Yıldız Gülüm Hanımefendiyle Röportaj- Şiirle Edebiyatla Hayata Farklı Bir Bakış Açısıyla Bakarak İç Çözülme ile Çözmek- 2
 
         

-Muhakkak size katılıyorum söyleyecek sözlerimi dilimden aldınız. Yaşadığımız hayat aslında biz insanın kendisidir. Kendi anında yaşadığı ve yaşamak istediği umuduyla cam can kırıklıklarıyla dolu dünya üzerinde yaşayan insanın, sabrın imanın inancın değirmeninde öğüterek çeki düzen verdiği bir hayatıdır görüntüsüdür.


   -Sayın Yıldız Gülüm hanımefendi kardeşim, fikir üretmek, geliştirmek ve karar almak için kullanılan herkesin katılımının sağlandığı fikrin sancısını yazar çekendir, bu bağlamda fikirlerin özgür bir şekilde ortaya konulduğu düşünme tekniği iç dünyasının, bilinçaltının gerçekliğiyle yansıtma amacını taşıyan, iç konuşmalara yani sizin gibi kendini sorgulamayla anlatma yolu sizde ne zaman vasıl oldu? Sizde hep iç sorgulama ile insan kendini sorgularken kaybolan kendisini buluyor diyebilir miyiz?


-Sevgiden yana taviz veren insanlara rast geldikçe bendeki sevme dürtüsü daha da yoğunlaşıyor ve başkalarının da yerine sevebileceğimi ve sevebildiğimi görüp kendimle olan savaşımda epeyce yol kat ediyorum.


   - Sayın Yıldız Gülüm hanımefendi kardeşim, farklı düşünce ve yapıların anlaşmazlığıyla ortaya çıkan durum, zıtlıkların karşı karşıya gelmesi durumunda şiir bu zıtlıkları yok ederek, yazar veya şair sorup anlamak derdiyle derinleşerek şüpheyi ve zıtlıkları şiirleriyle ortadan kaldırandır diyebilir miyiz? Belki sorularım birbirine çok yakın gibi gelecek lakin imgelerinize hayranlığımdan dolayı, imgelerin güzelliğinden bir pay kapmak için sizden, çok soruyorum. Ben kendimden örnek vereyim tek kelimeyle belirtilebilecek bir kavramı tek bir kelimeyle açıklıyorum, oysa siz güçlü ve etkin bir anlatım için birden fazla kelimeyle imgelerle anlatmanız, sizdeki kaynağa benim ulaşmam açısından soruyorum, imgelerin geniş yelpazesi okumada anlamın daha anlaşılır ve etkileyici olması için gerekli olduğuna ben vakıf oldum, sizin gibi gereksiz uzatmalardan arınmış olarak yazmanız hakkında neler söylemek istersiniz bizlere?

 

-Bence insan hayatın tam merkezinde ve yanlışlarıyla doğrularıyla sürekli devinen bir organizma. Hayatın yükü bazen bizim hayata yüklediğimiz ama eksik olan illa ki fazlaca çaba göstermediğimiz ve maneviyat sayesinde sabrı ve şükrü katık edip hayatın yeniden biçimlendiği ve sorun da illa ki bizde iken.

Sevgiyi önemsiyorum ve merhamet duygusunu yeter ki karşımdaki kırılmasın ve yanlış anlaşılmayayım.

    -Sayın Yıldız Gülüm hanımefendi kardeşim, edebiyat veya sanat eserini her yönüyle değerlendirerek anlaşılmasını sağlamak amacıyla yazılan yazılar okuyuculara ulaşması açısından, yazı ve şiirlerinizin -edebiyat sitesi yazarları dışında- ulaştığını yoğun bir izleyici kitlesiyle olmadığımız kesin, sizce bunun gerçek sorunu nedir?

-Görünen o ki; çözmem gereken çok şey var daha yeter ki Rabbim izin versin ve ben ömrüm boyunca duyumsamaya, sevmeye ve yazmaya devam edeyim.

   -Sayın Yıldız Gülüm hanımefendi kardeşim, yazarların çoğu metinleri yayınlandıktan sonra o metinin defterini kapatırlar. Sizde böyle misiniz? Diyemeyeceğim çünkü yazdığınız o betimlemeler zihnini de bir olguyu bize anlatırken bu sürecin okuduktan sonra, iç sorgulamayla devam ettiğine ben kendimden şahidim, siz okuyucuyu iç hesaplaşmaya sevk eden bu davetlerinizle yeniden boyut katarak olgunlaşmaya davetiniz hakkında neler söylemek istersiniz?

-Okumak çok göreceli bir mefhum ve de okur-yazar olmak bu anlamda bilgi sonsuz tıpkı gelişim süreci gibi.

Sırf okul bitirmek ve diploma almak asla yetmiyor insana çünkü bilgi sonsuzluğun ta kendisi ve çevremizdeki insanlardan olsun okuduklarımızdan olsun bize geçen o bilgi transferi ile yüreklerimizin ve ruhlarımızın da ihya olduğu.

   -Sayın Yıldız Gülüm hanımefendi kardeşim, okuyucuların çoğu bizleri kendi yazdığımız dünyanın dışında, hayalle dolu bir dünya ve coğrafyanın dışına çıkmadan yaşayan bir yazar olduğumuzu sanıyor. Oysa biz yazarların parça parça olan hayatı tamamlamak için fikir sancısı çektiğimizden habersizler, bu konuda neler söylemek istersiniz?- keder ayrılık neden bizlere sakin ve yakın bilinerek onlarla yaşamayı severek, başımızdan def etmeden yaşıyoruz? Var olmak için bunlarla savaşmak zorunda olduğumuzu unutan bizlere, gülmeyi unutarak acılar çektirmemizi hangi eksikliğimize bağlıyorsunuz? Mürşit’i ile ayrı gezen dergâhın sakinleri olarak hem dergâhı hem mürşidi-Burada mürşit derken doğru yolu gösteren kılavuz bir dosttan söz ediyorum- beğenmeyen konuşmayan bizleri böylesine beğenmemeye götüren şiirden edebiyattan uzak kalışımızdan dolayı mıdır?

-Sevgi… Bilgiyi de sevmeli insan ve yüreğiyle özümsemeli o bilgiyi ve mümkün mertebe pratiğe dökmeli ve bunun tek yolu insanın iştigal ettiği her şeyi sevgiyle harmanlaması.

İnşallah yeni nesil aşacak tüm engelleri ve toplum olarak daha çok refaha erişip tüm engelleri de aşacağız elbette sevginin ve inancın gücüyle yeter ki bir olalım birlik olalım ve yüreğimizi koyalım.

Güzel Türkiye’m her şeyin en güzelini hak ediyor ve her vatandaş sorumluluğunu bilip çevresini de düşünüp daha iyi bir gelecek için neyi var neyi yok ortaya koymalı.

Ve bir önerim olacak özellikle meslek seçme aşamasında olan gençlere:

Kendinizi iyi tanıyıp geleceğinizi de ona göre yönlendirin. Eğer ki doğru bir meslek seçimi yapsaydım hayatım bu kadar karmaşa dolu olmayacaktı. Ve öğretmenlik hep içimde ukde kalmıştır çünkü ben devlette çalışmayı çok istedim ve özel sektörde çalıştığım dönem o tadı alamadım. Hatta ücretsiz devlet okullarında epey bir zaman vekil öğretmenlik yaptım ve helal olsun verdiğim emek hele ki devletimin bana sunduğu bunca olanakla aldığım eğitim itibariyle olsun devletimin ülkemin sunduğu tüm fırsatlar olsun ben borçluyum güzel vatanıma.

Çok çok teşekkür ediyorum değerli ve kıymetli ağabeyim.

Ve değerli hocalarıma tek tek teşekkür ediyorum ve sitemizin sahibi Sayın Âdem Efiloğlu’na teşekkürü bir borç biliyorum çünkü böylesi müstesna ve kıymetli bir aile ortamı herkese kolay kolay nasip olmaz ve sevgili kalem dostlarıma, değerli yol arkadaşlarıma da ayıca çok minnettarım.

Sizlerin hakkını asla ödeyemem.

Sürçü lisan etmişimdir kesin bu bağlamda af ola.

Sevgiler, saygılar, hürmetler, efendim.

 

   -Bu güzel muhabbetten benim çıkardığım ders kardeşimin katkısıyla, insan, sevdiklerinin hayatlarını sahiplenen tek canlıdır, sahiplenmek derken bir kalıba sokarak değil, olduğu gibi düşüncelerine fikrine müdahale etmeden, kötülüklerden korumak için sahiplenen tek insan biziz, önce insana sonra kendimize sahip çıkacağız. Çünkü insan, hayatı birliktelik içinde yan yana omuz omuza yaşayan tek canlıdır. İnsanın bireyselleşmesi korumaktan mutlu etmekten geçer. Bizleri şiir ve edebiyat dünyasından gezdirerek farklı bir bakış açısıyla imgelerle gezdiren siz kardeşime teşekkürler ediyorum, nice şiir dolu gülüşlerle buluşmak ve yazmak coşkusuyla var olmak adına engin bakış açıları olan kardeşlerimizle yol almayı diliyorum.

Mehmet Aluç