Card image cap
Kul hüseyi̇n

1800-1885 Suluova’ nın Kazanlı köyünde doğdu. Doğum ve ölüm tarihleri kesin değildir.  Çok küçük yaşındayken babası ölmüş Kul Hüseyin köylüler tarafından büyütülmüş, tahsil de görmemiştir. [1]

 

Babasının adı Veli, anasının adı Fadime’dir.[2]

Küçük yaşta köyünden ayrılıp Merzifon ve Gümüşhacıköy yörelerinde çobanlık yapmış, bu arada halk ozanlığına merak sararak âşıklık geleneğini öğrenmeye başlamıştır. Yörenin meşhur aşığı Hızır Sersem Baba ile tanışıp kendisine  bağlanmış ve Gümüşhacıköy’ün Keçiköy köyüne yerleşerek âşıklık yolunda tanınmaya başlamıştır.

Rivayete göre “Hayvanları otlatırken yanına gelen Sersem Hızır Baba’ya intisap edip eğitimini onun yanında alır. Dana kuyruğunun kıllarından yapmış olduğu kemane ile deyişler, türküler okur “[3]

Onun hayatı hakkında oluşan bir menkıbeye göre “Kul Hüseyin’in yanına gelen Sersem Hızır Baba, Kul Hüseyin’i tabakasını alması için Hayrettin Köyüne gönderir. Hayvanlarını düşünen Kul Hüseyin’e Hızır Baba “Korkma ben hallederim” der. Kul Hüseyin Baba’nın tabakasını koşarak alıp gelir. Hayvanların yanına geldiğinde bir de bakar ki, Hızır Baba koyunları etrafına toplamış ve onlarla sohbet ediyor… Bunun üzerine Kul Hüseyin hemen Sersem Hızır Baba’ya intisap eder.  “[4]

 

Böylece Keçi köylü Kul Hüseyin olarak anılmaya başlayan kul Hüseyin pek çok aşık da yetiştiren tanınmış bir halk ozanı olmuştur.

Feyzullah Çelebi ve Cemalettin Çelebi ‘yi mürşit kabul eden Kul Hüseyin, birçok âşıkla dostluk kurup cem meclislerinde bulunmuş,  başta oğlu Halil olmak üzere, Kumbabalı İbrahim, Kul Fakır gibi birçok aşığa da ustalık etmiştir. [5]

Deli Boran, Sefil Ali gibi âşıklarla çağdaş olan Kul Hüseyin bu âşıklarla da dostluklar kurmuştur. Onun hayatı ve şiirleri zaman zaman çağdaşı Alacalı Hüseyin ve 16 yy da yaşamış olan Kul Himmet ile çağdaş Kul Hüseyin ile de ile karıştırılmaktadır.

 

Alevi- Bektaşi geleneğinin önemli ozanlarından birisi olan Kul Hüseyin’in şiirleri diğer Hüseyinlerin şiirleri karıştırılmış, şiirlerinin ayırt edilmesi de güçlük teşkil etmiştir. Gümüşhacıköy’ ün Keçiköy köyünde ölmüş olan Kul Hüseyin aynı köyde toprağa verilmiştir.  Aşıklık kolu oluşturacak kadar önemli bir ozan olan Kul Hüseyin yöredeki insanlar tarafından çok sevilmiş, mezarı türbe haline çevrilmiştir. Hayatı hakkında menkıbeler de oluşturulan Kul Hüseyin’in   Türbesi öldüğü yer olan Keçiköyde bulunmaktadır. [6]

ABDAL MUSA

  • Gözüme göründü dostun bağları
    Himmeti erişti Abdal Musa'nın
    Üzülsün çürüğü kalsın sağları
    Himmeti erişti Abdal Musa'nın

    Hindistan ilinden duyuldu sesi
    Mümin kullarına düştü hevesi
    Yedi babtan içeridir türbesi
    Nur doğdu üstüne Abdal Musa'nın

    Başındadır nurdan elifi tacı
    Eşiğin bekleyen neylesin hac'ı
    Mağripten meşrike oynar kılıcı
    Zahire batıma Abdal Musa'nın

    Dedem beni muhabbetin coşturur
    Coşturur da yüce dağlar aşırır
    Aşırır da Kaygusuz'a düşürür
    Himmeti erişti Abdal Musa'nın

    Şükür Kul Hüseyn'im murada erdi
    Kaygusuz Sultanın evine geldi
    Kırklar eşiğine yüzünü sürdü
    Mest etti kokusu Abdal Musa'nın

BATTAL GAZİ 

Kalktı Malatya'dan huruç eyledi
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal
Ben atamın kanını alırım dedi
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal

Şemmas seyrde gördü idi düşünü
Dua kıldı Hak onarsın işini
İndi kesti Mihribal'ın başını
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal

Battal da haykırdı meydana girdi
Naranın sesi asumana erdi
Babik'in gözünü oydu çıkardı
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal

Otuz altı arşın kadd-ü kameti
Gören kafirler de alır heybeti
Tevabil lalası Aşkar'dır atı
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal

Hak nazar kılmıştır Seyyit Gazi'ye
Kaf Dağında koparır tak bazuya
Gör ki ne işledi Akabe cazuya
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal

Hüseyin'im eydür dileğim budur
Öğmüş de yaratmış ol gani kadir
Urum'u İslam'a getiren budur
Bin Hüseyin-i Gazi Seyyit Battal