Şiirde kafiyenin önemini hepimiz biliyoruz. Kafiyeyi de güçlü kılmak için çeşitli cinaslardan faydalanmak gerektiğini düşündüğüm için cinas konusuyla yazı dizilerime devam etmek istedim. Daha önce kısaca değinmiştik cinasa...
Cinas konusunu biraz daha açalım istiyorum. Cinas; şekil ve söyleniş bakımından aynı (sesdeş) anlamları farklı iki kelimeyi şiirde bir araya getirmek veya kafiye olarak kullanmaktır.
Cinas edebiyatçılarımız tarafından neredeyse tek harfe kadar indirgeyerek çeşitlere ayrılmıştır. Cinas çeşitlerini bir açalım:
Cinas önce iki gruba ayrılır:
1- Tam cinas
2- Yarı cinas
1- Tam cinas: kelimelerin her yönüyle birbirine uygun olması sonucu meydana gelen cinastır. A- harflerin uygunluğu, B- harflerin sıralarının uygunluğu, C- harf sayılarının uygunluğu, D- harflerin okunuşlarının uygunluğu ( hala ve hâlâ tam cinas olamaz)
“Onsuz da geçer günler, vuslat yakındır” derdim
Sonsuzda hapsedildim bitmedi arttı derdim.
Beyitteki DERDİM sözcüğü tam cinastır. Zira birisinde demek fiili varken diğerinin aslı dert sözcüğüdür.
Tam cinas basit ve mürekkep olmak üzere ikiye ayrılır.
1- Basit cinas; tek kelime ile yapılan cinastır.
“Ferim sensin” demiştim düzen kurdum kuralı
Neferim sensin bil ki budur aşkın kuralı.
Beyitteki “kuralı” basit cinasa örnektir. Birisi kurmak fiilinin türemişi diğer kural kaide anlamındadır. Bir kelimenin değişik anlamları ile yapılan cinasa basit cinas diyoruz.
2- Mürekkep cinas; cinaslı kelimelerden birisi iki kelime veya fazlasından oluşmuşsa bu cinaslar mürekkep cinas adını alır.
Bulutlardan süzülen ya yağmurdum ya kardım
Bereket versin diye Yaratana yakardım.
“Ya kardım, ve yakardım” mürekkep cinastır.
Mürekkep cinas kelimelerin imlasına göre üçe ayrılır:
a) müteşabih cinas
b) mefruk cinas
b) merfû cinas
MÜTEŞEBBİH CİNAS:
Yazılışı ve okunuşu aynı olan kelimelerden meydana gelen cinas çeşididir. Bu çeşitlendirme arap harfleriyle yazıldığında belirir. Sadece bilgi olsun diye verdim.
MEFRUK CİNAS:
İmlası farklı okunuşu aynı olan kelimelerden meydana gelen cinas türüdür.
Sal artık coşkun suya hırs ve kin sandalını
Al yeni baştan yeşert kırmaz insan dalını.
Aynı örnekte gördüğümüz gibi okurken vurgu güzel yapılmazsa fark anlaşılmayabilir, ancak yazılışları farklıdır.
MEFRU CİNAS: bir adı da yamalı cinastır. Cinaslı kelimelerden birisi bir başka kelimenin eklenmesiyle meydana gelir.
Neden değer vermedim olmalıydı baş tacım
Hançer gibi saplandı içimde büyür acım
Kendi olmasa bile gölgesine muhtacım
İstemeden acaba defterini mi dürdüm?
“ büyür acım ve muhtacım” acım sözcüğüne eklenen “muht”eki ile ikincisinde “muhtacım” cinas meydana gelmiştir.
TAM CİNAS: kelimelerin anlam yönünden kullanışlarına göre ikiye ayrılır. 1- MÜMASİL CİNAS 2- MÜSTEVFA CİNAS
1- MÜMASİL CİNAS:cinaslı kelimelerin anlam yönünden aynı kelime çeşidinden olmalarıdır. Birisi isimse diğeri de isim, birisi fiilse diğeri de fiil olmalıdır.
Sen ey! Kara karanın üzgün ve bahtsız kızı
Olanaksız kurtulmak istersen bağır, bağır.
Çamurlarda sürünür kaderinin yıldızı
Sesini duyar mı ki göklerden umut çağır.
Dörtlükteki 1.si bir renk adıdır,2. si toprak anlamında karadır. Aynı örnek fiillerle de verilebilir.
2- MÜSTEVFA CİNAS: söz konusu kelimelerin birisi isimken diğeri fiildir bu çeşitte.
Doğan güneşim sendin yüreğimden kanadım
Boğan sensizlikteyim kırık kolum kanadım.
1. kanadım; kanamaktan türemiştir. 2. kanadım; kanat isminden türemiştir.
3- 3-YARI CİNAS: tam cinasta olduğu gibi dört yönden de uygunluk yaksa yarı cinas meydana gelir.( . A- harflerin uygunluğu, B- harflerin sıralarının uygunluğu, C- harf sayılarının uygunluğu, D- harflerin okunuşlarının uygunluğu) tam cinasta bu dört unsurun varlığı aranırken yarı cinasta herhangi birisinin yokluğu aranır.
Yarı cinası önce dörde ayırırız.
A-LAHİK CİNAS: kelimelerde sadece bir harfin uyumsuzluğu sonucu kabul edilen cinas çeşididir.
Fırtına mı yakmıştı, gözünden hüzün damlar
Sırtına mı yüklenmiş buluttan düşen gamlar?
Beyitteki fırtına ve sırtına lahik cinası meydana getirir.
B-NOKSAN CİNAS: cinas yapılan kelimelerde harflerin sayıları bakımından uyumsuzluk varsa noksan cinas meydana gelir. Bu uyumsuzlukta üç ihtimal vardır:
a) Mutarraf cinas: cinaslı kelimelerden birisinin başında fazla bir harf vardır.
Sesin duyulmasa da el sallarsın uzaktan
Kesin kahroldum artık kurtulamam tuzaktan.
“Tuzaktan” ve “uzaktan” da olduğu gibi.
b)Müşevveş cinas:fazla harf kelimenin ortasında ise bu cinas türü meydana gelir.
İlcâ-yı fart-ı fâka ile ettim iltica….İsmail Safa
İlcâ;mecbur etme, iltica; sığınma
c)Müzeyyel cinas: kelimelerin birisinin sonunda fazla harf vardır. Tabi ki bu cinas kafiye olarak kullanılmaz, cümle arasında veya sadece nesirde kullanılır.
C- MUHARREF CİNAS: eski harflerle aynı şekilde yazılan ama okunuşu uymayan cinas türüdür. Bu zamanımızda gerekli değildir.
D- HAT CİNASI: eski harflerin noktalı veya noktasız benzerleriyle yapılan cinastır. Bu cinas türü de zamanımıza uygun değildir sadece bilgi olsun diye açıkladım.
E- MÜKERRER CİNAS:bir kelimenin son hecelerini taşıyan başka bir kelimeyi ona cinas olacak şekilde kullanmaktır.
Harabe hayallerden heyhat kıvrandım, yandım
Hakikati görmedim şimdi utandım, yandım.
kıvrandım, yandım ve utandım, yandım.
İlham büyüsüne kapıldım kandım
Sevgiyi unuttum hep onu andım
Vuslat ateşiyle yandıkça yandım
Umuda yön veren mihmandım sandım
Cinas edebi bir terimdir. Kafiye ile karıştırmamak gerekir. Nesirde de, cümle arasında da kullanılabilir. Ancak kafiye içinde cinas aranılabilir. Başarılar.
NOT: Şiir örnekleri bana aittir.
Afet Kırat
Şiirimde tüm dizeler mürekkep cinaslıdır.
Yâr Üzerine Mürekkep Cinas Destanı
Yakışır sevdiğim elbet güle naz
Herkesler yas tutar neden gülen az
Şaşırmış zamanı açmış gül erken
Göbeğim hopluyor yârle gülerken
Yakışır mı sandın bu hâl yâr sana
Dertlerim artırıp göğsüm yarsana
Bir anda kapılsam aşk ateşine
Herkes sorsun bana aşk ateşi ne
Yelken açınca ben aşk dünyasına
Duydum ki son vermiş yâr dün yasına
İtilip kakıldım gönlüm yamalı
Haydi canımı al aldın ya malı
Fazla süründürdün yâr yak ışığı
Evlilik olmalı yâr yakışığı
Sevdada kaybolup kur aşkta pusu
Mührünü basıp yâr ver aşk tapusu
Sevdiğim demez yâr kimse sizlere
Âşık olunmaz mı kimsesizlere
Bahçenden koparıp gonca gülü ver
Göz göze gelince yâr hemen gülüver
Terk etti sevdiğim attı kuleden
Nefsime kızarım yâre kul eden
Yâr sevene deme sakın budala
Bülbül konmazsa aşk konar bu dala
Kalbinde kalmamış yârin benden iz
Kime dert yanmalı söylen bendeniz
Tadım tuzum kaçtı aşka susayıp
Yârin sözcükleri yalnız sus ayıp
Kupkuru yaprakken daldan düşsen de
Yâr kurmak istediğim tek düş sende
Gözümün yaşları aksın deryaya
Aşka koşsam da yâr bana der yaya
Yâr sevda masalı olsun hayatın
Olmasın fark etmez katın ha yatın
Boynum bükük kaldı kur silahını
Ya da beni affet yâr sil ahını
Ayrılık hasreti asla yaramaz
Kalbimi yâr kırsın sanki yaram az
Tutup elimden yâr sevdiğim de sen
Gönlümde oluşsun çiçekten desen
Omzuma yaslanan yârin başı mı
Yoksa yâr söyleyin yarsın başımı
Vurma kalbimden yâr varıp kansıza
İster misin dertten kalpten kan sıza
Hasretten sevdiğim kırdım kalemi
Yaşa tek başına yalnız kal emi
Yâr terk etme beni bak vicdan sızlar
Zevkten kına yakar tüm vicdansızlar
Alevler içinde yandım o kula
Yârsız zehir olsun gitmem okula
Figanım duyulmaz yârin derdi mi
Yâr yollar açıkken bitir derdimi
Dünyaya değişmem yâr tek sözüne
Pırlanta yüzüğün duysam sözü ne
Başlangıç güzeldi gördük hazanı
Sonrası hep elem yok ki haz anı
Dizine uzansam duyardım onur
Süzülsün gönlüme sendeki o nur
Yalnızlık içinde kurdum dün yayı
Dağla tek sözle yâr bütün dünyayı
Yok ki benden başka aşkın neferi
Yârsiz donuklaştım söyle ne feri
Öpücük atsa yâr yaram üstüne
Herkes sorsa bana yaram üstü ne
Mektup gönderdim yâr tanır yazımı
Bir evet demeye bekler yazı mı
Aşkım demez asla kimse sizlere
Yârim yardım etsin kimsesizlere
Yâr yanımda yokken her şey dolaşık
Deseydi gönlüme keşke dol âşık
Sevdiğim ömrümce bana buyurdu
Sevgiyle donattık yârle bu yurdu
Gecenin koynunda yâre yakardım
Baharda gönlüm ya buz ya kardım
Sevdaya aç ömre aşk yarasaydı
Kıvılcım çakınca yâr yara saydı
Çekip gidince yâr gönlüm boşaldı
Kızgınlık içinde beni boş aldı
Olmasa fark etmez bil ki et rafta
Gülücük saçarken yüzün etrafta
Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay)
Anlamadı yar beni
Al hançeri yar beni
Bir derdim var gezdirir
Hep Diyar diyar beni
Hal bilmeze yarım ben
Eller dolu yarım ben
Bir yanımı yar aldı
Alem sanar yar’ım ben
Derdi veren yaradan
Kurban olum yar adan
Doktor tabip istemem
Ölsem ben bu yaradan
Murat Meral
Oldu mu hocam benden bu kadar oluyor