
Arti parantez
Sözcükler…
Öncesinde sus pustu evren sonra
yaraları kaşınmaya başladı sözcüklerin çünkü yaralı olandı yürek ve devasa bir
rahmetle kesişti yolum.
Yamaladım her kareyi ve üçgenlere
böldüm yazdıklarımı.
Derken duygularım yağmalandı ve açık
ara farkla yâd ettim dünü, gün bazlı bir manivela eşliğinde.
Ağdalı bir söylemden mustarip iklimde
vebalı bir gölgeyim, aşkı nakşeden na’şında hasretin bir kehanet erbabı iken
her fasıl, aslına muhtaç kopya şiirlerden de olmalı farkım ve göğe kement atan
mağdur bir rüzgârın savurduğu külüm s/avunduğum kadar da s/alındığım her
rüzgârda nöbet geçiren eş güdümlü mermilerden aldığım yarayı şiirlerle sardığım
bazense sarardığım.
Bir lanetse öykünen mutluluğuma…
Bir afetse, artı parantez seyri
rüyaların.
Asılı kaldığım teninde muhatap
olduğum serçelerden aşındığım her cıvıltı elbet hazan mahsulü bir öyküyüm ben
endamlı göğün de kallavi beyazına hürmeten teselli bulduğum yandan yana yürüyen
bir penguenden bile savsak kimliğimle masum ve endamlı bir ç/ağrıyım, kardığım
ümit torbalarında harcı âlem bir na’şıyım evrenin de kulpu yok iken sevdalı bir
muhabbetim.
Ölümden sırnaşık iken ahkâm yüklü
beyitler.
Aşktan mustarip iken sevdalı
mizansen.
Göğe kanat açan mağdur bir imgeden
dahi alacaklı.
Sevici bir gölgeden köşe bucak
kaçtığımın da iddiası elbet her yarım ağız gülücükte kendimle sohbet etmenin
derdi tasasıdır tüm yazdıklarım ve göğe serptiğim tohumlardan bile
nasiplendiğim bir rüyadır içimdeki uykulu çehre.
Kandığım kadar kardığım…
Ar bildiğim yüreğimde saklı matem ve
mahrem.
Aşkla izdivacı bulutların ve sarı
benizli çiçeklerden bile çılgın bir dikenim ben gülüveren edasında şeytanın
kanmadığım…
Hazanla dahi barışık bir güneşim ben.
Ceplerimde mevsimden kalan polenler.
Sırtımda olmayan kamburla ben aşkla
evrilen bir matem olmaktan da öte göğün kanaviçe yalnızlığında yüzümden dökülen
hece hece.
Şiirlerde uyuduğum.
Masallarda rüya gördüğüm.
Yazarken da yaşadığıma delalettir
yüreğimdeki ıssızlığı sonlandırdığım ve delişmen imgelerde çağlayan yüreğime
fısıldadığım.
Kaç öğünse acılar.
Kaçın kurası ise endamlı iç çekişler.
Bir rüyaya dahi sızan gerçekler.
Şimdimden yoksun, dünümden alacaklı
ve yarınımdan da umutlu.
Tükendiğim değildir doğruları arz
eden; türettiğimdir türeyen yalnızlığın mahsulü.
Öykündüğüm değildir gölgeler.
Öldürdüğüm nefsime okuduğum lanetin
de ucu bucağı yok, ne zamanki irademle saf tuttuğum hayat denen martavalda
uyumsuz mizacımla sözlenen rüzgârı da lafa tuttuğum her izdihamdan firar eden
şiirlerim kadar alınganım ve kalıntısı rüyaların elbette gün yüzüne çıkmayan hikâyelerimde
delişmen kahramanların üslubudur yüreğimden taşan.
Mihrabın çehresinde saklıyım.
Çehremin de fısıldayan her suresinde
elbette yüreğimden ettiğim dualarımdan eksik etmediğim matemin de yüz karası
bir ihbardır belki de zulmün odağında bir mazlumun kaskatı kesilmiş bedeninde
saklı tutulası umut ve evrenden saklı nice yeis bir karanlıkta kazılı iken adı
sevginin ve aydınlığa çıkmanın da ilk şartı iken iyi niyetin cübbesinden sarkan
heybemden eksik etmediğim rahmet ve nimet babında asla unutmadıklarım elbette
dünümden miras binlerce öğreti ile ayakta dimdik kalmayı şiar edindiğim ömrün
de latif rüzgârıdır vicdanımda sat tutan tüm güzelliklerden nasiplensin diye
evren bir katre dahi pişmanlık duymadığım…
Bir özlemin sırtında dikenim,
tırmanmadığım yokuşlarda cebelleştiğim duvarlar belki nidaların çarpıp
engellendiği pasajlarda yetim peyzajlı sanrı dolu kırık kiremitleri yorgun
göğün engel koymuşken umutla arama.
Kıyımda yorgun bültenler, aşkın
devasa boşluğunda yüz görümü mizaçlar öykündüğüm her izlekte saklı muadilim;
yetimliğin kitabını yazdım ben ezelden, azizim.
Seviden mütevellit karabatak
karasında ölümün, kararan yüzüne hürmeten, lanete tövbeli bir sağanak.
Karambole giden masallar, sırnaşık
kahramanlar, peksimet kıvamında rüyalar belki de bir gerçeğe balta sapına isyan
eden yakamoz coşkular.
Terennüm saklı bulutlarda bulutlar
ise evrenin efkârıyla salkım saçak bir muhabbet elbette hurafeler durağında
düşlere geçit vermeyen kondüktör yalın ve yalan söylemlerde beti benzi atan
şafaktan alacaklı gece üstelik isyanın biri bin para göğün de kanadına tanıdık
bir bakış fırlatan Ebabil kuşundan alacaklı matemin göl durgunluğunda ikrarı,
satılmış mabedinde ölü meleğin sağdıcı bir yarım katre aşkın endamına yenik
düşen sevdalı busesi uçuşan pare pare de izini sürdüğü hasretin beylik harareti
gel-git aklın tokuştuğu bellek duvarların üstüne üstüne geldiği, intihar öncesi
sözleşme.
Gaipten gelen sözcükler kurulup da
başköşeye.
Aşkı inkâr edene sözcükler batarken
inceden inceye.
Şimdi makûs gölgenin yüzü suyu
hürmetine aydınlığa çıkmanın verdiği özenle yittik dünden yitiminde acıların
kök söktürdü bize evren belki de kallavi bir sağanağa özlemle sözcükler
kundaklandı aşka hatim indiren tek gözünde sönük feriyle dünyaya ihanet eden
bilinmezin indinde bizler sevdalandık kendimizi bildik bileli.
Değerli Seçki Kuruluna ve sevgili arkadaşlarıma çok teşekkür ederim..
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN.
HAYIRLI SENELER DİLİYORUM.
TÜM GÜZELLİKLER SİZLERLE OLSUN
Tebrik ederim gün seçkisini arkadaşım sevgilerimle...
Teşekkür ederim arkadaşım
Sevgilerimle güzel yüreğine
Yurek yine dolu dulu, dopdolu Yıldız Hanım.
Tüm duyguları cevreleyen kalp gözeneğinden süzülenler kalemle raksta.
Gönülden tebrik ve sevgimle.
Yüreğiniz dert görmesin canım dostum
Çok sağ olun sevgili Nezahat Hanım
Çok çok sevgimle
Gaipten gelen sözcükler kurulup da başköşeye.
Aşkı inkâr edene sözcükler batarken inceden inceye.
Şimdi makûs gölgenin yüzü suyu hürmetine aydınlığa çıkmanın verdiği özenle yittik dünden yitiminde acıların kök söktürdü bize evren belki de kallavi bir sağanağa özlemle sözcükler kundaklandı aşka hatim indiren tek gözünde sönük feriyle dünyaya ihanet eden bilinmezin indinde bizler sevdalandık kendimizi bildik bileli.
Anlamlıydı yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
Çok çok teşekkür ediyorum arkadaşıma.
Eksik olma Melek.
Sevgilerimle canım.