Card image cap
Ne mutlu!

NE MUTLU!
 
Sînedeki can kuşu ten dağını aşmadan
Fâniliğin sırrına erenlere ne mutlu!
Mevsimlerin son kışı saçlara bulaşmadan
Azgın nefsini yere serenlere ne mutlu!
 
Yazılsa da ayaklar karlı sarp yokuşlara
Murâdı Mâbud olan kulak asmaz kışlara
Menzil-i ilâhîde takılsa da taşlara
Yûnus'a yoldaşlara... yârenlere ne mutlu!
 
Ömer'ler göçüp gitmiş, savmışlar sırasını
Zâlim ele geçirmiş adalet çırasını...
Bulup yetim, öksüzün bahtıyla arasını
Mazlumun yarasını, saranlara ne mutlu!
 
Verip pîr i fânîye ölüm ihtimalini
Unutmuş zenginimiz kendi istikbâlini
Garibin hatırını, âh çekenin hâlini
Fakirin ahvâlini soranlara ne mutlu!
 
Me mutlu; amelleri koyulunca tartıya
İmtihanı geçene... kalmadan takıntıya!
Sabır sermayesini salmadan akıntıya
Göğsünü sıkıntıya gerenlere ne mutlu!
 
Gezip kibir dağında, alıp şanı, şöhreti
Ben'liğin beslediği toprağın ganimeti!
Yüreğine koyulan dert içinde ziyneti!
Musibette nimeti görenlere ne mutlu!
 
Vazifelerin hası yüklenmiş iken dile
Ağızdan çıkan kelam  muhatabına çile...
Muhabbet sarayına hep lâyık-ı vechile
Kemâl-i edep ile girenlere ne mutlu
 
Derde tabip arayan gezse de diyar diyar
Şah damarından yakın, El Mucîb kuluna Yâr!
Vahyedilen Nûr ile nefsine verip ayar
Yüreğinde kine  dâr, kuranlara ne mutlu!
 
Akrebin kıskacında kıvrandıkça o saat
Ne kundakta "gül" biter, ne ukbaya sevkiyat!
Vuslat için gün sayan, yâr için sormaz fiyat
Ahdine sadık hayat, sürenlere ne mutlu!
 
Dün geçti, yarın meçhul; sen elde kalana bak!
Hayat merdiveninde bilinmez son basamak
Emanet istenince, gelince vakt-i firak
Sahibine pir-ü pak verenlere ne mutlu!
 
Meftunken cümle âlem nûruna nakışına
Muhammed'i anmayan yazar boşu boşuna
Ol Server'in yolunda girip aşk yarışına
Hasreti gözyaşına, karanlara ne mutlu!
 
Ne Mutlu!
 
***
 
Biz seni görmeden sevdik ey Sevgili!
Salât 've selâm üzerine olsun Yâ Muhammed! (SAV)
 
Mecit Aktürk