Bir rengin müptelası olmak ve öykündüğüm satır aralarına geçirdiğim tırnak izim sanırım sancılı bir günün öyküsüne dalıp gidiyorum.

Sığlarda yaşayan insanlar siması yabancı değil çünkü her birini her gün görüp içim d/ağlanıyor.

Sessizlikle ve sevgiyle muhatap yüreğimse sıra dışı bir serveti ve sistemi devreye sokuyor.

Sevginin ve ihanetin faturası ise hep bana kesiliyor ve gecikme faiziyle yüksünmeden ödüyorum. Ama ben inanılmaz sıkıldım durduk yere tacize uğramaktan sadece evrenin bana yüklediği programı devreye sokuyor dün de olduğu üzere.

Günü gününe uymuyor insanların. Sıcak bir gülüşe kanıyorum akabinde yüzü asık ve arkamdan konuşanlar. Bense aynı insanım. Müşfik ve sevgi dolu elbet refüze ediliyorum çünkü içtenliğin kastı değil içtenliğin onları kastığı.

Leb demeden leblebiyi anlıyorsa insan ki bunun bir de öncesi var. Söylenen her sözcüğe inandığım sevgiyle ihya ettiğim yüreğimin daha da kabardığı.

İçine bolca attığım kabartma tozu değil asla yüreğimi kabartan ben elimi uzatıp da elim ve yüreğim dağlanmışken.

Soytarı gülücükler, semazen imgeler ve hayal gücüm ve sevgiyle iştigal.

Önsezilerim aralıksız uyarıyor beni ama ben bana kanmıyorum ve kim ne derse inanıyorum.

Gürültülü bir günün armağanı olsa olsa üç beş sayfa yazı bir iki de şiir ama bilin ki ben bunları durduk yere yazmıyorum.

Hayatın kalın duvarları ve ihlal edilmiş sınırlarım daha sonra da büyüyen kulakları duvarların.

İnsanca yaşamanın tadını çıkaramadığım ama sevginin de içtenliğin de adını çıkaranlar.

Sevgi dolu günlerim ve sevdiğim kadar kimse tarafınca sevildiğimden şüphem yokken meğer ben nasıl mutluymuşum önceki hayatımda.

İnsan sevgimle hazır ola durduğum ve sevdiklerimin emir eri iken adeta.

Mesleki anlamda verdiğim mücadelemde hız kesmeyen sıkıntılarım ve kulağı delik kim varsa beni eleştiren ve ben hızlıca katlarken duygularımı.

Bir şeylerden feragat ettiğim üstelik bir ömür.

Sağlığımı ve hayatımı hiçe saydığım hiçliğimin dahi göze battığı.

İnsan ilişkilerimde asla yanılmayacağıma dair nasıl da emindim herkesten. İçtenliğim ve paylaştığım sırlarım ve sözüm ona sırtımı dayadığım ne çok insan derken müşküle düşüp kim varsa yüreğini ve sesini meşgule veren.

Hayatı hep paylaşmak olarak bildim bu bağlamda neyim var neyim yok pay ettim asla kötülük gelmeyeceğine inandığım kim varsa hayli yıprandım.

Tutunmam gereken bir şeyler olmalıydı illa ki ve ben bunu sevgi bildim. Sevmekten zarar gelmezdi kitabımda ve bana öğretilen ne ise ki sevgi zaten hatırı sayılır bir mecra oldu içimde.

Sözcüklerse servetimdi bir ömür gerçi kalemimle tanışıklığım gerçeklememişti henüz ama ben konuşarak bazen susarak ve çalıştığım işlerde en yüksek performansı sunarak konuşturdum kelimelerimi ve her şeyin aslında tek özeti vardı tek heceye denk düşen: Aşk.

İlahi bir farkındalıktı sevmek ve âşık olmak.

Aşkın aşikâr akışı hep aşina oldu bana ve ben aşkı pek çok yerde pek çok insanda buldum.

Göğsümü gere gere sevdim hayatı ve ne iş varsa elimde aşk ile yaptım.

Sevgiyle yapılan bir yemeğin tadı başkaydı.

Sevgiyle temizlenmiş bir oda bile cenneti çağrıştırırdı bana keza halen de öyle.

Sevgisiz yaşamak kâbus, sevgiyi harcamaksa ihanetti.

İnancın akabinde doğan bir derya batmayan bir güneş sevgi.

Yüreğimi ihlal eden sözcüklerse akabinde nice güzelliğe kanat açıyor.

Maviden mintanı göğün.

Yeşil ağaçlar ve ormanlar elbet vatan aşkım ve insan sevgim.

Bağdaş kurduğum hangi duyguysa beni ihya eden ve Rabbime götüren.

Ölçüsüz sevgi aslında bir ölçüt çünkü insan olmanın meali sevginin de ta kendisi.

Yalan sevgiler asla kitabımda yazmayan ve beni yalancıktan seven kim varsa nasıl da karanlığa karıştı ve boşlukta yok oldular.

Hayallerim hep vardı çocukluğumdan beri genişti hayal dünyam ve bunun faydasını hep gördüm hele ki yazarken elbet gerçeklerin de farkındayım ama kendimi avutmanın en güzel yanı sevgiyle eşleşen hayallerimi kaleme almak.

İstifli olan duygular ve sözcükler.

Hatmettiğim güzellikler ve dualar ve kitaplar mademki Rabbimin ilk emri, okumaktı.

İçimi okuyan bir kalemim var madem.

Mademki beni benim sevdiğimden çok seven bir Rabbim var…

Elbet yola devam sevmeye de ve itirazsız yaşıyor yazıyorum yaşadığım sıkıntıları görmezden gelip başımı da yaslamışken Rabbime.

Her halükarda yenilmiş olsam da içimde sönmeyen o ateş sayesinde bir günde yeniden doğuyorum ve ansızın sökün ediyor duygular bir bir itibar ettiğim kimse istem dışı sevdiğim kadar da hayatı ve insanları…