Yargısız infazın
ne olduğunu bir Amerikan filminden öğrendim. Hani şu Amerikan çobanlarının
hayatlarından kesitler sunan kovboy filmlerinden. Kimisine göre de makarna
filmlerinden.
O kovboy
filmleri dikkatli izlendiğinde, yerlilerin (Kızılderililer) kafa derilerini
parayla satın alan beyaz adamın insafsızlığını görebilirsiniz.
İki sığır
için, birçok insanı köpek gibi öldüren dolar zengini zalimleri de
görebilirsiniz.
Aynı
zamanda, birbirlerini öldüren kovboyların, yargılanma sahneleri de ibret
vericidir.
Kızılderili
soykırımlarını ve çevre katliamlarını da görmek mümkün.
Zaman zaman
yargısız infazların sonunda, öldürülen suçsuz insanların öyküleri de çıkar
karşınıza. İrkilirsiniz.
Şöyle;
Bir hırsız
bir eve girer. Kadını öldürür, dolarları çalar. Beyaz bir ata binen, kırmızı
fularlı bir adamdır bu suçu işleyen. Çevredeki insanların gördükleri, beyaz bir
at ve kırmızı fularlı bir adam. Adam kaçmıştır. Karanlıkta bir kovalamaca olsa da,
herkes vaz geçer. Sabah ola, hayrola derler. Ancak, beyaz atı olan, kırmızı
fularlı bir adamın kasabadan iki km. ötede bir ağacın altında uyuduğu görülür.
Ani bir baskınla, adam uyurken yakalanır. Öfkeli, gözünü kan bürümüş,
düşünemeyen insanlar ‘asalım!” diye bağırıp, ağacın çatalına ipi atarlar.
Zavallı adam, ne olduğunu bile anlayamaz. Hemen adamı sallandırırlar. Asarlar
adamı. Adamcağız ölür gider, ne olduğunu anlamadan.
Ne olduğunu, suçunun ne olduğunu bile bilmeden
öldürülür zavallı adamcağız. Bu bir cinayettir. Sözde adalet arayan, hırsızın
peşine düşenlerin suçu, hırsızlık yapandan daha fazladır artık. Yargısız infaz
yapılmıştır. Suçsuz bir insan öldürülmüştür.
Birkaç ay
sonra gerçek suçlu yakalanır. Hem de evden çaldığı dolarlarla. Sadece beyaz atı
ve boynunda kırmızı fular benzerliğinden dolayı, bir masum insan öldürülmüştür.
O yargısız infazı yapanlar, vicdanlarının sesinden kurtaramazlar kendilerini.
Her gece yattıklarında, suçsuz kırmızı fularlı adamın “Ben yapmadım. Suçsuzum.
Kanıtınız var mı?” sözleriyle, uykularını bölerler, uyuyamazlar.
“Kanıtınız
var mı?”
“En zalim
katilin bile yargılanma hakkı vardır.”
Ben bir kovboy filminden öğrendim bunu. Bir
insana bir suç yüklendiğinde, hemen sorarım.
“Kanıt var
mı?”
“Kanıtlar
gerçek mi?”
“İftira var
mı?”
Ülkemizde
sosyal sitelerde acayip bir şekilde yargısız infazlar yapılıyor. Adama kendini
savunma hakkı bile verilmiyor. Bakın sosyal sitelere, hedef gösterenler… “Bu
adam hemen asılmalı” diyenler… Daha bilmem ne şekil öldürme önerileri… Sanki
sosyal sitelerde gezinenler, paylaşım yapanlar birer yargı mensubu! Herkes
kendi işini yapsın arkadaş!
İtibarlı
bir mesleğin, herhangi bir elemanıyla ilgili, asparagas bir haber yayınlanıyor.
Herkes adama demediğin bırakmıyor. Sonrada gerçekler ortaya çıkınca, adam
aklanınca, herkesin söylediği yanına kalıyor.
Örneğin, “Karadeniz’in bir ilinde bir cami imamının,
camiyi süpüren kadına tecavüz ettiği” haberi çıkmıştı. İmama söylenmeyecek
sözler söylenmişti. Facebook’ta adamın mezarını kazdılar. Haberin altına, “yargısız
infaz yapmayın, bu olayın altından başka bir şey çıkabilir” diye yorum
yazmıştım. İşin sonucunu zamana bırakmıştım.
Ne oldu
sonra?
İmama
hasımları iftira atmışlardı. Kadına para verip, tecavüz olayını uydurmuşlar.
Amaç imanı camiden attırıp yerine istedikleri birini imam olarak getirmekmiş.
En sonunda, kadın insafa gelip gerçekleri anlatıvermişti.
Sonuç:
imama yargısız infaz edip demediğimizi bırakmadık. Yedik imamı. Duman ettik.
Yazık değil mi?
Doğru muydu
yapılanlar? Değildi.
Ders alıyor
muyuz, yaşadıklarımızdan? Hayır.
En çokta
öğretmenlere atılıyor böyle iftiralar. Öğrencisine taciz olayları. Mesele yine
zaman içinde çözülüp öğretmen aklansa da, yapanların yanına kalıyor her şey.
Öğretmeni suçlayıp dedikodu üretenlerde, bir şey olmamış gibi ortalarda
dolaşıyorlar.
Bu gün
günümüzde; güçlü olanlar, olmayanlar, doğrucular, yanlışçılar (!), birçok kişi
çıkarına göre, küçücük bir çıkar için, inadına muhalefet olmak için bile
yargısız infaz yapılabiliyor. Hem de çok farklı yöntemlerle.
Allah
korkusu olmadan, bu işin bir vebali var diye düşünmeden, masum insanlara
yapmadığımızı bırakmıyoruz.
Bu gün;
kuyruğunu asıldığı bir kedi elini tırmaladı diye, bütün kedilerden nefret eden paranoyak
bir kedi düşmanı gibiyiz. Kendi hatalarımızı görmeden, bütün hayvanları kedi
görüp saldırıyoruz.
“Benim gibi düşünmüyorsan, yargısız infazı
hak ediyorsun.” Anlayışı beynimizi ele geçirmiş durumda.
“Bizden değilsen, canın cehenneme kardeşim!”
“Ben kırmızıyı sevmem. Sen seviyorsan kalk
masamdan!”
“Tavuk etinden nefret ederim. Tavuk eti yiyenlerden
daha çok nefret ederim!”
“Benim konuşmadığım kişiyle sen nasıl
konuşursun. Sende onun gibisin!”
“Matematiği sevmen, matematik öğretmenlerini
de!”
Kesin
yargılar… Gereksiz yargılar… Kanıtsız yargılar… Çeşitli yargılar…
Yılbaşında
katliam yapan caninin fotoğrafı diye yayınlanan bir fotoğrafın üstüne herkes
atladı. Adam karakola sığındı, suçsuz olduğunu ispatlamak için. Bu duruma,
hükümet sözcüsü Sayın Numan Kurtulmuş bile isyan etti. Sonra ne oldu, katilin
kimliği ispat edildi. Fotoğrafları resmi olarak paylaşıldı. O katil diye
fotoğrafı yayınlanıp yorumlarımızla yargısız infaz ettiğimiz kişinin hakları ne
olacak?
Sosyal
sitelerde, fotoğraflar üzerinde değişiklikler yaparak, dürüst insanlara çamur
atıp suçlamak moda oldu artık. Bu fotoğraflara inanan o kadar çok cahil insan var
ki! Sormayın. Ben bunlara sırtlan sürüsü diyorum. Sakın bu sürüye kendinizi
kaptırmayın. Sizi yerler. Yemedik diye de kitaba el basarlar.
Kargaşa
yaratmanın, yargısız infaz yapmanın kimseye faydası yok. Yeteri kadar kargaşa
zaten var. Herkes işin sorumluluğunu yetkililere bırakmalı. Aklıselim yorumlar
yapmalı. Hepsi bu!
Allah’ın
çeşit çeşit kulları… Farklı davranışlar… Farklı istekler… Önüne geçilemez
arzular… Hırslar… Kibirler… Aklımıza gelebilecek her türlü olumlu, olumsuz
davranışlar…
Suçlar…
Cezalar…
İnfaz!
Yargılama.
Yargı;
suçlu ile suçsuzu ayırabilme mücadelesi. Adaleti başköşeye oturtabilme çabaları…
Adalet! Var
olmanın dayanılmaz hafifliği. Gerekli olan tek fazilet!
…
Kaderin en
büyük trajedisi, insanlık ayıbı!
Ölen
insanlığın adı;
Yargısız
infaz!
Suayipodabasi…
4.01.2016/Kepez/Çanakkale
Herkes okumalı bu yazınızı haklıca serzenişti saygılarımla...
Teşekkürler. Selamlar.