Şiar edindiği aşkın da uleması bin
bir gece.
Depreşen renkler saklı içimdeki
iklimde.
İsyanın ve vaveylanın devrik arzusu:
Şüheda gözleri kamberin
Melun mahzun seken kör kurşun.
Kurusıkı nidalar izahı yok yaşamın.
Ölümsüzlüğe nazire eden ölü imgeler
biteviye rant kavgası insan oğlunun ve firar etti edecek can bedenden.
Bedeviler.
Beleş servetler.
İsyankâr ve nüfuzlu insanlar inkâr
edemediğim bir densizlik ve derdest olmuş yeryüzü konduğum dal değil benim
bacaklarım titrek.
Her şairin yalnızlığı kendine.
Askıda hüzün.
Askıda ruhum.
Aşina olduğum gün ve gece.
Ansızın doğan güneş gecenin köründe
imalat hatası yıldızlar şerh düştüğüm gökyüzünde çarmıha gerilmiş bulutlar ve
itaat ediyorum geceye ve ibraz ediyorum içimdeki ışıldağı ve tünüyorum
sonsuzluğun omzuna aşk adıyorum aşka banıyorum sözcükleri ve celallen yüreğim.
Bir kuşa meylediyorum.
Olmuyor.
Gözümün üstündeki kaşımın hesabını
soruyorlar ve kapalı gözlerim.
Ant içtiğim günler andımızı ezbere
bilirken şimdi sorsalar adımdan şüphe edeceğim ve insanlar da kırpıyor adımı
adeta bir gülden üreyen ismime adak adıyorum gecenin ferinde ben mademki bir
yıldızım da aynı zamanda yılmadan söylüyorum ismimi.
Şahsına münhasır bir rüzgâr içime
esen.
Devasa bir rahmet aşkın k/özlediği.
Şiirim belki şehir belki şair belki
derviş belki yitim belki yetim.
Düşlerin inhisarında düşey bir zemin
ya da iç bükey bir aynada saklı sırlarım ve ser verip sır vermiyorum artık
insanlara.
Bir ayağım uzun bir sözüm kısa saçım
uzun belki de aklım eksik.
İtibar etmekten imtina ediyorum ya da
tam tersi:
Bir imla hatası olabilirim belki de
belki de imalat hatası.
Mevsimin solgun yüzü, dünün yaslı
g/izi.
İmha edemediğim milyonlarca detayda
boğulduğumu elbet yadsıyamıyorum.
Bir türkü tutturmuşum işte.
Bir hayat tutturmuşum işte.
Bir de sevgiyi sevmeyi tutturmuşum.
Tutanaklara geçiyorum beyanlarım ve
altına imzamı atıyorum: frapan bir gülücükse yerleşen yüzüme ve temassız karta
talimat veriyorum ve aslıma rücu ediyorum.
İçimde yanıp sönen bir lamba misali
kalemin kalbinin kanadığı kalemin kalbinin binlerce defa kırıldığı.
Benimse tek maruzatım yok insan
ırkına.
Benim sonsuz maruzatım var Mevla’ma
mademki mevzu bahis yaşamak ve sevmek inadına büyüyor isyanım ve inadına daha
çok seviyorum bunca sevgisizliğin prim yaptığı dünyada bir başıma kalsam da
davamdan vazgeçmiyorum.
Elbet yalnızlığım tahliye olacak bir
gün.
Belki de o gün bu gündür.
Yalandan kim ölmüş hafız yerleşik
acılarımdan şiirler ördüğümü tüm dünyaya bildireceğim işte belki de geri
tepecek her hayalim umudun tarhında yaşayan delişmen mizacımla da sekerken bir
yürekten diğerine…