Yola Çıkmadan Önce Hala Düşünüyorum



Yola çıkmadan önce hala düşünüyorum çıkarımıza ne düşecek ya çıkarımız ne olacak? Muammalardan beğen seç al mı olacak yoksa karşılıklı ortak bir aklın ucunu sıyırarak bir köşede karşılıklı bakışarak bir anlaşmaya varacak mıyız? Belki de veririz aklımızı esen rüzgâra gönülden düşünerek bir neticeye varırız! Sende ben gibi mi düşünüyorsun yoksa daha değişik cin fikirler içinde misin bilmiyorum, karşılaşınca çıkacak her şey meydana… Benim en çok korktuğum ikimiz ayrı bir havadan çalarak bir halay çekmeden, İzmir marşıyla birbirimizi göndermemizden korkuyorum!

 


Delicesine rüzgârda sürünmeyi pek severiz nedense, ayrı fikirlerin uçurumunun kenarında gezinirken aşağıya uçan taşları seyretmeyi de severiz oldum olası! Neyse bunca asra rağmen hala bir ders alamayan insanoğlu hala bilmediğini bildiği olarak okumaya devam edecek, umarım biz hala bilmediğimizi okumayız dudağımızı kıpırdatarak! Bu benim ki bir teori değil sende bilirsin ki bir gerçek. Çabaların emeklerin boşa gitmesi heba olması taktire şayan olmasa da hala bir taktir bekliyoruz ki bunca çaba içindeyiz yani…

 


Ben bu çekincelerimin kanat çırpınışıyla çırpınırken çıktığım yolda seninle buluşmanın güzel olması temennisi içinde yanına geliyorum. Belki gün yeni güne dönerken bizlerde bu yanlışlıklarımızdan döner taktir kazanırız birbirimizi kazanırız. Yolunu kaybetmiş iki insan aradığı yolunu istediği müddetçe arar bulur yeter ki niyet halis saf olsun, gazap yüklü benliğin fırtınasında birbirimizin yararına mutluluğuna imkân sağlayan gönül çatısının altında buluşabilirsek, tabi önce bu çatıyı kurmak gerek.

 

Mehmet Aluç