Card image cap
Çanakkale

ÇANAKKALE
 
"Aş!" deseler zorlanmaz; aşar Çin'in seddini
Kâinat kağıt olsa hecelere dar eder.
"Boğaz Harbi" denince kalem bilir haddini
Akif'i takdîr ile aczini ikrar eder.
 
Cahil aranıyormuş cesaret sınavına
"Hafızım" deyip geldim öğrenmeden elifi.
Edep kızıp kükredi; gelme nefsin tavına!
Destan bir kez yazılır, Akif'se müellifi!
 
Hakikat dile gelmiş; zerre kadar yok kuşku
Ne kurgu var, ne hayal; ne de övgü düşlenmiş.
O ne müthiş anlatım, o ne müthiş bir coşku
Vahşetin mîzanseni gözyaşıyla işlenmiş.
 
Ne yüzbinlerce naaş, ne sıradan bir savaş
Çanakkale, mazlûmun gür çıkan feryadıdır.
Bu tarihi iyi bil! Hiç unutma arkadaş!
Bu destan küllerinden doğuşunun  adıdır!
 
ARKADAŞ!
 
Silkelen, gel, gidelim, öteler ötesine
Tefrika toprağını üstümüzden atarak...
Varalım şimşek gibi bir asır öncesine
Mahmuzlayıp zamanı, yelesinden tutarak.
 
Haddini bildirelim yalan yazan tarihin
Saatleri yeniden zaferlere kuralım
Madem bilmekti gayen nerde döndü talihin
"Gelibolu" dendi mi bekle orda duralım!
 
Küfür tek millet idi, bu savaş da kanıtı
Her kıtadan sürüydü varlığıma kasteden
Çanakkale tarihe bir destanın anıtı
Îman neymiş anladı inancımı test eden
 
Fırtınaya tutulduk, kan kustuk gece gündüz
Kara bulutlar vardı dört bir yanında yurdun
Maskeler düştü bir bir, sırıttı o malum yüz
Çakal sürüsü sardı etrafını Bozkurdun
 
Cephe cephe dolaşıp alınca onca yara
Mehmed'i yorgun görüp yüklendiler hep birden
Onlarca şehit koyduk bazen tek bir mezara
Kan akmıştı günlerce gördüğün şu nehirden
 
Ne Hindu'su eksikti, ne Anzak'ı, ne Rum'u
İngiliz'le Fransız öncüsüydü sürünün
Avusturalya dahi fırsat bilip durumu
"Tarafıyım" demişti, istila kültürünün!
 
Köprübaşı olunca düşmana Seddülbahir
Yürekler dağlanmıştı, yanmıştı için için.
Esirdi esasında batına çoktan zahir
Yol yoktu ötesine kirli ayaklar için
 
Conkbayır'ı tanığı cephanesiz askerin
Besmeleydi bileyi pas tutan süngüsünün.
Anafartalar de, dur! Önemi çok bu yerin
Her ânında kan vardır hüzünlü öyküsünün
 
Düşman güçlü, kararlı, akıbet aşikârdı(!)
Göz önünde tutmuştu sözde her ihtimali
Hesaba katmadığı önemli bir şey vardı
Ne Türk'ü tanıyordu, ne Mustafa Kemal'i!
 
Küçümsediler önce; deyip "değil dengimiz"
Vatanımı bölmenin hayalini kurdular
"Nusret"-i ilâhi'yle yön değişti cengimiz
"Çanakkale Geçilmez!" deyip, orda durdular
 
Ne bilsin vahşi Batı beni ben yapan ruhu
Bendim kolay sarsılır, yıkılır sanıyordu.
Perişan olduğunda akşam haçlı gürûhu
Donanması yok olmuş hem hâlâ yanıyordu
 
Tarih bilir şanımı! Bellidir benim andım
Yakışmaz milletime ne esaret ne sürgün
Sarsılır belki, amma, yıkılmaz asla bendim
Varsa bunu bilmeyen öğrendi işte bu gün!
 
Bak şu Nesl-ı Asım'a! Bil ki îmanlı bu ruh
Vatan dara düşünce ne kış dinler ne de kar!
Bir tarafta hilâlim, bir yanda haçlı gürûh
Bitmeyen bir savaştır; sürer mahşere kadar.
 
Zordur, gayret etsen de, bazen hedefe varmak
Bedeli var elbette her ülkünün, her düşün
Kolay mı bir beylikten koca devlet çıkarmak
Toprağı kan kokuyor vatan denen yer, düşün!
 
Varsın çılgın desinler; "bir hilâlin uğruna"
Şehâdet delilikse; vatanım deli dolu!
Ezelden aşinayım kara toprak bağrına
Kabrime sığarım da, dar gelir Gelibolu!
 
Gölgesinde uzanıp haz bulduğun çınarın
Sinesini sulayan kanıydı şehitlerin
Nice destan yazdılar; ne bugün, ne de yarın
Hakkı ödenmez aslâ yiğit mücahitlerin.
 
Ne ırk vardı ne uyruk, yek vücuttu tek yumruk
Şanlı sancak uğruna sırtı sırta verdiler.
Onlar; biri can verse, göz yaşlı gönül buruk
"Vatan için canımız feda olsun" derdiler.
 
O gün öğrendi herkes; hayali dahi abes
Gözü pek bu millete asla kefen biçilmez!
Dünyada yankılandı şanıma şan katan ses;
Sırat geçilir...belki! Çanakkale geçilmez!
 
Söz konusu vatansa, koşar gelir Mehmed'im
Ömrü nöbetle geçse ne usanır, ne bıkar
Hani bir an zorlansam, sarsılsa azametim
Nice Seyid Onbaşı, Nene Hatun'lar çıkar!
 
Yaz güneşine benzer alınyazım, talihim
Her kayboluş, batışım bir doğuma gebedir!
O yüzden asla sönmez silinemez tarihim
Beni anmayan çağlar virane, harabedir!
 
Yorgun süvari bilir! Hazan vursa bağımı
Söke'den yola çıkan gönül dağımda kışlar
Gayret eden olsa da koparmaya bağımı
Benim şanlı tarihim Alparslan ile başlar!
 
Bir gün yine özyurdum uğrasa da işgale
Sînemde cehennemler kudursa farzı muhal
Değil mi ki bu millet sevdalı istiklâle
Ya bir Fatih çıkarır, ya da Mustafa Kemal!
 
Bedeli ağır oldu bu mübarek vatanın
Boynumuzda vebali her bir şehit askerin
Tek arzusu var bilin şu mezarda yatanın;
Kardeş olun milletçe; dostça elele verin!
 
Gün gelip de çakallar saldırsa da her yandan
Yine denize döker dünyayı ederiz dar
Davası Hakk olanlar severek geçer candan
Kurduk CUMHURİYETİ; yaşar sonsuza kadar
 
Alsancağım! Göklerde, nazlı nazlı süzül sen!
Sezsem ki incinmişsin, o an biter baharım.
Kasvetli gecelerde ne ürk, ne de üzül sen
Hiç kimse kalmasa da, nöbetinde ben varım!
 
Mecit AKTÜRK