
Karinca
KARINCA
Yük almış sırtına boyundan büyük
Aldırdığı yoktu her gelen sese...
Durdu az ötemde; ağır geldi yük
Baktım ki yorulmuş, nefes nefese...
.
Bedeni âdetâ
ortadan ekti
Çevrede ne varsa
ona yüksekti
Toz toprak olmuştu
ayağı, eli.
Yolu hayli uzun, hem de tümsekti
Nasıl olsa tatil; ne iş, ne telaş
Yaklaştım yanına
sessiz ve yavaş
İçimde tarifsiz bir sevgi seli
Seslendim
saygıyla; selam arkadaş!
Duyunca sesimi ürperdi, ürktü
Yükünü indirdim
yanıma çöktü.
İçimi sızlattı perişan hâli
Derin bir "off" çekip boynunu büktü
Sırtını dayayıp nârin nergize
Kapı araladı kalbinde gize
Hayli derdi vardı
bir de hayali
Hitap banaydı da sitemi size!
.
Bir çalı önünü işaret ile;
Ordaydı yuvamız on iki yıldır
Cadde geçecekmiş, dediler kaldır!
Yalvardım yakardım, lakin nâfile...
Korktuk ki ezerler çelimsiz görüp
Yeni yuva kurduk el ele verip
Komşu olduk şimdi şu gonca güle.
Hayli yorulsak da değdi emeğe
Sizi de bekleriz birgün yemeğe...
.
Tam izin isterken
mutat veçhile
Döküldü dilinden
derdinin aslı
Ardından başladı
şikâyet faslı.
Kızgındı, kırgındı
yeni nesile
Sözleri hakikat
sebep ayandı
Hüzün son raddeye
gelip dayandı;
"Eziyorlar"
dedi; "hem bile bile!"
Hassas yüreğime
gam seli doldu
Konu değiştirmek
tek çıkar yoldu
Farkedince hemen
öne eğildim
Gözünden incisi
düşerken sildim
.
Hayli geç kalmıştı
asıl menzile
Utanır gibiydi
alnında kirden
Doğruldu telaşla
yerinden birden
Biri basmış gibi
aniden zile.
"Tembellik
yakışmaz" deyip "soyuma"
İbret ikram etti
idrak payıma.
Belini bükse de
çektiği çile
Gelmedi aklına
Hâlık'a sitem
Hem hayli acizdi,
öğretmendi hem.
Bakıp cüssesine,
Hakk'tan edip ar
Taşıdım avcumda
evine kadar.
Şahit olsun
herkes, duysun ahali
Artık gül dibinde
arkadaşım var!
*
Asıldık ucundan paslı kancanın
Sevgisiz gönüller şeytana azık.
Farkında değiliz gülün, goncanın
Ne de KARINCANIN; yazık, çok yazık!..