Card image cap
Sarhoş


Hava güzel, güneşliydi; çıktım evden neşe ile 
Kuytu yerde biri vardı elinde bir şişe ile. 


Kendi deyip gülüyordu; üstü yırtık ve sarhoştu 
Gailesiz biraz halsiz şivesi de hayli hoştu. 


El kaldırıp selam verdi; iki kadim dostuz gibi 
"Sana güzel haberim var, dinle!" dedi "bu garibi." 


Oyalanma, sen de koş git takip edip gelen sesi 
Ucuzluk var az ötede bu demde her pazartesi 


Pazar yeri tıklım tıklım; tezgâh dolu haslet ile 
İşler kesat fiyat düşmüş; satılmıyor edep bile!

 

Esnaf bas-bas bağırıyor! "İffet...hayâaa...Yok mu alan! 
Durum vahim,anlamak zor; ne talep var ne de talan

 
Az ötede uzun kuyruk; dizilmişler iki sıra 
Merak ile birisini çektim hemen bir kenara 


Sordum; dostum, göremedim, ne dizili o tezgâhta? 
Neymiş böyle elzem olan "hayat" denen güzergâhta? 


Sırasını bozdum diye adam kızgın ve öfkeli 
Baktı bön bön suratıma; dedi bana; be hey deli!


Bilmezmisin, bu devirde, makbul olan beş şey vardır 
Bekledim ki ilim desin, irfan desin, ya da ar'dır. 


Sanki malum olmuş gibi; "yok...yook" dedi, "öyle değil" 
Aç gözünü bak çevrene! Neye rağbet neye meyil? 


Kaldı mı ki bilen bu dem, yol yordam ne; nedir usul? 
Her sözünü zehre banıp saydı tek tek, usul usul; 


Kin ve kibir ilk ikisi, say ki yumurta ikizi 
Gönüllere kök saldılar, gözde ve sözdedir izi. 


"Küfür" gelir ardı sıra, yanında da "yalan-dolan" 
En değerli müşteridir ikisinden birden alan.


Geri kalan yüzde maske; o da riya için gerek 
Bende eksik kin ve riya", dedi, içini çekerek.


Silip gözden süzüleni sağ elinin tersi ile 
"Çok direndim" dedi, ama, sonuç hüsran, hep nafile.

 
Şeytan güçlü, hilesi çok; günah tatlı, nefis azgın 
Dedim; olsun, iraden var bu değil ki senin yazgın.

 
Bir hışımla döndü geri, tezgahta mal kalmamıştı 
Bu kez file bomboş idi, elzem olan dolmamıştı. 


Sevinse mi üzülse mi bilemez bir hal içinde 
"Nasip" dedi, gülümsedi; ışık gördüm sevincinde. 


Yankılandı minareden tam o anda gür bir seda 
Davet vardı, "gel!" diyordu Rahman, Rahim olan Hüdâ. 


"Bekle" dedi, hayli mahcup; koma beni bu dehlizde 
Çok günahkâr olsak dahi, îman ettik elbet biz de. 


Sonra sustu...daldı...gitti; başı eğik, tefekkürde 
Bir an baktım ağlıyordu; göz yaştaydı, dil şükürde.

 
Abdest ile dökülürken, hata, günah her ne varsa 
"Elham" ile uyandırdı hoca bizi sarsa sarsa; 


Hamd ve senâ O’na idi, O’ydu Rabbi âlemlerin 
Kâinâtın tek sahibi, ilacı tüm elemlerin. 


Hem Hâlık'dı hem de Malik; esirgeyen, bağışlayan 
Kulluk yalnız O’na idi; kalpten geçen O’na ayan. 


O’ndan diler, dileniriz; O’ydu Yezdan, yardım eden 
Ol Kerim'in keremiyle kafeste kuş saklar her ten.


Bir vaveyla geldi önden henüz namaz tam bitmeden 
Selamladım, bir de baktım; iki büklüm, cansız beden. 


Can kafesten çoktan uçmuş; ne yapsalar artık boştu. 
Son nefeste secdedeki bu sabahki "o sarhoştu!"
 
Mecit AKTÜRK