*

Bir gün gideriz oraya

Genç yabancılığımızdan kaçarak

Hayatın harap merdivenlerinden geçerek

Sade ve hafif günlerin inceliğine, aşka öylece


Gök kubbenin tek karanlık penceresine baktığımızda

Yıldızlar ve ayın ışıltısına kanarız

Kendimize ve aşka inanırız 

İnancımız kadarız ve onu yaşarız

Kaderden bilerek


Kuşkulandığımız mutluluğumuzu çağırdık

Umutların sonsuzluğuyla

Ağırbaşlı ve güçlü duvarlarımızı yıkarak

Çırılçıplak görünen dünlerimize baktığımızda

Zavallı yaşanmış o günler, aşksız günler

Geçtiler sefaletin göbeğinden

Şimdi bugünümüzün soyluluğunu ve yüceliğini yaşamamız için


Yarının parlak kollarına aşk için bırakıyorduk kendimizi

Ve bilirdik aşk yoksulluktu yaşamayana

Kabımız dardı, içine sığmıyorduk

Uysal ve neşeli bir bahardı yüreğimiz

Aşk tohumlarından çiçekler açıyorduk

**

Dilimiz varmıyordu şimdi sizlere sormaya

Siz aşk yoksulları

Hayatta o yokken ne buluyordunuz

Koca bir yalnızlıktan başka

Ve vazgeçmiyordunuz

Umutsuz, yoksul, mutsuz yaşamaktan

Aşksız olmaktan

Tıpkı bizlerin acınası dünleri gibi