seviyor ve yazıyorum.
Ruhumdaki nem sonlanıp çağlıyorum,
sel olup akıyorum ve yaşlarım maneviyatın eşliğinde niyazlarımda sakladığım
güzellikler ve güzel insanlar çünkü şehir de ben de insanlık da bu gün yağan
yağmurda nasıl da arındık ve andık tüm gidenleri ve alt ettik nefsi ve iblisi
ve zalimi.
Mazlum olan kimse yüreğimde
sakladığım ve ekmeğimi bölüştüğüm ve sevgi ekip umut biçtiğim.
Güze merhaba yağmura da.
Yaz mevsiminin ilk günü doğmuş olsam
bile ben yağmurun kızıyım ve ben sonbaharım bir o kadar ilkbahar iliklerime
kadar işlemişken nice mevsim yaşıyorum bir günde ve kat ediyorum o uzun ve
çileli yolu çünkü beni yoktan var eden Rabbime sevdalı ve bağlı ve sadığım.
Mademki; O, ‘’ol’’ dedi ve mademki
rahmetini boca etti…
Rüzgârın da kızıyım aslında hatta rüzgârın
ta kendisi ve ben teslim oldum Rabbime çünkü akmayı, esmeyi bana O öğretti ve
yağmayı da yağdırmayı da…
Ben yağmurun kızıyım ve ben en çok
Rabbimi sevdim.
teşekkür ederim