Card image cap
Ulu çinar


 

Kaç asırdır ayaktasın, tek başına ulu çınar?

Yıkılmadan, öyle dimdik, ne de mağrur bakıyorsun.

Bulutlar sevgilin olmuş, dallarına kuşlar konar;

Sular kendi mecrasına, sen, içine akıyorsun...

 

İstanbul'da, Gülhane’de seyrettim ben seni çınar;

O mücessem bedeninle, mest ettin sen beni çınar!

Senden okunur en güzel, İstanbul' un dünü çınar!

İnsanlar atiye bakar, sen maziye bakıyorsun...

 

Ne tarihler gördün bilmem, gölgenden kaç devlet geçti?

Kaç âşık kaldı gölgende, kaçı aşk şarabın içti?

Bilmem hangi sevgililer, içlerini sana açtı?

Âşıklar yakar gönlünü, sen kendini yakıyorsun...

 

Seninle dertleşmek olmaz, asırların derdi sende…

Ne insanlar gelip geçti, hem namerdi, merdi sende!

Kim bilir ne sevgililer, muradına erdi sende.

Onlar ok/u kalplerine, sen özüne çakıyorsun...

 

Nasıl da yüzülmüş tenin, kabukların soyuk senin!

Ahın hep içine akmış, gövden oyuk, oyuk senin…

Asırlar ne çok yıpratmış, derdin amma büyük senin;

Yaşlanmışsın dedik diye, ne kafana takıyorsun?

 

Sen artık kucaklanmazsın, öyle büyük ki bedenin!

Sesin soluğun çıkmıyor, elbet vardır bir nedenin…

Saçlarını döktün diye, sana kötü lâf edenin;

Boş lâfına bakıp öyle, ne canını sıkıyorsun?

 

Varsın olsun, mühim değil, kuru ya da sulu çınar.

Uzun ömrün simgesisin, kötü mü be ulu çınar?

Asırlardır süslü/yorsun güzel İstanbul'u çınar…

Yıllar bıkmıyor da senden, sen ne diye bıkıyorsun?

 

**Antalya-2008