Card image cap
Azicik gülümse

‘’Azıcık gülümse, herkes bu çatlaktan sızacak ve onu yerle bir edecek! Buradan, yalnızca sevgi olan bir sevgi doğar mı hiç, heves doğar mı, özgürlük arzusu doğar mı, güzellik dünyamıza yürür mü, bir başkası bize sevinç verebilir mi…

Biraz uzaklaşacağım senden.’’

(Şükrü Erbaş)

 

 

 

Her alıntıda saklı gözyaşı

Dipçiği ile vurulduğum hüzün her halükarda

Başımın tacı.

Sevdalı şehrim, ütopya aşkım ve şaşkın mevsim:

Diri sancılarda gölgeleniyor yüzüm

Aşkla ve yoklukla imtihanı

Baş koyduğum hayatı ırgalamayan ölü metinler:

Baş şehri olsam ölümün

Güler miydi yüzü yoksa kanatsız doğamda

Gözümden sakındığım her sevda masalı,

Dirilir miydi, söyle hece hece?

 

İstirham ettim geceye:

Gel ve kucakla şu sefil benliğimi.

Ayyuka çıktı aşk ve seda

Lafügüzaf matemin göreceli serenadı

T/aşkın mizacında yüreğin

Şehre uçtu meleklerim:

Hani ait olduğum o şehre

Belki de şiir olarak doğmalıydım

Annemin okuduğu kitaplarda saklı bir masal

Kahramanı;

Gönül gözünde yetim seziler

Yetemediğim her kimse

Yüreğin közünde ç/ağlayan dilekler.

 

Irkım da aşk;

Dilim de dinim de aşkla sırdaş

Nihayetinde huzuruna çıktığım Huda

Asla gitmesin içimdeki yetimden

Yetemediğim kâinata ne yalan ne hurafe

En azından Allah katında yer bulayım

Demlendiğim ömre biat

Sevdalı bir sayaç benim k/alemim

Aşkın da dokunulmazlığı

Süt liman olsaydı keşke mizacım.

 

Kefilim ben bu sevdaya ve semaya;

Irmakların nezdinde ben sadece bir damla

Belki de ölümü örtündüğüm

Öykündüğüm de saklı değil hani hayallerimde

Yansız mizacım yansız yüreğim

Arkama serptiğim ne çok çakıl taşı

Lakin hala kayıpken ruhum ve aklım

Bir mizansen de mi saklı yoksa inadım?

 

Sökülen hecelere dikip de g/özümü

Sömüren nefislere benim saldırım:

İçimde kıyım

İçerlediğim mevsim

Gönül gözünde kalpten bir sayaç

Tekeri de kırık imlerin

Yaşadığıma biat

Yasadığım her gölgeden kaçıp da sığındığım

Bir mizaç.

 

Elbette yüreğin firarı tas tamam

Yazmaya meyyal satırlarımda

Köhne bir takoz

Hayatla arama koyduğum nicesi

Sefasını filan da sürmedim hani geçmişin

Ne de günün ve geleceğin

Umut saklı olsa da satır aralarında

Umulandan gerçeğim ve yalnızlığın da

Çırpındığı bir deniz:

Oysaki az evvel geçmiştim o dehlizden

Bilmeden yolum nereye düşecekse

Elbette yüzümden düşen bin parça

Savrulduğum artık hangi kıta ve hangi yassa

Yaşadığım kadar içimde büyüttüğüm aşkla…