Beratı verilmiş sözcüklerden demliyorum iç sesimi bir bardak huzur niyetine içime çekiyorum usul usul ve hücrelerimden yayılan o dumanda kayboluyor hüzün teknem aşkın vurgun yediği akşamlarda teselli buluyorum.

Bir şiire meyledecekken bir hikâyeye bodoslama dalıyorum içimin eriyen buzullarından ördüğüm sineme örüntüsü aşkın sancılandığım kadar şiir doğuruyorum.

Kadın ırkının yüz karasıyım çocuk kalbimle hala masum kalmanın sayacına konan yalnızlığım ve tanrısal bir içgüdü ile meylediyorum duvarda asılı resme.

Aslında çıplak duvarlar ama gördüğüm binlerce resim şeride dizilmişçesine ve aklımın iplerinde kuruttuğum nemli düşlerim.

Günden kaçıp sığındığım gece.

Ya da tam tersi.

Sığıntı olmayan ne var ne yok içimin direklerine asılı.

Bozguna uğradığım kadar bozuntuya vermediğim ve öğretilerin iz düşümü hala çocuk kalmanın müjdecisini verecekken alaylara maruz kalan benliğim.

Restimi çeksem de kopamadığım dünya.

Rast geldiğim onca güzelliği sinemde sakladığım.

Siması tanıdık yabancılar görüyorum yolda ve tanımadığım insanlara içten selamlar veriyorum ve karşılığında güneş doğuyor içime.

Bazense tam tersi.

Yakın bildiğim ve ahvalim ve muhitim.

Ömrümü adadığım şehrin sokakları ve dipçiği yalnızlığın.

Hâkim olan gölgeler var beyazımı kirletmeye çalışan.

Dua tadında bir hayatsa b/ağlandığım.

Her rengin kutsal geçmişi ve de geleceği ne de olsa renkler duygularla eşleşen ve işte bu yüzden en çok gökkuşağını seviyorum asılı kaldığım göğün kubbesi ve de istimlak edilmişken yeryüzü yiten bir günün yasını tutacağıma davetkâr geceyi başımın tacı bellediğim.

Acı tadı bazen hayatın.

Şekerleme yapan duygularla hemhâlım.

Kıtladığım demli çay tadında aşkın rahmeti ve aşkla eşleşen mealim.

Kadın-erkek.

Çoluk-çocuk.

Yabancı-tanıdık.

Fark etmediği kadar insanların ismi ve cismi ve mahiyeti herkesi eşit gördüğüm ve kolaylıkla sevebildiğim.

Bazense tam tersi.

Aralıksız darbe aldığım ve izini sürdüğüm gönül rotam ve büyüyen acımla inancım da devasa bir boyut kazanıyor ve ben aralıksız Rabbimi anıp yüreğimde taşıyorum iman gücünün asaletini.

Asi bir yıldızım gökten kopan.

Asil bir hınzırım tüm derdim kendimle.

Konuşlu olduğum rahmetse hayatın soyut resmi ve duyguların tefekkürü aşkın hidayeti yalnızlığın verdiği hüzün ve coşku ve Rabbime koşmanın verdiği huzur ile huzuruna çıkıyorum sözcüklerin ya da tam tersi.

Asla eksik etmediğim hayatımdan: kitaplar ve sözcükler.

Asla haz etmediğim kadar dedikodudan ve gıybetten ve de edebiyatın güzel naif özellikleri.

Bir şiir.

Bir kitap.

Binlercesi ekili içimde.

Binlercesi dizili aklımın raflarında ve af dilediğim aralıksız ve koptuğum değilken hayat kopacak kıyametin öncüsü pek çok şeyi hayra yorsam da biliyorum da kıyamet alametleri pek bir çoğalmakta ve insanların canını yakmakta.

Raflarım tıklım tıklım kitaplarla laf ebesi değil kitaplar bilginin asaleti ve dirayeti.

Bir yudum su gibi içime çektiğim her kitap.

Bir damacana mutluluk kalem elimde çıktığım yolculuk.

Ne çok fasıl.

Ne çok hâsıla.

Aşkın ibaresi ve çökertme oynayan güzel kızın ikamesi.

Müzik ve sanat ve yaşamak.

Aşkın daim kıldığı coşkunun akabinde büyüyen yüreğim büyüttüğüm inancım ve hala çocuk kalmayı çok sevdiğim.

Mevsim şen.

Hanemizde saklı kaygı.

İçim bazen dert dolu bazen huzura delalet mademki Allah yolundayım Allah rızası için yaşamanın meali.

Kıpraşan iç sesim.

Bazen durağan iken mevsim ve gün ve bir günde yaşadığım ne çok mevsim.

Bazense tam tersi:

Bir mevsim saklı iken nice günde ve işte şiirler yaprak yaprak dökülen sözüm ona bir günde yaşanan nice mevsimi entegre eden bir mevsimin günlerden sızdığı.

Uykusuz gecelerin ihbarı ve işte yeltendiğim günün verdiği ferahlık ve ışıltı.

Kamaşan gözlerimden doğan şiirler ve şiirlerden doğan hikâyeler.

Aslında hayatın ta kendisi edebiyata tekabül eden.

Belki de tam tersi nasıl edebiyatın şiarı hayat ve de yüreği cezbeden…

Hele ki içi dışı da bir oldu mu insanın ve yükselen nameler gecenin örüntüsünde saklı mucizeler ve umudun eşliğinde seken heceler yüreğin ılıman ikliminde meddücezri adeta evrenin ve kelamın yitmediği selamın bitmediği aşkınsa ivme kazandığı elbet saklı sırların uzantısı iken kalemin sihirli değnek gibi eşlik ettiği ve yüreği ihya ve terbiye ettiği.