Sabır siyah aşk beyaz yazı kandan kırmızı
Anlatmaya söz gerek kelimeler yanmakta
Derenin yatağında çarşaf olurken sızı
Zamanın uzağında ihtilal uyanmakta…

Kökü kalbinde saklı çiçek gülümsemekte
Hayal gibi bir duvak çevrelerken başını
Zaman çökmüş üstüne “Gülüm yapma!” demekte
Hangi takvim yaprağı silecek gözyaşını.

Zamana mı aşka mı gelin kime inansın
Kınalı avucunda büyümekte umudu
Bekler çok olmasa da titreyen ışık yansın
Hüzzam beste çalmasın elindeki mum udu…

Kısmalıydı sesini konmamalıydı hüzün
İhanet çemberinden “geçmesin” dedi “eşim”
“Yerini almamalı karanlıklar gündüzün
Çölde bir ağaç gibi solmamalı güneşim.”

Bıçaklanmış kadını konuk ederken cadde
Bilinci kanatlandı mutlu gününe düştü
Karanlığa gömüldü etrafında her madde
Mırıldandı son defa “anladım her şey düştü…”


Kadına şiddeti kınıyorum