Bir garip firariyim yeşil gamzeden kaçan
Kendime mezar eştim mavilerin içine
Güneştim söndürdüler sarı ışıklar saçan
Boyadılar ömrümü simsiyah ise, kine
Anıları taşıma esme üstüme rüzgâr
Yüreğime yük olmuş zaten tonlarca gam var
Ne olursun hasretin kokusunu getirme
Kâbuslarla kirlenmiş uykusunu getirme.

Kelimeler uçurdum kelebek kanadıyla
Durumunu sorarak bıraktığım yerlerin
Türküler besteledim ah çekerek adıyla
Kederini hissettim asırlık eserlerin
Birkaç nağme tutuştur ellerim sana açık
Üşüyorum burada selam getir sıcacık
Bırakmıştım orada, hicranları getirme
Yoklukla geçip giden zamanları getirme.

Sahi hiç dokundun mu Şirin’in gözyaşına
Paslarını sildin mi Ferhat’ın külüngünün
Ellerini sürdün mü Güzelce’in başına
Sevda ile geçti mi yaşadıkça her günün?
Sevgileri topla gel avucuma ser artık
Unutulan aşkları yeni baştan ver artık.
Bırak uzakta kalsın firkatleri getirme
Geleceği olmayan vaatleri getirme.

İğne düşmez Cuma’nın okunan salâsını
Dualarını devşir göğe açık ellerin
Mahrem örten perdenin ipek dantelâsını
Gözlerini al getir sevdalı güzellerin
Yeni şiirler üret güllerin şebneminden
Kuşlara gözyaşı yap toprakların neminden
İlkbaharı kucakla kara kışı getirme
Gülücükler kap da gel sert bakışı getirme.