Düşlerim tekin değil bu aralar eziyet
addedilen her biri.
Sessizliğim de hayra alamet ben böyle
bilmezdim seni.
Hazan vakti göç vakti, Nebahat.
Düşlerimden as beni düşündüğüm kadar
seni anamı babamı düşünseydim nasıl da hayırlı evlat olurdum.
Ah, kadın mendebur kadın sen miydin
inandığım?
Bencileyin bir yokuştur inip çıktığım
elimde testi köylü kızına özendiğim lakin ben şehrin tozunu dumanını yuttum hem
buralarda yok öylesi çeşmeler.
Cihanda saklıyım ben sen de iki
cihanda aziz ol, dememi bekleme.
Çıngar çıktı yine içimde sen ki o
baskın dış ses.
Rengin ne katmanları ne?
Sözcüklerim var cebelleşen sana
duyduğum sevgiyle ama artık yetti.
Köy meydanında çoban, yalnızlığın
kervanında roman oldum.
Romenler gibi kıvırttın ya oysaki sen
asilzade Paşa Torunuydun.
Çingene çalıyor Kürt oynuyor.
Oyna sen de be güzelim, güzel dedimse
da sana demedim çünkü seni güzel kılan bendim gören de.
Görmemişin çocuğu.
Nefsine âşık kadın.
Mealin para yangında ilk kurtardığın
da yoksa anan can verir miydi durduk yere?
Bir dedim olmadı.
Bir şans daha verdim sana.
Sonra geldin kapandın kapıma:
‘’Al, bu da maaşımdan son kalan.’’
dedim demez olaydım sen ki gizlendin peçenin arkasına sandım ki güller açıyor
yüzünde.
Diken dahi değildin olsa olsa kaktüs.
Hani, terfiim yapıldığında eski iş
arkadaşlarımın bana layık gördükleri o devasa çiçek ki çiçek demeye bin şahit.
Adın dahi yalandı yaşın da yasın da.
Kaç koca gömdün de bir huzura
eremedin. En azından onlar yattıkları yerde huzurlular.
Kim dedi sana kendini otuz yaş genç
tanıt diye?
Anamdan büyüktün anama teyze dedin.
Babamdan büyüktün sözüm ona birin
dördü emekliydi hani aldığın maaş.
Çıfıt çarşısı imiş yüreğin sen değil
miydin yüreğin cennet bahçesi.
Siyahtı sitemin beyaz bildim.
Siren bildim duydum sesi sense kuru
fasulye yemiştin.
Onu da görmezden geldim seni namus
abidesi kadın bir de demez misin?
‘’Ayol yaşım kaç başım kaç?’’
Kaş yapayım derken gözümden de oldum
sen ki gözümün nuruydun.
Fiyakandan geçilmez dağları sen
yarattın hem sendin en mükemmel Mümin bir de şair geçindiğin.
Nerden nereye?
Nerden bulduysan artık o ismi ve
kimden çaldınsa yazdığım dediğin şiirleri.
Şirin sandım dilini.
Ziynet bildim yüreğini.
Kat çıktın evine bense yüreğimin kat
izinde sevdim seni ve yerleştirdim başköşeye.
Yalanım varsa namerdim.
Bir de demez misin?
‘’Ay, ben bir erkeğin yanında yüzümü
açamam?’’
Kızım sen de yüz mü var? Yüzdüm
yüzdüm kuyruğuna gelmiştim ki bu aşkın ve de izdivacımız da yaklaşmışken demez
misin?
‘’Babamdan kalan miras yüzünden borç
içindeyim, sevgilim…’’
Devamını dahi getirmene izin vermedim
bodoslama neyim var neyim yok verdim sana bir kuru canım kalmıştı ki yeniden
kredi çektim bankandan. Ömrümün sonuna kadar çalışsam ödeyemeyeceğim aşikâr. O
da yetmedi sana.
Ah, Nebahat, ah!
Nikâh öncesi camdan cama konuşuyorduk
ki bir buse vereyim dedim yanağına aman Allah’ım o da ne?
İyi ki de gördüm seni o gece ve elimi
kana buladımsa da canıma değsin.
En azından hapisteyken ekstra çalışıp
borcumu ödememe gerek kalmadı ne de olsa senden yaka silken hangi adamsa her
gün ziyaretime geliyorlar borcumu da sağ olsunlar onlar ödüyor ve sen Nebahat sen
de boğul İnşallah kendi nefretinle ve düşün bakalım yattığın yerden el mi yaman
bey mi?
Bir daha sevmek mi…
teşekkür ederim