Card image cap
Halide nusret zorlutuna

Halide Nusret Zorlutuna (1901, İstanbul - 10 Haziran 1984, İstanbul), Türk şair, yazar, öğretmen.

Halide Nusret ZorlutunaDoğum1901
İstanbulÖlüm10 Haziran 1984(83 yaşında)
İstanbulMeslekÖğretmen, yazarEdebî akımMilli Edebiyat Akımı

"Kadın yazarların annesi" olarak anılır. Hece ölçüsünde hamasi şiirleri ve konuşulan Türkçe ile yazılmış romanları vardır. Romancı Emine Işınsu'nun annesi, yazar İsmet Kür'ün (1916–2013) ablası ve yazar Pınar Kür'ün teyzesidir.

1901 yılında İstanbul'da doğdu.[1] Babası Erzurumlu Zorluoğullarından gazeteci Mehmet Selim, daha sonraki adı ile Avnullah Kâzımî Beydir. Ünlü gazeteci Süleyman Tevfik Özzorluoğlu ise amcasıdır. Halide Nusret'in babası Avnullah Kazimi Bey, 1908 yılında "Fedekeran-i Millet Cemiyeti" adlı bir siyasi parti kurup muhalefete başladığı için İttihat ve Terakki Partisi yönetimi tarafından yıllarca sürgün ve zindan hayatı yaşamak zorunda bırakılmıştı; bu nedenle Halide Nusret çocukluğunda babasını çok az görebildi. Avnullah Bey bir süre siyasetten çekilmeyi kabul edip Kerkük'te mutasarrıf olarak görevlendirildiğinde ailecek Kerkük'e gittiler. Halide Nusret, bu dönemde özel hocalardan ders alarak Arap ve İran dillerindeki bilgisini geliştirdi. Kerkük'teki çocukluk yıllarını Bir Devrin Romanı adlı anı kitabında aktardı.

Aile, I. Dünya Savaşı'nın başladığı sırada İstanbul'a dönünce Halide Hanım Erenköy Kız Lisesi'ne devam etti. Bu okulda orta tahsilini yapmakta iken babasını kaybetti. Babasının ölümü üzerine yazdığı "Ağlayan Kahkahalar" adlı yazısı 1917 yılında Talebe Defteri adlı derginin yarışmasında birinci olup yayımlanınca edebiyat dünyasına adım atmış oldu.

Lise öğrenimini tamamladıktan sonra bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. Ekonomik koşullar nedeniyle çalışmak zorunluluğu doğunca Darülmuallimat sınavlarına girdi ve öğretmen olma hakkını elde etti. Öğretmenlik mesleğini çok sevdi ve kendisinin öğretmen olmak için yaratıldığı inancını her zaman ifade etti. İstanbul'da öğretmenlik yaparken bir yandan İstanbul Darülfünun'da Tarih Bölümü'ne devam etti, özel olarak İngilizce öğrendi.

Öğretmenlik hayatı

Halide Hanım, 1924'te Edirne Muallim Mektebi'nde başladığı öğretmenlik görevini sırasıyla Kırklareli, Kars, Ardahan, Urfa, Karaman,İstanbul ve Ankara gibi yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürdü. 1926 yılında Osman Hilmi Efendi'nin en küçük kızı ile evli olan Salih Zorlutuna'nın ağabeyi süvari yarbayı Aziz Vecihi Zorlutuna ile evlendi. Evlilik hayatı, eşinin 45 yıl sonraki vefatına kadar sürdü. 1930'da oğlu Ergün, 1938'de kızı Emine dünyaya geldi. Çok severek yaptığı öğretmenlik görevinden 1957'de Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu'nda çalışmaktayken kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Öğretmenlikle ilgili anılarını "Benim Küçük Dostlarım" adlı kitabında topladı.

Edebî hayatı ve faaliyeti

Halide Nusret, Küller adlı ilk romanını 19 yaşında iken kaleme almıştı. Milli MecmuaTürk KadınıKadınlar DünyasıAydabirSalon MecmuasıÇınaraltıÇağrıHilâlDefneHisarAyşeTöreTürk Edebiyatı dergilerinde ve VakitZaferKudret, HaberYeni İstanbulSabahHürriyet gazetelerinde yazılar yayımladı. 1923'te yayımladığı Hanım Mektupları adlı eseri ile edebiyat dünyasında ilgi uyandırdı.

Şiir yazmaya mütareke yıllarında başladı. Türk Kurtuluş Savaşı'nın etkisi ve heyacanıyla millî edebiyat akımına katıldı. Millî duygularla kaleme aldığı “Git Bahar" adlı şiiri tanınmasını sağladı. Millî edebiyat akımı içinde değerlendirilen şiirlerinde hececi anlayışa bağlı kaldı. Ünlü şair Yahya Kemal'in şiirlerini ezberlediği ender şairlerden birisi olarak bilinir.

Halide Nusret'in sahnelenmemiş ancak basılmış piyesleri de vardır. Bazılarının adları şunlardır: Hatırsaymaz KaymakamPeçe ve KafesRüzgârdaki YaprakSuçlu Kim?Asıl AşkAli Usta'nın TorunlarıGecekondu Gülleri.

Sosyal Hayatı ve Faaliyeti

Halide Nusret, genç yaşlarından itibaren sosyal kuruluşlarda ve hayır cemiyetlerinde çalıştı. Türk Kadınlar Birliği, Türk Ocakları, Halkevleri, Muallimler Birliği, Yardım Sevenler Derneği, , Söroptomistler, Çocuk Haklarını Müdafaa Cemiyeti ve Çocuk Esirgeme Kurumu(Himaye-i Etfal Cemiyeti) yönetim kurullarında uzun yıllar hizmet verdi. 1959'da Türk Anneler Derneği'ni kuruluşuna öncülük etti. Türk Dil Kurumunun da kurucu üyelerindendi.

1975 yılı Birleşmiş Milletler tarafından “kadın yılı” olarak ilan edildiğinde “Kadının Sosyal Hayatını İnceleme ve Araştırma Derneği” tarafından düzenlenen sergi ve toplantıda Halide Nusret’e “Ümmü'l-Muharrirat” (kadın yazarların annesi) unvanı verildi. 1983 yılında ise Basın Yayın Genel Müdürlüğü ile Türk Basın Birliği tarafından “Basın Mesleği’nde 50 Yıl Şerefli Hizmet” belgesiyle plaket verildi.

Halide Nusret Zorlutuna, 10 Haziran 1984 günü İstanbul'da hayatını kaybetti.

Halide Nusret Zorlutuna Özel Arşivi Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'ndadır.

 

Şiir

  • Geceden Taşan Dertler (1930)
  • Yayla Türküsü (1943)
  • Yurdumun Dört Bucağı (1950)
  • Ellerim Bomboş (1967)
  • Git Bahar
  • Sevmek

Roman

  • Küller (1921)
  • Sisli Geceler (1922)
  • Gül'ün Babası Kim (1933)
  • Aşk ve Zafer (1966)
  • Aydınlık Kapı (1974)
  • Büyükanne (1971)
  • Beyaz Selvi (biyografik roman)

 

Hatıra

  • Benim Küçük Dostlarım (1948)
  • Bir Devrin Romanı(1978)

Mektuplar

  • Hanım Mektupları (1923)

 

Git Bahar

Şair: Halide Nusret Zorlutuna

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.
Yanilip gönlüme misafir inme.
Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane değil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda açtı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..

Gerçekten güzelsin, efsane değil:

Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın
Git bahar...Gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,

Kalbime girme, o kaşane değil!..

Git bahar, git bahar ! Uzaklarda gül,
Denize renginden bırak hediye,
Ufuklarda gezin, semaya süzül...
Kalbime sokulma "Peymane!" diye,

Gördüklerin kandil, peymane değil!

 

Sevmek

Şair: Halide Nusret Zorlutuna

Sevmek...Delicesine, deliler gibi sevmek!
Kuş uçar gibi sevmek, gök gürler gibi sevmek.

Bir çocuk inancıyla inanarak, kanarak
Ve bir günahkar fani azabıyla yanarak,

Hep onu arayarak baharda, yazda, kışta;
Nihayet "Büyük Sır"ra ulaşmak bir bakışta.

O bakışta okumak aşkın büyük adını,
Hep o büyük bakışta bulmak var olmanın tadını.

Sevmek: Hasta anneyi, altın başlı yavruyu,
Baharı, yıldızları, göğü, güneşi, suyu...

Yürekten kopan ince bir ahı, sever gibi,
Sevmek...Toprağı sever, Allah'ı sever gibi!