RAHMETEN LiL ÂLEMÎN
 
Haznesinden haz dilendim verdi Rabbim bol kese
Şol cihânın zevki anlık, bir tadımlık bal imiş
İbretâmiz geçtiğim yol düştüğüm hâl herkese
Hâlde makbul kîl-ü kâlsiz, Hakk'a uygun hâl imiş

Hem günahtan, her gün âhtan bezdi rûhum, terledim
Savrulurken sırra vardım çok tefekkür derledim
Bir derûnî meşke daldım, aşk nedir ezberledim
Anladım hem, tek hakîkat; her beşer hammâl imiş;
 
Şükrü elzem her nefesten çağrı varken tövbeye
Kıble bilmez ehl-i gaflet, cürmü sığmaz heybeye
Sanki mahşer bir tevâtür, onca ihtar haybeye
Her musallâ haykırırken duymayan der; "lâl imiş"
 
Bilmeyenler hoş desinler; gamlı gurbettir küre
Gâye handan Hayy'a vuslat, batmadan aslâ kire
Vecde gelmiş hû çekerken şilte verdim zâkire
Tesbihinden zikri salmak uykudan efdal imiş
 
Puslu çağlar şer tuzaklar perdelerken cenneti
Pek rahatsın; silkelen bir ey Muhammet ümmeti!
Muttakînin dostu Berr'dir, hiç gecikmez himmeti
Nîmetinden yüz çevirmek affı zor ihmâl imiş
 
"Ey sefil kul, yol karanlık, hayli müşkül her etap!
Varlığımdan kalma gâfil, dünya fânî" der hitap
Akleden çün âşikârdır şanlı rehber, Hakk Kitap
Şûlesinden akseden nûr, fark eden abdal imiş
 
Kundağından çıktığın gün pîr-u pakken, tertemiz
Anla artık âsi nefsim rehberin kim, hangi iz!
"Yâ Habîbim!" taltifinden pâyidâr kul, en azîz
"Rahmeten lil âlemîn" dost, şemse denk eşkâl imiş.
 
- . - - / - . - - / - . - - / - . -
 
Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün


 

Card image cap