Televizyonun Olmadığı Mahallemizde Şehrimizde Televizyonu Hiç Bilmiyorduk!
                                                         eski siyah beyaz yayınları televizyon ile ilgili görsel sonucueski siyah beyaz yayınları televizyon ile ilgili görsel sonucueski siyah beyaz yayınları televizyon ile ilgili görsel sonucueski siyah beyaz yayınları televizyon ile ilgili görsel sonucuİlgili resim


Televizyonun olmadığı mahallemizde şehrimizde televizyonu hiç bilmiyorduk. Bir kutu ve Rahmetli Zeki Müren şarkı söyleyecek biz dinleyeceğiz, kimisi Zeki Müren bizi görecek mi derken kahkahaları basardık. Sinemayı bilirdik giderdik lakin televizyon sırlı bir kutuydu. Rahmetli babam-nurlar içinde yatsın- o yıllarda Almanya’ya işçi olarak gitmişti, 1973 yıllarıydı. Rahmetli babam izine gelirken küçük bir televizyon getirmişti. Mahallede elektrik yok ben başında oturur ona bakar çözmeye anlamaya çalışırdım. Neyse elektrik geldi babam eve elektriği aldı, ben heyecanla fişini prize soktum yüreğim bir kuş gibi uçuyor düğmesini açtım, açıldı televizyon nokta nokta siyah beyaz ekran hışırtılı bir ses. Yuvarlak bir anteni var onu taktık, görüntü yok, günlerce her gün açtım kapattım. Aylar sonra paket yayınlar başladı haftada bir iki gün siyah beyaz, sanki bambaşka bir dünya işte o günden sonra herkes bir televizyon aldı, komşuluk sohbetler muhabbetler bitti herkes kendi evinde televizyona bağlı kaldı güzel günler uçtu gitti. Duymuştuk televizyonu lakin böyle bir sonuca götüreceğini nereden bilirdik ki?
 
Televizyona sahip olmakla onun bize sahip çıkarak esir alacağını muhabbeti komşuluğu yok edeceğini kim bilebilirdi ki? Belki icat edenler bilirdi. Ne bileyim o yaşlarda ne bileyim! O yıllarda havalı olmuştu mahallemiz daha sonrasında sonuç belli.


Artık evlerimizde kendimiz ve televizyon ve başka bambaşka bir dünya vardı. Bu dünyaya, o bilindik manzarayla açılan ve normal dünyalardan değildi benim için, dizilerle müzik programı filmlerle görünürde çok farklı bir dünyaydı. Sinemada ücret ederken evde ücret ödemeden izlerdik, yılda belli küçük bir meblağ ödenirdi. Ben sinemayı çok severdim, vizyona giren her filmi izlerdim, şimdi evde her oynayan diziyi filmi müzik programını kaçırmadan izlerdim. Hepsi sanki dünyanın ya da düşüncenin yeniden yazılmasıydı benim için o çocukluk yıllarımda. Daha sonrasında yalnızlıkla bir odanın içinde eski şen hayatın ölmesiyle, yeniden sizin hayatınızın yalnızlıkla kesişme hikâyesiydi insanlarla ilişkileri yok edici bir hayattı. Oysa bizler televizyonla devamlı kaydedişimiz her gün açılan yeni kanallarla bizi kendine zincirlerle bağlayarak güncelliyordu televizyon!
 
Sani televizyon bizlere Ştt hiç kıpırdamadan dur mütemadiyen beni seyret hem de hiç kıpırdamadan! Odamızdan çıkmadan bakar olduk! Gerçek dünyamızı sahte bir dünya ile değiştirir olduk, şimdileri hiç sormayın bende hiç anlatmayayım…
 
Mehmet Aluç