Card image cap
Behçet necati̇gi̇l

16 Nisan 1916'da İstanbul'un Fatih semtinde, Atikalipaşa Mahallesi'nde bir konakta doğdu. Babası Kastamonulu Hacı Mehmet Necati (Gönül) Efendi, annesi Gevyeli müderris Hafız İbrahim Hakkı Efendi’nin kızı Bedriye Hanım’dır. Bir dersiâm müderris olan babası, Beyoğlu ve Sarıyer ilçelerinde müftülük yapmıştır. Asıl adı Mehmet Behçet Gönül olan şair, 1951 yılında mahkemeye başvurarak resmen Necatigil soyadını almıştır.[1]

Atikalipaşa mahallesindeki Necatigil'in dünyaya geldiği konak 1918’de meydana gelen Büyük Fatih Yangını'ndan yandı ve ağır bir mide humması geçirmekte olan annesinin hastalığı bu travmanın etkisi ile ağırlaştı.[1] Henüz iki yaşında olan Mehmet Behçet o yıl annesini kaybetti. Bir süre anneannesi Emine Münire Hanım'ın Karagümrük Mahallesi'ndeki evinde yaşadı. Bir saray memurunun kızı olan Saime Hanım’la ikinci evliliğini yapan ve bu evlilikte iki kızı olan babası Mehmet Necati Efendi ise Beşiktaş Valideçeşme’de yaşamaktaydı. Necatigil anneannesinin rahatsızlığı üzerine 1923’te babasının yanına taşındı ve Beşiktaş'taki Cevriusta Okulu’nda ilköğrenim gördü.

Aile, babasının Singer Dikiş Makineleri firmasında müfettiş olarak işe girmesinden sonra Kastamonu'ya taşındı.[1] Necatigil, ilk öğrenimini Kastamonu Erkek Muallim Tatbikat Mektebi'nde tamamladı. Ortaöğrenimine Kastamonu Lisesi'nde başladı. Ancak yetersiz beslenme ve bakımsızlık nedeniyle geçirdiği "adenit tüberküloz" nedeniyle öğrenimine ara vermek zorunda kaldı. Aile İstanbul'a taşındı. Necatigil, tedavisinin ardından 1931 yılında Kabataş Erkek Lisesi'nde, orta ikinci sınıftan yeniden başladı.

Hastalığıyla gelen duyarlılık, onda yazma hevesi uyandırdı. 1927-1928 yıllarında el yazısı ile haftalık “Küçük Muharrir” adıyla dergi çıkarıp, hazırladığı on dört sayıyı arkadaşları ve aile üyelerine sundu. Kabataş Lisesi'nde öğrenimine yeniden başladıktan sonra Küçük Muharrir’i yeni harflerle hazırlamaya başladı ve bir yaz boyunca on iki sayı çıkardı. Bu yıllarda Akşam gazetesinin Çocuk Dünyası sayfasına Küçük Muharrir adıyla fıkralar, şiirler, küçük hikâyeler de yayımladı. Necatigil bu deneyimi hiç unutmadı.[6] Edebi metin değerinde yayımlanan ilk şiiri ise lise yıllarında “Behçet Necati" imzasıyla Varlık dergisinde yayımlanan "Gece ve Yas” adlı şiiri oldu.[1] 1936'da okulun edebiyat bölümünden birincilikle mezun oldu.

Liseyi bitirdikten sonra Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde yükseköğrenim gördü. Bu okulda ders veren Ali Nihat Tarlan ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın öğrencisi oldu; Divan şiiri ve Tanzimat şiiriyle tanıştı. Öğretmen Okulu yıllarında Cahit Külebi en iyi arkadaşı oldu. Alman Filolojisi bölümünün bazı derslerine de misafir öğrenci olarak katıldı ve Deutscher Austauschdienst kuruluşunun davetlisi olarak bursla Berlin'e gönderildi, dört ay Almanca kursuna devam etti. 1940 yılında yükseköğrenimini tamamladı ve öğretmenliğe başladı.

Edebiyat öğretmeni olarak ilk görev yeri Kars Lisesi idi. İklim koşullarına uyum sağlamakta güçlük çekip hastalanması üzerine 1941 yılında Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi'ne tayin oldu. Burada Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur ile ortak çalışmalar yaptı; Zonguldak'ın gazetelerinden Ocak’ta, Kara Elmas dergisinde ve İstanbul’da çıkan Değirmen adlı dergide bu şairlerle birlikte şiirleri yayımlandı. 1943 Mart ayında da İstanbul'a, Pertevniyal Lisesi'ne tayin oldu.

İki ay sonra askerlik görevi nedeniyle İstanbul'dan ayrılan şair, iki yıl sonra döndüğünde Kabataş Erkek Lisesi'ne atandı. Öğretmenlik mesleğinin en uzun dönemini bu okulda geçirdi.[7] Kabataş Erkek Lisesi'nde Demir Özlü, Hilmi Yavuz gibi yazar ve şairlerin öğretmeni oldu. Bu okulda “Dönüm” adlı derginin çıkarılmasına vesile oldu. İlk şiir kitabı “Kapalı Çarşı” 1945 yılında yayımlandı. Hayatı boyunca öğretmenlik ile şairliği bir arada yürüttü.

 

Behçet Necatigil'in daktilosu ve Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü

1948 yılında geçici bir süre için Kabataş Lisesi'nin yanı sıra Sarıyer Ortakokulu'nda ders verdi. Bu dönemde tanıştığı meslektaşı Huriye Korkut ile evlendi.[1] Çiftin iki kızları oldu.

1945- 1955 arasında "Çevre" (1951), “Evler” (1953), “Eski Toprak” (1956) kitaplarını yayımlayan şairin bu kitaplardaki şiirleri gözlemlerini, deneyimlerini dolaysız anlatan, çağrışımlara kapalı şiirlerdi. 1955’te poetikasında değişiklik yaptı. Öykü unsuru az, çağrışımlara açık şiirlerle dolu kitaplar yazdı. Eski Toprak (1956) ile Yeditepe Şiir Armağanı'nı , Yaz Dönümü (1963) adlı kitabı ile 1964 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü, Carl Zuetmayer'den çevirdiği “Kurtlar” adlı şiirle Türk Alman Derneği Çeviri Yarışması birincilik ödülünü aldı.

1963 yılında radyo oyunları yazmaya başladı. Türkiye’de en çok emek verenlerden biri oldu, bu alandaki eserlerini dört ciltte topladı. Rainer Maria Rilke, Miguel De Unamuno, Knut Hamsun, August Strindberg, Thomas Mann, Stefan Zweig gibi pek çok Alman ve Norveçli yazar ve şairin kitaplarını da Türkçeye çevirdi. Şiir, radyo oyunu ve çevirilerinin yanı sıra “Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü” (1960), “Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü” (1979), “100 Soruda Mitologya” (1969) adlı kitapları hazırlamıştır.

1960 yılında Çapa Eğitim Enstitüsü'ne tayin olan Necatigil, 1972'de bu okuldan emekli oldu. Emeklilik günlerini evinde edebiyatla yoğunlaşarak, çalışarak geçirdi.

Kanser teşhisiyle kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesinde 13 Aralık 1979 tarihinde hayatını kaybetti.

Anısını yaşatanlar

Ailesi ölümünden sonra, Necatigil Şiir Ödülü'nü her yıl verilmek üzere oluşturdu. Ayrıca Kabataş Erkek Lisesi 3 Fen-F sınıfına Behçet Necatigil Dersliği adı verildi.

Şairin 1955-1964 yılları arasında yaşadığı ve bir şiirine de konu olan Camgöz Sokak'ın adı 1987 yılında "Behçet Necatigil Sokağı" olarak değiştirilmiştir.

Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu hakkındaki 2013 yapımı Kelebeğin Rüyası adlı filmde Necatigil'in Zonguldak'taki stajyer öğretmenlik günleri canlandırılmıştır.

 

Şiir kitapları

  • Kapalı Çarşı (1945)
  • Çevre (1951)
  • Evler (1953)
  • Eski Toprak (1956)
  • Arada (1958)
  • Dar Çağ (1960)
  • Yaz Dönemi (1963)
  • Divançe (1965)
  • İki Başına Yürümek (1968)
  • En/Cam (1970)
  • Zebra (1973)
  • Kareler Aklar (1975)
  • Sevgilerde (1976)
  • Beyler (1978)
  • Söyleriz (1979)
  • Yayımlanmamış Şiirler (1985)

Sözlük

  • Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (1960)
  • Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (1971)

Radyo Oyunu

  • Yıldızlara Bakmak, Kadın ve Kedi (1965)
  • Gece Aşevi (1967)
  • Üç Turunçlar (1970)
  • Pencere (1975)
  • Ertuğrul Faciası (1995)

Yazılar

  • Bile/Yazdı (1979)
  • Düzyazılar 1 (haz. Ali Tanyeri - Hilmi Yavuz, 1983)
  • Düzyazılar 2 (1983)

Diğer Eserleri

  • Atatürk Şiirleri (antoloji, 1963)
  • 100 Soruda Mitologya (1969)
  • Musullu Süleyman (Ahmet Mithat Efendi'den sadeleştirme, 1971)
  • Mektuplar (1989)

Abdal Musa

Şair: Behçet Necatigil

Bir piston
Kalmamı ister dilediği yerde
Tekler çoğulluğumu
Bir dinozor zor yer beni:
Yadi can beygir gücü.

Karıncaydı devenin
Tepip oyluğun ezen,
Bir bücür yere çaldı
Dev gibi pehlevanı - -
Unuturlar anı.

Bir sürek avında
Ölüsünü görmeye gelirler,
Abdal Musa demişler
Bağrına saplı oku
Çıkardı verdi geri.

Bu söz ibret sözüdür
Arifler ocağında
Yanar özge bir ateş
O ateşin dilleri,
Hele bir gel beri.

 

Ölü Çizgi

Şair: Behçet Necatigil

Bir zehir
Birikir odalarda,
Almaz ki veresin rüzgâra
Rüzgâr deli değil.

Birden yayılır kanda
Kararır dört yan.
Bir çöküntü başlar yaşamanda
Her şeyin değersizleştiği an.

Deniz mi bu, geçilmez
Aşılmaz dağ mı?
Tam bana göre, uyuşuk
Miskinlik gibi var mı?

Nedir seni saran bu sis
Yok dünyalarda tat.
Kuvvetsiz
Böyle daha rahat.

Yaşamışım kaç para
Mezar taşları neci?
Deli gibi sarılsam da hayata
Kalacak nesi var ki?

Kitaplar seslenir, yüksekten, mağrur:
- Gel bize, kurtul, gel!
Almanızla bırakmanız bir olur,
Böyle daha güzel.

Sokaklar seslenir, akpak, temiz:
- Hadi gel, avunursun!
Bütün sokaklardan iğrenirsiniz,
Avunmak şöyle dursun.