Bir düş sakiniyim, muhtırası verilmiş bir kere gerçeklerin…

 

 

 

Haresinde solan ateşim, ömrün

Bin bir eda ile savrulduğum

Savunduğum İlahi Aşkın

Ve yurdumun

Coşkusunda saklıyım mevsimin ve sevdanın

Hükümranlığında Mevla’nın…

 

Ah, kat çıktığım acıların

Meramı ve meali

İçim sızlarken akasyalar altında

Şiirlerim ç/ağlarken

Bense mevsim gibi uçuşan polenlerin

Güzergâhında

Sadık olduğum Rabbin yakınında

Ve elbet, anne dualarında saklıyım

 

Razı olsun yeter ki rıza göstersin Yaratan

Kul olmanın bilinci ve sınandığım bunca zaman

Keklik avlayan düşlerim

Saman altından su yürütenlere en çok sitemim:

Aşkın b/ağrına giden acıların toplamı

Renklerin asaleti ve hali hazırda

Masum kalmanın frekansında

Nasıl da tüyden hafiftir vicdanım

Ve insanlar ki:

Beni hafife alan

Kaderin savurduğu kilimiyim evrenin

Ağır olduğum kadar

Ağırdan aldığım mutluluk ve kederin rüzgârı

Varsın olsun:

Ağır olayım da Molla desinler

Recim edilen bunca hayalin ertesi

Düştüğümdür İlahi Aşk

Elbet sevdaların en güzeli…

 

Rengimle tutuşan güneş

Ar bildiğim asaletim ve rengimde saklı

Nice hare

Halesi sezgilerimin

Azık bildiğim şunca şiirin ertesi

Sızan yüreğimden usul usul

Usulen değil

Candan sevdiğim onca insan

Varsın olsun addedilsin bir kusur içten sevgim…

 

İkbalim saklı Allah katında

İdam fermanımı yazdığım kadar şiirlere serildiğim

Varsa yoksa aşktır mealim, aşk

Ergen bir genç gibi hala uzaktan sevebildiğim

Mıntıkam ve makamım

Mizacımda saklı onca veryansın

Hem sessizce yaşarım

Hem sessizce yazar severim

İzni ile Mevla’nın

Tutuşan semazen eteklerim.

 

Aşkın narı

Sözcüklerin na’şı

Sevdamın nazarında pul pul dökülen derileri

Hangi yılansa sokan beni

Hangi şiarsa sevda

Ant içtiğim namusum üstüne

Körüklü duyguların vebali

Varsın olsun üstüme

Üstünkörü yaşamadığım kadar

Ötenazi yaptığım nefreti ve yalanı

Bil mukabil, diyendir Yaratan.

 

Yansız aşkın yansız dualarımın

Ve vatan sevdama değin uzanan

Ellerim kâh soğuk

Gözlerim kâh nemli

S/özlendiğim kalemimse haiz olduğum serveti

Elbet sererim ayaklarına cihanın.

 

Nesrim ve neşrim ve şecerem

Huysuz bir çocuk gibi mızmızlandığımsa olmasın çok elzem

Annesinin göz bebeği

Ve aşktır, aşk:

Rabbe dönük yüzüm

Renklerde saklı izim

Kalemim ve yüreğimdir tek parmak izim.

 

Asılı olduğum şu göğün yanık çatısı

Kat çıktığım varsın olsun hüzün ve dünüm

Meylettiğim İlahi Aşkın

Bahşettiği en büyük serveti

Ömrünce koruyacağıma nasıl ki söz verdim

Gönlümde kopan fırtına ne ki?

Dalgalı denizin yaladığı yüzümde açmaz mı güller:

Varsın olsun efkârın bam teli yazdığım şiirler

Yazgım ve yangınım ve yârim, servetim

Müşküle düştüğüm koca ömür ne ki ne?

 

Mevsimlerden ördüğüm çelenk misali

Üstümü örten gizemin tininde saklı

Ruhumda çöreklenen bunca kum bunca acı

Elbet şerefimle yaşadığım yazdığım kadar

Tembihliyim büyüklerimden

Arşı alaya çıkan sevgimin ve kalemin gücü

Yettiği kadar da ömür

Yatıya kalacağımın da garantisidir

Bir şiirden çıktığım yolda

Bir ömür baş koyduğum ne kadar doğru ve sevgi varsa

Hiçliğime de kefilim

Var olmamım hikmetini nasıl olsa bilen biri var

Görmezden gelindiğim şu cihanda

Bilmezler de ağırlığım kadar acı çektiğimi…