Islık çaldı geceye kara buluttan yağmur
Dilimin en dibinde ağladı küçük kuşlar
Duygularım sırtımda kambur üstünde kambur
Düşlerimin önüne dikildi tüm yokuşlar.
Gayem mutlu olmaktı hep tedavülden düştüm.
Anladın mı sevdiğim geçen eylülden düştüm?

Çağlayanlar doldurdum geçmişimden cebime
İsmini sayıkladım terennümler ekerek
Masumiyet yükledim susunca edebime
Destursuz hayalleri üzerime çekerek
Aşk kokulu defterden bir fasikülden düştüm
Anladın mı sevdiğim belki müşkülden düştüm?

Aynanın sırlarına anıları sakladım
Konuşurum durmadan hüzün lehçelerinde
Tebessümlü dudağı kendime yasakladım
Güller derdim elimle hazan bahçelerinde.
Yangın vardı içimde kızıl bir gülden düştüm
Anladın mı sevdiğim siyah kâkülden düştüm?

Gama yüklü notalar gökyüzünden inerken
İçime nakşeyledim bir kemanın sesini
Düğümlenen sözlerim şimdi nerdeler derken
Boğazımda hissettim acının nefesini
Badeler damlatırken çeşm-i bülbülden düştüm
Anladın mı sevdiğim büyük ödülden düştüm?

Nice imge yükledim duymasın diye kimse
Şiirler arasına nokta koydum set çektim
Sanma ki dünya duydu bir deftere dedimse
İçimde volkan oldu sussaydım ölecektim.
Kalemimdi hep suçlu belki virgülden düştüm
Anladın mı sevdiğim artık gönülden düştüm?