Bir düşün yalancısıyım, hafız ve
hafızamı asla zorlamadan yazarken sanıyorum ki hayal mahsulüymüş sevilmek elbet
yanıldığımın ertesi ve işte yeniden gözüm açık binlerce düş görmeye
hazırlandığım o kutsal zaman dilimi elbet aşkın tefrikası.
Aşk ne mi, hafız?
Bilsem de söylesem keşke.
Ya da söylediklerime ben inansam,
hafız iyi de ne malum inanmadığım?
Geceye kramp girdi aslında kalemin
gözüne kıymık kaçtı aslında kıyamadığım bir mizansen elbet artık kendimi yok
saymaktan vazgeçtiğim ve işte serdiğim o masa örtüsü elbet yemek masasına değil
masa üstümde kayıtlı tüm yazılara üstelik gözleri açılmamış ve kimisi henüz
görücüye çıkmamış…
Benim çeyiz sandığım da masa üstümde
serili, hafız ve alacalı bulacalı düşlerimi de katık yaptım mı gerçeklere…
Gerçi böylesi bir süreçte neyin
düşünü kuracaksam ama mademki ben bir hayalperestim…
Misal, maskesiz yaşamaya geçmeyi
diliyoruz gerçi her zaman var/mış o maskeler bir tek şimdiden ibaret değil en
çok da dolu dolu gülmeyi özledim elbet maskemin içinden ama sakladığım bir şey
de yok iken.
Mevsim Nevbahar sanki.
Mevsim aşkın rüzgârı ile ısıtıyor
insanı gerçi akla zarar ama…
Ne yani, ben üşüdüğümde ısınıyorum ya
da tam tersi.
Ne zaman ısınsam buzullar eriyor
sanırım manevi sıcaklığın erittiği buzullar bunlar ya da görünmeyen buz kitlesi
iyi de bunca cümle ve şiir hala görünmeyen mi kaldı?
Kalmaz mı hafız? Sen benden iyi
bilirsin hem ne zamanki sırtıma kaleme ve aşka dayasam artık kimse duvarın öte
tarafında hareketlerime ve sözcüklerime kulak kesilenler.
Hayli hoyrat günler son zamanlarda
beni hırpalayan ama eskisinden güçlüyüm hafız elbet senin eşliğinde bir de
hafızamda kayıtlı bilgiler gerçi tek bildiğim hiçbir şey bilmediğim aforizması
ile pek bir içli dışlıyım ama ve insan gerçek manada her gün yeni şeyler
öğreniyor ve…
Devamını boş ver hafız hatta sana boş
verdiğim bu defteri beraber dolduralım da günümüzü değerli kılalım.
Sözcüklerim efkârımı gömdüğüm ve
aşkın minvalinde gördüğüm bunca şey en çok da hiçliğime tutunduğum ama varlığım
aslında bir boşluktan ibaret olmadığını görmek gerçekten de mutluluk verici.
Özveri, hafız bir de önsezilerim gel
de ayıkla pirincin taşını.
Hepsini unutalım o zaman ve kısaca ön
söz diyelim tüm yazdığıma ve işte geceyi de disipline ettik mi ölü günün ruhu
da huzura erecek.
Ölülerimin arkasından rahmet
okuduğum.
Ölü günün arkasından ise dikte
ettiğim duygularım ve devasa parantezle şerh düştüğüm sanırım kümelerin
birbiriyle eşleştiği sonra da öz alt küme hesabı yapıp neye denk düştüğüm ya da
neyden müteşekkil isem elbet günün ihbarı iken here geceme damga vurmanın
verdiği mutluluğu hiçbir şeye değişmezken…
Lügatimi sandıktan çıkardım ve yerine
koyabildiğim kadar şiirlerimden koydum üstelik ben asla şiir yazdığımı filan
iddia etmezken lakin öylesine doluyorum ki gün içerisinde ve şiir başlığı altında
yazmadan olmuyor hafız ve sevmeden de asla zaman geçmiyor daha doğrusu hayatın
tadını ben böyle çıkarıyorum.
Yüreğimi haraç mezat satmadım hem ama
ben acılarımı örüp yüreğimle eşleştirip adeta gönül tezgâhında sunmalıyım
hissettiklerimi elbet okuyucunun huzuruna çıkmanın bende yarattığı o mucizevi
değişim.
Gerçi daha çok yol var kat etmem
gereken hele ki sen koca ömrü katlet şimdi de kolaysa kat çık her gün her saat
her an.
Anmakla iştigal olsam da dünümü.
Ar bildiğim mademki yaşamın
kıyısından geçerken daldığım o balta girmemiş orman gerçi duygu girmemiş orman
diye düzeltmeliyim çünkü insanların ruhları bazen bakir adalar gibi: ne iniş ne
çıkış sadece düz bir çizgide gidip geldikleri elbet sabit fikirli ve ön yargılı
insanlar üstelik günden güne artan bir şekilde.
Şekil A’da olan her şeyi görmezden
gel, hafız çünkü duyguların şekli şemaili yok en azından bir zaman diliminde
olan biteni kâğıda döküyorum da resmi bir kimlik kazandırıyorum sözüm ona gerçi
yazılan ne noter tasdikli ne de bir kimlik numarası var hele ki e-şifresi
olmadı mı yazanın ya da yazmanın sunumu iken uçuşa geçtiğim duygusu…
Bir boyuttan diğerine s/üzüldüğüm
üstelik katıksız hissedip yokluğumu varlığa dönüştürdüğüm…
Hiçlik makamından terfi etmenin
zamanı gelmedi mi, hafız hele ki dün yaşadıklarım?
Mademki kendine olmayan saygısıdır
insanı hiç yapan…
Sahi, kim demişti?
Kendime duyduğum saygı ve sevgi değil
mi peki hiçliğimi kabullendiğim sonra da eklediğim vasıflar ama Allah katında
aciz bir kul olmanın da verdiği inanılmaz haz en çok severken en çok yazarken
bir de en çok canım yanarken…
Dumanı üstünde gecenin üstelik gece
henüz sonlanmadan üç beş dumanlı yazı da kaleme almalıyım sonuçta bu, benim
seçimim ve beni bana sunan ötesinde huzurun adresi, hafız…
Bildiklerimi sen de biliyorsun gel
gör ki; sen hala bana bildiğin her şeyi öğretmedin: tamam, tamam, mademki her
şeyin bir zamanı var demek oluyor ki seninle daha çok sohbet ederiz.
Bir firari olduğumu sen de biliyorsun
elbet dünyadan firar etmiş gözüksem de ben başka dünyalarda salınıyorum gün
boyu en azından kendimi huzurlu ve mutlu hissetmediğim elbet gölgelerin boyu
bir uzuyor bir kısalıyor çünkü denk düştükleri bir varlıkları yok her ne kadar
kendilerini vazgeçilmez ve en tepede addetseler de.
Bense yere göğe sığamıyorum gerçi
bazen bir nokta kadar küçük hissediyorum kendimi ama sevdiğim bir ben var
olmaya başladı içimde üstelik hayatı da daha çok sevmeme vesile üstelik canım
yanarken ve kimi zaman kalemin de gözüne kıymık batarken gerçi gözüme kaçan
tozu da es geçmemeli gerçi toz denen acı iken ve kimi acı insanı da hayatı da
toz duman ederken.
Ama benim de tozu dumana kattığım
zamanlar hiç olmadı mı?
En azından hiçliğime kani iken
defalarca.
Beni var eden Rabbime nasıl ki
sığındım ilk günden beri artık sabırla bekliyorum üstelik neyi beklediğimi de
bilmezken, hafız…
Ve sen, mademki bildiklerini
fısıldamıyorsun demek oluyor ki daha vakit var.
Neyin yansıması mı?
En azından yanıltmadan yaşamak adına
üstelik yanılsam da defalarca.
Sözcüklerime ettiğim nasihatler tam
da senin bana telkin ettiği gibi yoksa nasıl dayanırdım ben? Sahi, en son ne
dedin?
‘’İnadına aşk, inadına özgürlük,
inadına yaprak…
Ağacın utandığı çığlığı şiir
fısıldar’’ (Alıntı)
Demek oluyor ki yazmama vesile olan
bunca fısıltı bir şekilde kağıda dökülmeli ki bildiklerimi paylaşayım
insanlarla ve de bilmediklerimi yeni baştan öğreneyim…
Ne güzel demiş şair elbet sen de,
hafız:
İnadına sevmek gibisi yok işte
üstelik üstüme geçirdiğim cüppemle inadına bir yaprak gibi savrulurken bir o
yana bir bu yana oysaki ait olduğum o ağaç bana her halükarda kucak açmışken
hele ki mucizelerin varlığına hep de inanmışken…
Uçuşsam da yaprak gibi benliğimle
dönüp dolaşıyor ve teslim oluyorum ağacıma hem ağaçlar ayakta ölmez mi,
dercesine gerçi yaşamak ve yazmak için daha çok vakit lazım bana en azından
izafi ölümler neticesinde yeniden doğmama vesile olan şiirlere ve acılara
şükürler olsun, hafız…
Çok çok teşekkür ederim
Kardeşime Maşallah okumanın zevkine hazzına vardık bu enfes mısralarla,yorum yazmak için sayfanın tamamını eklemem gerekir ki lakin bu kadar yorumu nasıl yapacağım hala hecelerin gülümseten yüzü bana bakarken gönlümde hisleri coşkuları şaha kaldırırken inançla imanla, Rabbim razı olsun kardeşimden,Rabbim sayılarınızı arttırsın imanla inançla yaşarken hissederken hissettirenlerin çok olması dileğimle,selamlarımla
Allah sizden sizlerden razı olsun ağabeyim Çok çok teşekkür ediyorum Hayatta asla fazla bir şey istemedim bub anlamda anlaşılmakta illa ki güçlük çektim Maneviyat ağabeyim Vicdanın hafifliği Huzura duyduğumuz ihtiyaç Allah yolunda olmak ve Allah dostlarına duyduğum inanç ve şükür ağabeyim Allah iyilerle karşılaştırsın sözü ne doğruymuş meğer Allah sizlerden defalarca razı olsun ağabeyim Şükürler olsun ki yürekten yüreğe köprüler kurduk bizler Hayat ağabeyim hele ki maddiyat hele ki nefsine tapan münafık insanlar Uzağına kaçtığım içime kapandığım ama yüreğin de inançla attığı derken kalemimle olan yolculuğum ve değerli hocalarım değerli kalem dostlarımla vakıf olduğum huzurun esintisi Çok çok teşekkür ediyorum ağabeyim Amin ağabeyim Allah sayılarınızı arttırsın imanla yaşayan insanların Ama ne yazık ki bazen canımızı yakan gölgeler oluyor ama Rabbim bizi nasıl nasıl koruyor Yazarken ve yaşarken ve dua ederken hasıl olan duygular şükür sabır inanç güven duygusu Ömrünüz çok çok olsun sizlerin Nasıl mutlu oldum Ben sizlerin hakkını nasıl ödeyeceğim Sonsuz selam ve dualarımla ağabeyim06.11.2020 18:23
"Ne güzel demiş şair elbet sen de, hafız:İnadına sevmek gibisi yok işte üstelik üstüme geçirdiğim cüppemle inadına bir yaprak gibi savrulurken bir o yana bir bu yana oysaki ait olduğum o ağaç bana her halükarda kucak açmışken hele ki mucizelerin varlığına hep de inanmışken…
Uçuşsam da yaprak gibi benliğimle dönüp dolaşıyor ve teslim oluyorum ağacıma hem ağaçlar ayakta ölmez mi, dercesine gerçi yaşamak ve yazmak için daha çok vakit lazım bana en azından izafi ölümler neticesinde yeniden doğmama vesile olan şiirlere ve acılara şükürler olsun, hafız… Yıldız Gülüm
Kardeşim bu eserini dört beş defa okudum okudukça hayranlığım arttı, ben duygularını saklayan değilim ne ise onu söylerim, gönlümü dolduran bu harika eserin için seni tebrikler ederim.
Fakat bir kez daha hissediyorum ve söylüyorum ki okumanın zevki eserin duygusuyla, okudukça derinlere manalara dalıyorum Rabbime şükür, çünkü tek bir sözcüğün bile ne kadar çok güçlü anlama gelebileceğini okurken fark ediyorum. Şimdi, ilk kez bütünlük içinde bir şeyler anlatmaya kalktığımda senin gibi anlatamıyorum ve defalarca okuyorum, hareket halindeki yaşamın içinde yazma aşkıyla vakit bularak yazmakla hayatını hayatımızdaki duyguları hisleri derli toplu bir halde saptamanın yazmanın şimdi ne kadar zor olduğunu ancak fark edebildim, kardeşime bol ilhamlar Rabbimden diliyorum, sen yaz kardeşim okurum… Alemlerin Rabbine emanetsiniz cümlesiyle, selamlarımla.
ağabeyim çok çok çok sağ olun Allah razı olsun hayat değerli ağabeyim ve ben nasıl nasıl harcamışım koca ömrü olsun her şeyde bir hayır var iç dünyamız ağabeyim bir de dış dünya devasa bir rahmet algıladı mı insan çok şey var can yakan çok sıkıntı altından kalkmak adına ve ben sizlere hocalarıma nasıl müteşekkirim ağabeyim yazmak şükür şükür şükür vesilesi ben ne yapardım bunu fark etmeseydim? koca dünyada bir başıma hayata tutunmaya çalışırken açılan o kapı çok sağ olun çok değerli hocalarım başta Adem hocam ve çok değerli tüm hocalarım ve tüm gönül dostlarım hele ki Allah dostu oldu mu bana güç ve moral veren eşsiz varlıklarınız çok çok yolum var ağabeyim ama sabır etmeyi öğrendim Allah ım utandırmasın beni Allah razı olsun ağabeyim sonsuz selamlarımla06.11.2020 19:17
İnadına sevmek gibisi yok işte üstelik üstüme geçirdiğim cüppemle inadına bir yaprak gibi savrulurken bir o yana bir bu yana oysaki ait olduğum o ağaç bana her halükarda kucak açmışken hele ki mucizelerin varlığına hep de inanmışken…
Uçuşsam da yaprak gibi benliğimle dönüp dolaşıyor ve teslim oluyorum ağacıma hem ağaçlar ayakta ölmez mi, dercesine gerçi yaşamak ve yazmak için daha çok vakit lazım bana en azından izafi ölümler neticesinde yeniden doğmama vesile olan şiirlere ve acılara şükürler olsun, hafız…
Sevmek en asil duygumuz, yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle....
en en asil duygumuz huzur veren insan olduğumuzu hissettiren var ol sen çok teşekkür ediyorum sevgim seninle