İsli bir şiirin güftesine sokuldum: aşktı basan parmaklarına rüzgârın ve işte devasa ışığı şehrin bense fildişi yalnızlığımla sığındım Rabbe.

Kutsi bir sevinçti yaşamak, ç/ağlayan sözcüklerden yapılmış derdest bir kulübe olsa olsa şairin kınalı yapıncağı.

Nemrut idi kimi insan kimisi buzdağı ve yüreğime saplanan şarapnel parçası yoksa nasıl aynı kalırdı dimağım ve s/üzüldüm bir bir: bir isyanı bastıran delişmen fıtratım.

Gün sönüktü.

Yılsa uğursunuz.

Aşka dönüktü yüzüm ve Rabbime bir heyelan ki dinmeyen fay hattı kırıktı yüreğimin.

Hazan muadilim ve şakıyan sessizliğim:

Ah, ikbalim, bayım bense arsız bir çeşme gibi damıttığım hayat damladığım kadar salya sümük müydü bitik sesinde hicranı?

Gönlümü hoş eyledim: heyhat, kibirli dünya ve müdavimi nice isyanlar insafa gelirler sandım ve andıkça andım Rabbimi.

Ar bildim hayatı.

Akışkan hüznüm.

Şerh düştüm güne elbet geceydi kıyama durduğum…

Bazen savruk yüreğim bazen t/aşkın mizacım ölümle hemhal lakin yaşamaktı tek temennim ve basmak damarına şeytanın almaksa öcümü zalimden: masum olduğum kadar yanındaydım mazlumun.

Şehrin şebekesi.

Bense duyguların ve aşkın bıçkın şerifi.

Çeşni bildim günü ve sustum.

Yasak-savar kalemim ve yazdım.

Yana yakıla sevdiğim.

Yansızdım ve t/araf tutmadığım.

Yeşildi gözlerim bazen ela şimşekler çakan ve nice şehir efsanesi ahmak insanların inandığı.

Oysaki oysaki…

Bendim ahmak olan aralıksız ahmakıslatana yakalandığım.

Sevdim sırasız.

S/ezdim ölümsüzlüğü.

Bir yatak ki yattığım yatak döşek sabah olup da mıhlandığım zemin ve kaykıldığım kadar kaybolduğum ve kanıksadığım hüzün.

Maviydim bodoslama göç ettiğim gök kubbe.

Safran sarısıydı yapraklarım dökülen hece hece.

Çünkü ben ahlat ağacıydım, şairin dizelerinde demlendiğim ve dertlendiğim de.

Densizdi kimisi.

Derman bildim sevgiyi.

Bazen değersiz kılındım ve addedildim oysaki değerliydim sevdiklerimin gözünde bazen ötelendiğim bazen örselendiğim.

Hayatı yaşamak mı?

Yaşadığım kadar mutlu olmak…

Peyda olandı bulut yükünü boşaltan ve rahmeti ta içime çektim.

Rengim ne soluktu ne gri ne de küle benzeyen.

Külümden doğdum külliyen sevdalandım.

Sancısı evrenin doğum öncesi: bense kaç defa ölüp de can buldum.

Yâd edilesi mazim.

Yasım ve yaşım yasa bildiğim.

Yarenimdi kalem, bayım: alaşağı edildiğim dünün postasında kaybolan pas vermediğim bir iklim ki kimi insandı şarlatan ve yankısı duyulmayan.

Meddücezri ömrün.

Meta fizikti belki de yaşamın sırrı.

Kanaviçeler ördüğüm ölü zamanlar ölü yıllar ve ölü mısralarda hayat buldum.

Şairdim ya da değil lakin şiirdi yaşamak şiirdi demlendiğim ve şerh düşülesi her anım illa ki şiiri solumak.

Solsam da açtım.

Ayan beyan şiirdim ve aşktım.

Gerisi Allah kerim…