Card image cap
Sessi̇z sohbet

SESSİZ SOHBET
 
Sıla hasretiyle gezerken üzgün
Bir pîr-i fâniye rast geldim bugün.
*
Gülen gözlerinde gölgeler gördüm
Sanki "tadım-tuzum yok" der gibiydi...
Sabrını sınayan öfkeler gördüm
Çömeldi, bana da, "çök!" der gibiydi.
 
İnsan bu! Gün gelip kalsa da darda
Bir çare gizlidir her müşkül, zorda.
"Sana anlatacak çok sırrım var da
Önce sen içini, dök" der gibiydi.
 
Hâlini görenin sızlardı içi
Anlardı varlığı, yokluğu, hiçi
"Görmeyi bilene herşey geçici
Baki olan bir tek, Hakk" der gibiydi.
 
Bel iki büklümdü, yol çıkmaz sokak
Kaldırım taşları yüksek(!) basamak
Saçlar dile gelmiş, "ibret için bak,
Gördüğün kar değil, ak" der gibiydi.
 
Nur yüzlü biriydi; sanırdın Velî
Cahili irşada yeterdi hâli
Sohbet dem aldıkça çözüldü dili
"Geçen gün ömrüme ek" der gibiydi.
 
Yorgun bakışında cılız bir ışık
Benzi sapsarıydı eller kırışık
Hedef belliydi de yönler karışık
"Beni bu dehlizden çek" der gibiydi.
 
Sordum, "kimin-kimsen, komşun, akraba
Evlâd u iyalin yok mu beybaba?"
Derin bir âh çekti; "beyhûde çaba,
Her sorun kalbime, ok" der gibiydi.
 
Belli ki gönlünde mevsimler kıştı
Mutluluk zamana karşı yarıştı.
İşaret parmağı söze karıştı
Bu yaşlı kimsesiz, tek der gibiydi.
*.
"Oğlum" dedi...Sustu, gözleri doldu
Bastonun ardında gözden kayboldu...

Mecit AKTÜRK