Monolog Röportaj- Şairler, Kendi Aralarında Gizlice Tüneller Kazmakta Ustadırlar-


1595882768129.png



 Saygıdeğer okuyucularımız, yine şiirin gönül penceresinden gönlümüze huzur dolu bir pencere açarak âleme huzurla bakmak için, yine karşınızdayız. Konuğumuz yine Gülveren diğer mahlası ile kul Mehmet. Sayın Kul Mehmet diyelim bu defa hoş geldiniz. Hani derler ya “Şairler, kendi aralarında gizlice tüneller kazmakta ustadır; asırlar ve kıtalar ayırır görünse de yerin altında açılmış binlerce yolla buluşur onların dünyaları” bize bu dünyayı yerin altından açılan tünellerle gönüllere varmayı açıklar mısınız?

-Öncelikle bu Mübarek kurban bayramının üçüncü gününde, sizin ve okuyucuların bayramı mübarek olsun diye başlayayım.

-Özür dilerim, ben orayı atladım, bende tüm okuyucularımızın ve sizin bayramınızı kutlarım.

- Bir iki mısra ile başlayayım şair ne güzel demiş.

“Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak”

-Farklı dünyaların insanları olsak ta bizler, düşünce dünyamızda hal ve hareketlerimizde az uzakta kalsak da birbirimizden mesafelerin ne önemi vardır? Var olmamız yeterli, şairler birbirlerini çok iyi anladıkları için, gönülleri aşkla sevgiyle son derece sevecen, birbirileriyle dayanışma içinde aynı kulvarda yürüyen kişiler olmaları sebebiyle, gündelik olanla yetinmeyerek gönüllere erişmeyi amaç edinmelerinin gayesi nedeniyle, yeryüzünde hatta yerin altında şiirlerle açtıkları tünellerle bir birlerine varır, gönüllerin kapısını birlikte çalarak bir gülümseme bırakırlar. Birbirlerinin şiirlerini okumakta aynı okuyucularımız gibi çok istekli olmaları aralarındaki onca farka rağmen, aslında aynı düzlemde yolda BİRBİRLERİNE çok benzediklerini bildiklerinde her yerde gönüllere ulaşmak kapılar yollar açmak için yazarlar çalışırlar tüneller kazarlar elleriyle. Yukarıda ki dizede şair sanki bu günümüzü, koronalı günümüzde bu bayram gününde herkesin kendi evinde kendi kendine kurban bayramını kutlayarak, birbirlerine sağlık için gitmediğini sabırla bu günün geçmesini beklerken, sessizlik bir dil olarak her şeyi anlatıyor. Ağaçta ömrü kalmadan yere dökülen yapraklar gibi bu sessizlik günleri de, ömrünü tamamlayınca korona virüsle beraber gidecek diye zaman hayranlıkla bizleri izliyor, sabrımıza birlikteliğimize hayran kalıyor.

“Yoruldun artık, bütün gün
didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
bir yerde yorulur.
Bırak kalsın süpürge duvarda,
sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.”

-Şair yazmaktan koşmaktan varmaktan yorulmaz mütemadiyen yoldadır, gece gündüz gecenin karanlığında seher vaktinde, herkes uyurken o varmanın anlatmanın derdinde gönüllere varmanın telaşıyla yoldadır. Bu nedenle şairler, her zaman bir yerde karşılaşır karşılaşamazsa tüneller kazar yerin altında yollar açarlar. İnsanoğlu kinini kendini, öfkesi heybesindeki batan dikenleri, acısını kapalı kapısını, umudu hasreti, sevgisini tutkusuyla kavrayan şiirlerin, yüreklerini kıpırdattığını acılarını hafiflettiğini kendisini anlattığını bilirler ondan yaklaşırlar, ya da kendilerinden kaçarak kendi gerçeklerini görmemek için yanaşmazlar. Şair, şiir insandan koparsa çorak kalır şiirler hem de kendiliğinden kurur, şairi de tüketir. Şair şiirle beslenen ve besleyen damarlarını şiirle doldurmuşken, şiirini yaşamın içinde, insanoğlunun duygu merkezine doğru yazarak sunmak boşaltarak duygularını vermekle duygu yoğunluğuyla huzura erişmek için sunmakla derdine merhem olmak ölçüsünde şairdir. Bu yüzden tüm ozanlar koşarlar yaraları saranlar, şairler gülümseyenler gülümsetenler, gündelik yaşamanın merkezine dibine inip, insana ait yaşamının ayrıntıları içinde gece gündüz gözlemle gezerek, kavradıklarını kavrayamadıklarını anlayamadıklarını anlatamadıklarını yazarak şiirle sunarlar. Aslında kendileri bir şiirdir bilirler, kendi merkezlerinden okuyucularımız gezerler, bu sebeple şairler açılmaz yollara yollar açtığı oranda, insancıl kılabilirler şiirlerini kendilerini düşüncelerini.

“Ayrılığımızı hissettiğim an
Demirler eriyor hırsımdan
Kalbim kavgalara ve fırtınalara alışık
Tayfalar gibi canım sıkılır karada”

Ben devam edeyim.

Aslında bir arada olmak gerekirdi bu bayramda

Sen orada ben burada ayrı olmayan dünyalarda

Kavuşuruz yarın belki daha erken gönül kapısında

Benim selamım merhabam hazır sen üzülme yol şu an kapalı olsa da

Sen selamıma bir selam merhabama bir gülümseme hazırla

Yoksa bizler yıkarız dağları yaşayamayız ayrı kahırla

İşte zaman bize hayran yolda bekliyoruz sabırla

Ne olur şimdi sen beni bende seni anlayayım bu bayramda

-Sayın Kul Mehmet bu güzel dörtlükle meramımızı anlattınız, uzakta olsak da mesafelerin önemi yok, gönüllerde biriz duyguda hislerde şiirlerde biriz, biz demlenen çayımızdan yudumlayalım okuyucularımıza okuyarak bir nefes almalarını sağlayalım, onlar gülümsesinler ve bizi de gülümsetsinler.

-Eyvallah Mehmet Bey gönlüme tercüman dil oldunuz.

Mehmet Aluç/Kul Mehmet-Gülveren