Card image cap
Karacaoğlan

Karacaoğlan, 1606 ile 1690 yılları arasında yaşamışAdana yöresinde yaşamış halk ozanıdır. Etkileyici bir dil kullanan, KaracaoğlanOsmanlı Devleti’nin ekonomik bunalımlar ve iç kargaşanın hakim olduğu bir zamanda yaşamıştır.

Karacaoğlan, göçebe hayatının, içinde yaşadığı zorluklar ve doğup büyüdüğü göçebe toplumunun gelenekleri ve içinde yaşadığı, yurt edindiği doğa oluşturur. Güneydoğu Anadolu, Çukurova, Toroslar ve Gavurdağları yörelerinde yaşayan Türkmen aşiretlerinin yaşayış, duyuş ve düşünüş özellikleri, onun kişiliği ile birleşerek âşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş getirir. Anadolu halkının 7.yy’da çektiği acılar, göçebe yaşantısının yoklukları, çileleri, çaresizlikleri, şiirinde yer almaz. Şiirlerindeki insana dönüklüğünün özünde belirgin olan tema doğa ve aşktır.

Karacaoğlan’ın şiirleri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı içinde anlatır. Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirdi. Doğa benzetmelerini sık sık kullanır. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı derinden etkiledi. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip yayınladı.

Karacaoğlan’ın göçebe yaşamından dolayı nerede doğduğu yada nerede yaşadığı ile ilgili kesin kanıtlar yoktur. Tahminen 1606 yılında doğduğu, 1679 ya da 1689 yılında öldüğü sanılmaktadır. Şimdiye kadar inceleme ve araştırmalara göre 17. yüzyılda yaşamış olduğu en güvenilir bilgidir.

Kimilerine göre Kozan Dağı yakınındaki Bahçe ilçesinin Varsak (Farsak) köyünde doğduğu, Osmaniye ili Düziçi ilçesinin Farsak köyünde doğduğunu söyleyenler de var. Türkmen boylarından birine bağlı ama, Gaziantep’in Barak Türkmenleri de, Kilis’in Musabeyli bucağında yaşayan Çavuşlu Türkmenleri de onu kendi aşiretlerinden sayarlar.

Doğum yeri gibi, ölüm yeri de kesin olarak bilinmeyen Karacaoğlan’ın şiirlerinde kaç yaşına kadar yaşadığı tahmin edilebilmektedir. Hoca Hamdi Efendi’nin anılarına göre Maraş’taki Cezel Yaylası’nda doksan altı yaşında ölmüştür. En son bulgulara göre ise mezarının İçel’in Mut ilçesinin Çukur köyündeki Karacaoğlan Tepesi denilen yerde olduğu sanılmaktadır.

Şiirlerindeki Üslüp ve Tarzı çok farklıydı

Karacaoğlan, Osmanlı Devleti’nin iktisadi bunalımlar ve iç karışıklıklar içinde bulunduğu bir çağda yaşamıştır. Karacaoğlan şiirinin ana temasını, doğup büyüdüğü göçebe toplumunun gelenekleri ve içinde yaşadığı, yurt edindiği doğa oluşturur. Güneydoğu Anadolu, Çukurova, Toroslar ve Gavurdağları yörelerinde yaşayan Türkmen aşiretlerinin yaşayış, duyuş ve düşünüş özellikleri, onun kişiliği ile birleşerek aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş getirmiştir.

Şiirlerinde rastlanmayan ana öğelerin içinde, Anadolu halkının 17. yüzyılda çektiği acılar, göçebe yaşantısının yoklukları, çileleri, çaresizlikler yoktur. Doğa içinde yaşadığı için, en belirgin şiir de görülen doğa ve aşktır. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi, acı, ölüm ise şiirinin bu bütünselliği içinde beliren başka temalardır. Duygularını sade ve gerçek halk diliyle anlatmıştır.gerçekçi biçimde dile getirir, düşündüklerini açık ve anlaşılır bir dille anlatmıştır. Yaşama sevinci şiirlerinde görülmekte, Güzelleri ve yiğitleri över, dert ortağı bildiği dağlara seslenir.

Divan Edebiyatı izleri yok

Karacaoğlan, yaşadığı dönemde Divan Edebiyatı‘nın ve tekke şiirinin çok uzağındadır. Günlük halk dili kullanıp, öz Türkçe daha çok kullanılmış. Arapça ve Farsça sözcüklerin sayısı azdır.

Pir Sultan Abdal, Âşık Garip, Köroğlu, Öksüz Dede, Kul Mehmet’ten etkilenmiş; şiirleriyle Âşık Ömer, Âşık Hasan, Âşık İsmail, Katibî, Kuloğlu, Gevheri gibi çağdaşı şairleri olduğu kadar 18. yüzyıl şairlerinden Dadaloğlu, Gündeşlioğlu, Beyoğlu, Deliboran’ı, 19. yüzyıl şairlerinden de Bayburtlu Zihni, Dertli, Seyranî, Zileli Talibî, Ruhsatî, Şem’î ve Yeşil Abdal’ı etkilemiştir.

 

Osmanlı Devletinde Meşrutiyet, Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde, halk edebiyatı geleneğinden yararlanan şairlerden Rıza Tevfik Bölükbaşı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Kutsi Tecer ve Cahit Külebi Karacaoğlan’dan esinlenmişlerdir.

Şiirleri 1920’den beri araştırılan, derlenip yayımlanan 500 üzerinde şiiri kayıtlara geçmiştir.

Şiirlerinde kullandığı ölçüler

Kendine ait bir şiir dünyası kurmuştur. Farklı tarz ile halk dilindeki söylemleri şiirlerinin içine katmıştır.

Karacaoğlan, halk şiirinin geleneksel yarım uyak düzenini ve yer yer de redifi kullanmıştır. Hece ölçüsünün 11’li (6+5) ve 8’li (4+4) kalıplarıyla yazmıştır. Bazı şiirlerinde ölçü uygunluğunu sağlamak için hece düşmelerine başvurduğu da görülür.

Şiirlerinde, Mecaz ve mazmûnlara çokça başvurması, söyleyişine güç kazandırmıştır. Halk şiiri yani manilere benzemesi bu yüzdendir.

Koşmalar, semailer, varsağılar ve türküler içinde, Karacaoğlan’ın yeri çok önemlidir.

Karacaoğlan’ın Şiirleri

Meşhur Karacaoğlan Şiirlerinden bazıları şöyledir;

  • Ağacın Eyisi Özünden Olur
  • Ağlama Sevdiğim Gül Dedi Bana
  • Ağlayı Ağlayı Düştüm Yollara
  • Akça Kızlar Göç Eyledi Yurdundan
  • Ala Gözlerine Kurban Olduğum
  • Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber
  • Ala Gözlü Benli Dilber
  • Ala Gözlü Nazlı Dilber
  • Ala Gözlüm, Ben Bu İlden Gidersem
  • Altın Kafes İdi Benim Durağım
  • Arzularım Kaldı
  • Aşam Dedim Karlı Dağın Başından
  • Bana Kara Diyen Dilber
  • Başlıksız
  • Behey Ala Gözlü Dilber
  • Benden Selam Eylen
  • Bir Adam Hasmını Utandıramaz
  • Bir Ayrılık Bir Yoksulluk
  • Bir Kız Bana Emmi Dedi
  • Bir Sofra İsterim
  • Bir Yiğit de Bir Güzeli Severse
  • Boynu Yeşil Gövel Ördek
  • Bulgar/Bolkar Dağı
  • Bülbül Ne Yatarsın Bahar Erişti
  • Bülbül, Havalanmış Yüksekten Uçar
  • Cennet Cehennem Yoktur Diyenler
  • Çıkıp Yücesine Seyran Eyledim
  • Çıktım Seyreyledim Niğde’yi Bor’u
  • Çukurova
  • Dağlar-2
  • Dağlar
  • Deli Gönül
  • Dinleyin Bir Güzel Medhedeyim
  • Dün Gece Dün Gece
  • Ela Gözlü Nazlı Dilber
  • Elif
  • Ellenmişde Bellenmişi Nideyim
  • Evvel Allah, Ahir Allah
  • Evvel Bahar Yaz Ayların
  • Evvel Sen De Yücelerden
  • Felek Vermezsin Dengi Dengine
  • Gamlanma Gönül
  • Gel
  • Gel Güzeli Bolca İle Gidelim
  • Genç Osman
  • Gökyüzünde Tüten Olsam
  • Gönül Gurbet Ele Varma
  • Gönül Ne Gezersin
  • Gövel Ördek
  • Güzel Ne Güzel Olmuşsun
  • Hasan Dağı
  • Ilgıt Ilgıt Esen Seher Yelleri
  • İlk Akşamdan Vardım Kavil Yerine
  • İlleri Var Bizim İle Benzemez
  • Kadır Mevlam, Senden Bir Yar İsterim
  • Kadir Mevlam Senden Bir Dileğim Var
  • Karacaoğlan 2
  • Katar Katar Olmus Gelen Turnalar
  • Kızlar
  • Koşmalar
  • Koyun Meler Kuzu Meler
  • Madem Dilber
  • Menzil
  • N`eyleyeyim Şu Dünyanın Ziynetin
  • Nasihat
  • Nazlı Yârdan Geldi Bana Bir Name
  • Nedendir?
  • Nem Kaldı
  • Nemçe Kralı
  • Nuh’un Gemisine Bühtan Edenler
  • On Birinde Bir Yar Sevdim
  • Ölüm Ardıma Düşüp De Yorulma
  • Ömrüm Uzun Eyle
  • Ötme, Turaç, Ötme; İşin Var Senin.
  • Sabahtan Çıktım Da Seyran Yerine
  • Sabahtan Uğradım Ben Bir Güzele
  • Sana Dedim Allı Gelin Has Gelin
  • Sarı Edik Geymiş Goncu Kısarak
  • Seherden Uğradım Dostun Köyüne
  • Sevdiğim Arzımı Demekçin Sana
  • Sevdiğim Dilber 1’den 6’ya kadar olan seri
  • Sinem Üstü Düğüm Olsun, Dağ Olsun
  • Suya Giden Allı Gelin
  • Şu Yalan Dünya’ya Geldim Geleli
  • Şu Yüce Dağların Karı
  • Şunda Bir Güzelin Salınışını
  • Türkü
  • Uçup Uçup Dağ Salından Gelirsin
  • Üç Derdim Var
  • Üryan Geldim Yine Üryan Giderim
  • Var Git Ölüm
  • Viran Oldum Mor Sümbüllü Bağ İken
  • Yarda İnsaf Yoktur
  • Yardan Ayrıldım
  • Yâre Bir Ben Gerek
  • Yayladan İnerken Bir Güzel Gördüm
  • Yaz Gelip De Beş Ayları Dolunca
  • Yiğidin Eyisini Nerden Bileyim
  • Yine Dertli Dertli İniliyorsun
  • Yine Sevda Geldi Serime
  • Yürü Bire Yalan Dünya

KARACAOĞLAN

Asırlara sığmaz ünü,
Çağlar aşar Karac'oğlan.
Her şiiri bir türküdür,
Halkla yaşar Karac'oğlan.

Curasını alır ele,
Bülbül gibi gelir dile.
Hiç bitmeyen bir aşk ile,
Dolup taşar Karac'oğlan.

Ala gözlü dilber için,
Yanar durur için için.
Gönül güzel sever, niçin?
Sorup şaşar Karac'oğlan.

Hak'tan gelen emre uyar,
Güzellikten hep haz duyar.
Dolaşır o diyar diyar,
Dağlar aşar Karac'oğlan.

Kar yağınca Elif diye,
Ak gerdanda zülüf diye,
Türkü okur sevgiliye,
Aşkla coşar Karac'oğlan.

Her güzele kul olsa da,
Yine sever dul olsa da.
Padişah kızı olsa da,
Alıp, boşar Karac'oğlan.

Dertlenince durgun olur,
Feleğine kırgın olur.
Sevdiğine vurgun olur,
Yâre koşar Karac'oğlan.

 

YÜRÜ BİRE YALAN DÜNYA


Yürü bire yalan dünya!
Sana konan göçer bir gün.
İnsan bir ekin misali,
Seni eken biçer bir gün.

Ağalar içmesi hoştur,
O da züğürtlere güçtür.
Can kafeste duran kuştur,
Elbet uçar gider bir gün.

Âşıklar der: Ne olacak?
Bu dünya mamur olacak.
Osmanlı Halep alacak,
Dağı taşa katar bir gün.

Yerimi serin bucağa,
Suyumu koyun ocağa,
Kafamı alın kucağa,
Garip anam ağlar bir gün.

Yer üstünde yeşil yaprak,
Yer altında kefen yırtmak.
Yastığımız kara toprak,
O da bizi atar bir gün.

Bindirirler cansız ata,
İndirirler tuta tuta,
Dünyadan yol var ahrete,
Yelgin gider salın bir gün.

Karac'oğlan, naaşıma,
Çok işler geldi başıma.
Mezarımın baş taşına,
Baykuş konar, öter bir gün.