
Bi̇r baba ağliyordu
BİR BABA AĞLIYORDU
"Bir tek gece" diyordu "sadece bir tek gece"
Hiç eser kalmasa da karanlık korkusundan
Uyandırmam sözüm söz ebedî uykusundan
Uzanayım yavrumun sağ yanına...Sessizce...
Bir baba ağlıyordu oğlunun başucunda
Acı gözyaşı vardı boş kalan avucunda.
Oysa daha çok değil sekiz hafta önceydi
Akraba, eş, dost ile girerken beş yaşına
Nerden bilebilirdi ne gelecek başına?
Herkes ne kadar mutlu, ne muhteşem geceydi.
Yaş günü pastasını keserken pek de şendi
Hayat yeni başlamış ölüm için erkendi!
Önce dikkati çeken hafif baş ağrısıydı
Bu ağrı hakikatte
Rabbin "gel!" çağrısıydı!
Daha üç gün geçmeden Ali hastanelikti
Nefesinin sayısı dört küsur senelikti!
Tabiplerin teşhisi yürekler için kordu
Söylenenin kabulü ölümden daha zordu.
Aile eve döndü âdetâ sürünerek
Azrail geliyordu "kanser"e bürünerek.
Geceler kâbus oldu; uyurken yoklayarak
Ömürden gün saydılar öperek, koklayarak.
Yüreğe süzülürken gözdeki hüzün seli
Ağza giden her lokma zehirli bir taamdı.
Kırılmıştı umudun kolu, kanadı, beli
Sekiz hafta sonunda "vakit" artık tamamdı!
Yine anneydi kalkan o gecenin sabahı
Kalbine aşikârdı yolunun güzergahı.
Sarsıldı koca bina bir "yavrum" nidasıyla
Ali çoktan gitmişti sessiz elvedâsıyla...
Kirpikler yarı
açık, güler gibiydi sanki
Bir anne ağlamıyor meler gibiydi sanki
Yolar gibiydi sanki saçlarını kökünden
Omuzları çökmüştü kaderinin yükünden
Ekimin onyedisi saatin sekiziydi
Alevsiz yangın vardı aile ocağında
Baba koşarak geldi yavrusu kucağında
Tek teselli kaynağı Ali'nin ikiziydi.
Erken veda edince bir evladı hayata
Sarılmamış Selim'e yapışmıştı adeta.
"Bunu bizden ayırma!" der, yakarır gibiydi
Rabbinin takdîrine ta ezelden tâbiydi.
Bir çiçek gibi soldu soğudu pamuk teni
Yıkanıp
kefenlendi, can Ali''nin bedeni
Duyup da gelen herkes hayli müteessirdi
Gözler mendile muhtaç, kalpler hüzne esirdi
Kalabalık saf tutup kılarken namazını
Dinledi ibret ile
"ölüm"ün vaazını.
Yitirdi anlamını şan, şöhret, makam, mevki
Kardan helvaya döndü dünya sevdası, zevki
Ten toprağı bekliyor mezarı kazılmıştı
Hatta Ali'nin adı taşa da yazılmıştı
Tutmasalar kolundan, düşerdi anne kesin
Öyle perişandı ki içi yandı herkesin.
"Bir tek gece" diyordu; sadece bir tek gece
Uzanayım yavrumun sağ yanına...Sessizce...
Acı gözyaşı vardı boş kalan avucunda
Bir baba ağlıyordu oğlunun başucunda...
*** Ses ve Yorum: Mustafa Doğan ***