Düşleri meftundu yaslı mevsimin.

Durağandı hayat ve gömülü gülüşler çatlayan yüreğin zemheride saklı tuttuğu nefesi.

 

 

Hazan reşit.

Hüzün geçkin.

Hayatsa bir içimlik idi.

Aşkın künyesinde saklı adım

Adımda saklandığım

Yalnızlığın vakur bekçisi kalem ve şahika

Mevsimlerden ördüğüm iri gülüşleri

Bir şiire imza atmanın tesellisi

Şiir idi işte ikinci adım ve de adımım.

 

Muteber bir aşk

Müzmin özlem ve şakayık

İçerlediğim dik yokuş

Dik başlı yüreğim ve ölü nefsim

Nefes nefese kaldığım aşikâr.

 

Minyondu pencereye konan serçe

Malum aşktı hatırına yollar kazdığımız

Bir de yüreğe kazılı bir isim

Aslında yoksunluğun ta kendisi

İçimi titreten bakışı göğün

Asılı kaldığım ucunda

Askıntı olan hüznün nazarında

Huzuruna çıktığım Rabbim

Günde beş vakit

Dahi yetmezken

Ve işte İlahi Aşktı altına imzamı attığım akit.

 

Aknesi gölgenin

Abartısı yoktu sevginin

Alacalar alaşağı eden yüreğin

Tembihlendiği sevginin

Rüzgârına serdiğim yüreğim

Matemin de arka bahçesi

Hüzün çeşmesinde damlayan efkârım.

 

Gök gözlü kadın

Adı anne olan

Gür sesli adam

Baba mizaçlı bir fırtına

Ve o devasa çınar ağacına

Yasladığım başım.

 

Manen doluydum

Maddi anlamda ceplerim boş

Varsın sözcükler konsun tepeye nasıl da nahoş

Bir zemheri ise üşüten

Zencefilli sözcükler içimden

Geldiğince

Koynumda saklı kalem

Mezarımı kazdığım

Azar azar düşen gözümden

Usulca sevdiğim yaslı dünya

Yaşım değildi geçkin

Yasımla muhalif olduğum bir mevsim

 

Malulen emekli olmuştu şehir

Şiir idi elbet aşka yakışan o rüzgâr

Bir mazeret ise uzağında durduğum

Eziyet babında sessizlikle vurulduğum

Gönül pencerem

Dilemması günün ve aralıksız yağan kar

Kardıkça dünümü

Kandıkça insanlara

Kanayan yüreğimi susturduğum

Aşkın İlahi rüzgârı ile

 

Serpintiler ne ki?

Sarmalında hidayetin hüznüme sadık bir münzevi

Meczup yüreğimi koruyup kollayan nasıl ki Rabbim

Tezat sözcüklerden yaptığım o kartopu

Büyüyen günbegün

Büyüttüğümdü işte insanlar

Zamanla da gözümden düşen

Zamanın rotası ne ki?

 

Yalnızlığın fildişi gölgesi

Parmak uçlarımda tuşları duvar piyanomun

Aşkla eriyen yüreğim semada saklı dualarımdan

Nasiplenen her bir dostum

Şafağın ziyareti ile sona eren

Esaretim:

Geceden güne sektiğim

 

Hazanla dolu yüreğimin de mürüvveti

Gözümden sakındığım aşk illa ki

Sandığımda saklı özlemi

Diktiğim hece hece

Şiirin hası

Yalnızlığın efkârı ne ki ne?

Demlendiğim kuytularda beni sarıp sarmaladıktan sonra

Git gide büyüyen o iman.