
Necat
NECAT
İnsan bilmez "tamam",
"yeter"; fanî, hadsiz murâdında
Oysa ömür başlar...biter; bir kelebek kanadında!
Gafil gaypten hitap bekler,
"Resûl-Nebî-Kitap" bekler
Alim aciz; bîtap bekler; insan kayıp hilkatında...
Hak bilmeyen hana hakan,
hüzün seli gözden akan
Sînelere kor bırakan, zam bekliyor
fiyatında
Aşka mekân varken tende, emaresi yok
bedende
Emaneti bir kefende; Yunus'un da...Ferhat'ın da.
Din türemiş kinden nâzil, "us"
bedende sürgün, azil
Sırıtan hep aynı rezil; her mazlumun feryâdında.
Azgın beşer zor gemlenir, çene düşer,
söz kemlenir
Öfke pişer, kin demlenir; edepsizin suratında.
Nisyan üzre Benî Adem, sanır uzar gider
bu dem
İsyan eder rızk ister hem; "nankör" yazar sıfatında.
Ne günlere kaldık Yâ Râb! Dört bir yanım
yıkık, harâb
Hayallerim bir bir turâb, mü'min "miskin", rahatında.
Özde eksik îman, arken, kursağında haram
varken
Pek mahirdir talepkârken; mübalağa sanatında!
Zerki "zehir", pek sinsi mar,
iblis ile olmaz kumar
"Kadim hasım" taat umar; günün her an, saatında.
İlim, heder eder cehli, zay olmaktan
önler mehli
Mahzun kalmaz takvâ ehli; nezd-i Hünkâr, Hakk katında.
İnat varsa şayet özde, zifir gedik açar
gözde
Farkındadır gafil sözde; mahşerin de...sıratın da.
Aynı değil karayla ak, gidilecek yer
muallak
Akıbeti hüzün, helak; tefritin de...ifratın da.
Sur vakti var söz ilâhî, va'dedilen olur
sahi
Hatta kurur suyu dahi; "kûn" emriyle Fırat'ında.
"Can" taşıyan, bil, Hayy
değil, Firdevs'e yol kolay değil
Beyan etmiş Nazm-ı Celîl; bedeli var beratında!
A'dan z'ye cismi gördüm, sırra erdim
resmi gördüm
El Emîn, Ol ismi gördüm; insanlığın necatında...
Mecit AKTÜRK