Hangi rengin duasısın hangi acının
sönen ışığı…
Yüreğin müptelası sevdalı bir
mevsimsin uğruna
Adaklar adadığım bir fısıltının
çığlığa döndüğü…
Günsüz gecem
Geceyi örten yüzü hüznümün
Yüz bulmadığım ömür denen dergâh
Aşkla biten bir şiir gibi bir çiçek
misali
Gönlümde uçuşan rubailer
Bazen meftun bazen öksüz
Bazen yetim bir köşede unutulmuş düş
gibi.
Bağcığı açık ruhumun
Kaskatı kesilen bedenim ölürcesine
İsyanım zalime ve iblise
Metruk hecelerden firar eden bir kuşun
kırık kanadı
Damgalanmış acılar kim bilir kimin
uğruna
Vazgeçtim hayallerimden
Tutuklusu kaldığım yalnızlığın
bağrında
Bir açan bir solan gül gibi
Güllük gülistanlık bildiğim haşmetli
sevdamın
Tininde saklı derya.
Teninde nem
Titri ise aşk ve özlem
Göçebe bir mevsim
Göçtüğüm gün ve gece
Soyutlandığım gizin tekabül ettiği
Bir gerçekte saklı gerekçenin meali
İçerlediğim nice yalanı, teselli
Bildiğim arzuyu ve umudu
Sandığımda uyuttuğum kadar içimdeki
çocuğu.
Bir recim ise varlık
Bir resimse içtimadaki yürek
Bir renkse tutuşan kanatlarım
Bir rakım varmayı başaramadığım.
Gizin tecellisi
Sevginin muteber reçetesi
Aşkla yazgımı yaşadığım
Acıların nezdinde kurgulu bebek gibi
Adımladığım şu karanlık yol
İlahi bir açılımsa yeni gün
Devasa hikmeti
Bir avazda doğacak da güneş ve ay.
Yıldızlardan buket derlediğim
Sevgi dolu yüreğin meali
Sensin sağdıcım
Sensin solumdan sağa yürüdüğüm
Sensin sen emanet ettiğim Tanrıya
Beyhude sözcüklerden değil
Bahtiyar şiirlerden diktiğim yüreğin
tarhı
Açacak ve solmayacak bir çiçek
olmanın tadını aldığım.
Her şafak vakti
Uğurladığım kadar acıları, karanlığı
Yeşerecek duyguların elbet
yazılacaktır alt yazısı
Müteşekkir olduğum Rabbim, kaderim
Azat edilesi bir kuş gibi
Kafesimde özgürlüğümü dört gözle
beklediğim…