Card image cap
Hasan hüseyi̇n korkmazgi̇l

1927 yılında Sivas-Gürün'de doğdu. Bir demiryolu işçisinin çocuğuydu. Güzel bir doğal çevrede, ama yoksulluk içinde büyüdü. 1939'da Gürün Cumhuriyet İlkokulu'nu bitirdi. Öğrenimine devam etme olanağı yok gibiydi. Üç yıl sonra, 1942'de, parasız yatılı sınavını kazanınca, Niğde Ortaokulu'na yazıldı, 1945'te Adana Erkek Lisesi'ne geçti. Öğretmen olmak için gene sınavla girdiği Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü 1950'de bitirdi.

Maraş'ın Göksün ilçesinde öğretmenliğe başladıktan bir süre sonra, 1951'de, Türk Ceza Yasası'nın 142. maddesine aykırı eylemde bulunmak savıyla tutuklanarak 3 yıl ceza yedi. Öğretmenlikten uzaklaştırıldı. Cezaevinden çıktığı 1954'ten 1960'a kadar tabelacılık, ressamlık, dilekçecilik, tarım işçiliği gibi işler yaptı.

1960'ta Ankara'ya gelerek "Akis" dergisinde çalışmaya başladı. Hüseyin Korkmazgil adıyla dergilerde gülmece (mizah) öyküleri yayımladı. 1968-1970 yıllarında "Forum" dergisini, 1972-1973 yıllarında "Toplum" dergisini yönetti. 1973'te Almanya'ya, 1974'te Irak'a gidip geldi. 1960 sonrasında yayımlamaya başladığı şiirleri, yazıları, kitapları için, aklanmayla sonuçlanan pek çok dava açıldı. 1964 Yeditepe Şiir Armağanı'nı, 1970 TRT Sanat Ödülleri Yarışması Başarı Ödülü'nü, 1981 Toprak Şiir Ödülü'nü, 1981 Nevzat Üstün Şiir Ödülü'nü kazandı. 26 Şubat 1984'te Ankara'da öldü.

Yoksul halk çocuklarının arasından çıkan bir kişi oluşuyla övünürdü. Şairliği Ankara'ya gelince başlamış değildi. Yaşamını anlattığı yazılarında, beş yaşından beri şiirle uğraştığını belirterek ilkokulun sonlarına doğru Kerem gibi, Pir Sultan gibi şiirler söylediğinden söz ederdi. Ortaokulda, lisede, aruzu, heceyi, özgür koşuğu denemiş, her üçünde de başarılı olmuştu. Sonunda içinden taşan coşkuya en uygunu olarak özgür koşuğu seçmişti. Liseyi bitirirken, 1948'de, çantasında yayımlanmamış pek çok şiiri vardı. 1950'lerdeki siyasal koşullar bunları yayımlamasına olanak vermemişti. 1960'larda Ankara'ya gelip yayın olanağı bulunca, güncel olayları da izleyen, sürekli yankı veren, işçilerin, köylülerin sorunlarını savunan, sözünü sakınmaz bir şair olarak özel bir önem kazanmıştı.

1970'e kadarki şiirini Asım Bezirci, On Şair On Şiir'de. (1971) değerlendirirken, Mehmet Aydın, Hasan Hüseyin Korkmazgil (1987) adıyla hayatı ve sanatını ele alan bir inceleme kitabını, İsmail Gençtürk ise Hasan Hüseyin Derler Adına (1991) adlı anı kitabını yayımladı. Eşi Azime Korkmazgil, Gök Mavisi Bir Türkü, Ozan Hasan Hüseyin'in Yaşam Öyküsüne Bir Yaklaşım Denemesi (1. kitap, 1995) ve Gökmavisi Bir Türkü, Ozan Hasan Hüseyin (2. kitap, 2003) adıyla iki kitapta onu ve onunla ilgili anılarını anlattı.

Hasan Hüseyin Korkmazgil Eserleri:

ŞİİR:

  • Kavel (1964)
  • Temmuz Bildirisi (1965)
  • Kızılırmak (1966)
  • Kızıl Kuğu (1971)
  • Ağlasun Ayşafağı (1972)
  • Oğlak (1972)
  • Acıyı Bal Eyledik (1973)
  • Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin (1974)
  • Koçero Vatan Şairi (1976)
  • Haziran'da Ölmek Zor (1977)
  • Acılara Tutunmak (1981)
  • Filizkıran Fırtınası (1981)
  • Işıklarla Oynamayın (1982)
  • Kandan Kına Yakılmaz (ö.s. 1985)
  • Tohumlar Tuz İçinde (ö.s. 1988)

MİZAH:

  • Öhhöö! (1964)
  • Made in Türkey (1970)
  • Bıyıklar Konuşuyor (1971)

GEZİ NOTLARI:

  • Bağdat Basra Yollarında (1971)

ÖDÜLLERİ

  • 1964 Yeditepe Şiir Armağanı (Kavel ile)
  • 1970 TRT Sanat Başarı Ödülü (Kızılkuğu ile)
  • 1981 Toprak ve Nevzat Üstün şiir ödülleri (Filizkıran Fırtınası ile)

 

Acılara Tutunmak

Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...

 

Akarsuya Bırakılan Mektup

Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
Ağaçlar bükmesinler n'olursun boyunlarını
Neden akşam oluyorum tren kalkınca
Kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
Mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
Öyle çok acımasız ki, öyle birdenbire ki
Az önceki çiçekler nasıl da diken diken
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.

O sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik, bitti
O elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehçik buzlu rakı
Oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
Nerde şimdi, nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
Gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç.