Ayrılık vakti yakın zaman çıktı kınından:
Son sitemi sürelim Çakallar’dan bu şehre.
Bir daha geçer miyim sevdiğim yakınından?
Yarım kalan sevdayı atalım yeşil nehre.
Semaver dumanında ellerimiz birleşsin:
Uçup gitsin beraber bulutlara yerleşsin.

Hani neydi kavlimiz buluşacaktık her yıl:
Ömrümüz olacak mı? Bilemem ki bir daha;
Geleceği görmeye söyle yeter mi akıl:
Mevsimleri geçelim erer miyiz sabaha?
Yaşarsın gözlerimiz, eserken serin rüzgâr:
Umudumuz ölmesin bedenim ölse ne var.

Karşımızda Harşena gülerek göz süzüyor...
Sanki diyor ki bize: “Sonsuzda yaşarsınız.”
Bilmiyor ki halimiz bizi nasıl üzüyor.
“Devam” diyor “Korkmayın! Çok engel aşarsınız.”
Altında mı kalalım geçip giden günlerin:
Nefesiyle solarız yapılan düğünlerin.

Aşkımız yaşayacak geçse bile yaşımız...
Her sokağın başında ya Üçler ya Şamlar’da.
Irmağın debisini arttırsa gözyaşımız:
Şarkımız söylenecek serseri akşamlarda.
Samanyolu bir hazla gökyüzünde akıyor:
Ay bizi alkışlayıp yıldızdan taç takıyor.

Belki son buluşmamız veda edelim artık...
Bu tepeden tüm şehre busemizi kondurup…
Vuslatın sicimini elimizle koparttık...
Masaya bırakalım sevgimizi dondurup.
Bu aşkın ezasını çekeriz kıyamette:
Bir ihtimal an gelir kavuşuruz cennette.