Metruk bir hare idi zaman sözcüklerin pırıltısından ziyade yürek ikliminde saklı söylenmeyen her neyse.

Varlıktı haşmetten yoksun ve hiçliğin meali idi şiirler elbet günbegün büyüyen bir ilhamla bir aşkla serildiği şairin üstüne yalnızlığın ve berhudar olmasını dilediği kadar hayatı şiir t/adında duyumsarken.

Kolluk kuvveti gecenin ve gece bekçisi nöbette.

Bazen duraksadığı bir hane bazen es verdiği görevine belki de zamanın yaftalarından uzak geceyi evi bellemişken tıpkı şairin çekincelerini uyutup saklandığı çekmecesinde gözü gibi bakarken aşkla sırdaş kalemine.

Hatırşinas bir esinti yüzümü yalayan ve yüz göz olduğum duygularımdan arınıp sert bir mizaca sahip olma arzusu ile silkelendiğim.

Bağdaş kurduğum bir yanılgı belki de ve işte yürekle örtüşen bir duygunun kimliğinden ziyade kindar bir iklimde asılı kaldığım.

Manen zengin ve doygun.

Aşkın hitabı iken şiir ve şiire gönül verdiğim kadar varımı yoğumu uğruna tükettiğim.

Sancılı bir oluşum iken gün ve pekişen hüznüm: bazen bir buluta konmak adına uçtuğum bazen ufku menzil bilip coştuğum.

Külliyen de yalan hani kimliğimden damlayan hezeyanları uyuttuğum.

Basireti b/ağlanmış bir kere ömrün ve o devasa kırık sayaç.

Tünediğim paslı balkon demir ne de olsa metruk bir evin sağdıcıdır balkon hem tünediğim hem yarıladığım ömrü kayıt altına almanın da ibaresi.

Şimdi bir kuş olup da göçmek vardı ya.

Kuş bakışı sevdiğim misal.

Göçmen bir kuşa öykünmek ve o mavi turnayı yüreğinden vurmak elbet kalp gözüme eşlik etsin diye ki dokunmaya dahi kıyamazken ve de aşkın dokunulmazlığı varken…

Öyle ya: aşk şeşbeş.

Öyle ya; aşk ve âşık hep berduş.

Tükenilmişliğin coğrafyasında saklı iken her sözcük ve aksi bir imgenin ve akseden gün ışığının her zerresi aslında büyüyen bir umudun da penceresi iken.

Bakaya kaldım yine ve bilemedim yarınların bekasının bir kayboluş olacağına.

Nasır tutmuş yüreklerden uzak olsam da nasıl da düştüm tuzağına bilinmezin.

Önce bir kum zerresi derken bir midye kabuğu ve inci tanesi derken beni yutan dev balinanın karnında kendimi güvende hissettiğim elbet yanıldığım kadar da yanıktır iç sesim ve türküler derlediğim bir mimoza bahçesi oysaki bahara daha çok vakit var ve kumsalına tünediğim ben şehrin aslında bir şiire ilham olan aşkın tutsaklığında bilemedim de mutluluğun çok uzak olacağını.

Öyle ya, azizim:

Aşk da şiir de yakıyor insanın canını.

Yakamozlar can çekişirken neferi olduğumu bilmek de hüznün ayrıca yaralıyor yüreğimi.

Mantık dâhilinde değil işte insan hele ki aşka doyamazken hele ki şiirleri mesken edinmişken.

Bilinmeze âşık olduğum ve tek bilindik duyguyla hemhal olduğum.

Beşeri bir aşka yelken açtığımda ilk zamanlar ve ruhumu sevgiyle doyurup da insanlara yüreğimi açtığım…

Kaçınılmaz olan neyse yakalandığım.

Çekince dahi yüklenmeden sevmek ve inanmak ve güvenmek ve sürtüşen duygular.

Bir imladan çıkıp da yola ihbar ettiğim şapkası sözcüğün ve şapka çıkarttığım aşka bir o kadar şiir yazmanın verdiği haz verdiği acı ile kendinden geçmek…

Hep mi sever insan yürekten ve hep mi y/anılır?

Bir cürüm değil işlenen ki…

En doğal hali yaratılmışlığın ne de olsa her birimiz aşkla yaratıldık yüce Rabbin takdirinde günahsız da gelmedik mi dünyaya ve işte doğamızda saklı olan.

Nefsine tapınanlardan olmasam da nefes nefese kaldığım yadsınamaz bir gerçek ve ben telaşla sevip yaşıyorum yazıyorum da.

Şiir denen coğrafyada baş veren umut.

Bir söylem belki de mutluluk.

Söylencelerin nazarında nazara geldiğim ve nazar boncuğum nasıl da çatladı boydan boya ve işte üzerinde yürüdüğüm o ince ve dar yol.

Yok olmaya doğru yol aldığım ve ben varlığımın çıtasını umut denen rüzgarla ve aşkla hep yükseltmişken varsın ayaklarım yerden kesilsin varsın defalarca yanıltsın beni insanlar hem nasıl büyürdüm ben nasıl büyürdü iman gücüm?

Aşkın dayanılmaz ağırlığında.

Aşka âşık bir nefer iken varsın boğulayım özlem b/atağında.

Hüznümle reşit.

Coşkumla tutsak…

Yalnızlığın bakir coğrafyasında ummanlara denk gelen yüreğimle varsın son bulsun varlığım ki:

Aşk nasıl ki kilit noktası ve şifresi kâinatın ve insan asla pişman olmamalı hele ki peşine takılmışken aşkın ve kanadığı kadar da yakın iken Rabbine…